İhtiyati hacizin bir icra takip işlemi olmayıp, asıl icra takip işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir kurum ve bizzat icra takip işlemine dönüşmeye elverişli, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da yapılan icra takibi veya açılan dava sırasında uygulanan bir nevi tedbir işlemi olduğu, ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin, ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece ihtiyati haczin infazını engellemeyeceği, somut olayda da 29.09.2021 tarihli tedbir kararında, tedbirin açıkça ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler konulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, İİK'nın 264/son maddesine göre borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmediğinden ihtiyati hacizin kendiliğinden icrai hacze dönüştüğü, takibin beş adet senet ile ilgili olarak 250.000....
Mahkemesi'nin 2008/296 Esas sayılı dosyasında verilen müşterek çocuğun velayetinin dava sonuçlanıncaya kadar davacı babaya tedbiren verilmesine ilişkin 14.07.2009 tarihli ihtiyati tedbir kararına dayalı olarak ilamlı icra takibine başlandığı, borçluya örnek 3 numaralı icra emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilince, boşanma davası yargılamasında müşterek çocuğun velayetinin tedbiren babaya verildiği, boşanma davasının reddedildiği, tedbir kararının nihai kararla ortadan kalktığı belirtilerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, boşanma davasının reddine karar verildiği ve kararın kesinleşmediği, HMK. 389. madde ve devamı maddelerine göre ihtiyati tedbir kararının etkisi aksi belirtilmedikçe nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
tedbir kararı verilebileceğini, yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararında, mahkemece bu şartların oluştuğuna ilişkin bir gerekçe sunulmadığını, ihtiyati tedbir bir tür hukuki koruma ve hukuki güvence sistemi olduğunu, bu hukuki güvence karşı tarafın tasarruf hakkını sınırlandıran bir koruma olduğundan, alelade bir talep üzerine yerine getirilecek bir karar olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun'un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK'nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir....
Madde Gerekçesi) Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir....
ATM'sinin 2018/1083 E sayılı dosyasından verilen 21/09/2018 tarihli tensip zaptında, davacılar aleyhine 6183 sayılı amme alacakları tahsili usulu hakkında kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir ihtiyati haciz ve muhafaza işlemeleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasına, davacı T1 Ş. yönünden ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmiştir. 18/12/2018 tarihli duruşma tutanağında da davacı şirket yönünden İİK 289/2 maddesi uyarınca 1 yıllık kesin mühlet verilmesine kesin mühlete ilişkin bu kararın kesin olduğuna dair karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının Türkiye İş Bankası Ankara Dikmen'de bulunan iban hesabına kendi iban hesabından 26.03.2018 tarihinde 173.600,00 TL havale ettiğini, ancak davalının geri ödeme yapmadığını, müvekkilinin başlattığı icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle eldeki davayı açtıklarını belirterek dosyanın kaldığı yerden devam edebilmesi adına ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, İlk Derece Mahkemesi tarafından dava konusunun para alacağı olması sebebi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK m.389 vd. Şartlarının oluştuğunu belirterek ayrıca dosyada bulunan dekonta göre yaklaşık ispat kuralının yerine getirildiğini, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK m.67 ye dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir....
Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde: Dava ödeme emrinin iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı SGK vekilince istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı kurumun davadan sonra ödeme emrini iptal etmesine bağlıdır. İptal gerekçesi olarak da usulüne uygun tebligat yapılmamış olması gösterilmiştir. Açıklanan bu duruma göre ilk derece mahkemesince verilen karar yerinde olmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali istemine yöneliktir. Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK.'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Tarafların iddia ve savunmalar uyarınca, davacı, satın aldığı taşınmaza yönelik üçüncü kişi tarafından açılan dava neticesinde adına kayıtlı tapunun iptali sebebiyle ödediği paranın tahsili yolu ile yaptığı takibe ilişkin açtığı itirazın iptali davasına yönelik dava dilekçesi ile " davacının mal kaçırma durumu mevcut olduğunu bu nedenle teminatları ile her türlü hak ve alacaklarına borç miktarınca ihtiyati tedbir konulmasına" karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklı şirket, borçlu hakkında 30.06.2012 keşide tarihli 25.000 TL’lik çeke ve 06.04.2011 tarihli bayilik sözleşmesine dayanarak 26.06.2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, çekte borçlunun keşideci, alacaklının lehtar konumunda olduğu, 06.04.2011 tarihli bayilik sözleşmesinin taraflarının, takip tarafları ile aynı bulunduğu, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürede 16.07.2015 tarihinde diğer itirazlarının yanında takibe konu çekin teminat çeki olup bedelsiz olduğu ve bu konuda menfi tespit davası açtığını beyan ederek icra mahkemesinde takibin ve ödeme emrinin iptali talebinde bulunduğu görülmektedir....