Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

borçlu, takip dayanağı kira sözleşmesinde şirketin taraf olduğunu, takibin şahsına yöneltilemeyeceğini iddia ettiğine göre, başvuru bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, itirazın, İİK'nun 269/2. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir....

    İcra Müdürlüğünün 2021/3793 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin davacıya 17/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 21/05/2021 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü davalıya herhangi bir borcu olmadığına yönelik iddialar borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz. Kaldı ki davacı taraf süresi içinde icra müdürlüğün itiraz etmiş ve takip durmuştur....

    İcra Müdürlüğünün 2018/464 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriği incelendiğinde taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde yetkili merciler olarak İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı, bilindiği üzere yetki sözleşmesi ya da sözleşme içeriğinde bulunan yetki şartının geçerli olabilmesi için tarafların tacir ya da kamu tüzel kişisi olmaları ve uyuşmazlıkta kesin yetki kuralının bulunmaması gerektiği, mevcut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğu ve takibin yapıldığı Bakırköy İcra dairelerini kesin yetkili kılacak bir hâlin bulunmadığı görülmekle yetki şartının geçerli ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra daireleri yerine Bakırköy icra dairelerinde takip yaptığı, davalının yetkiye itirazının yerinde...

    vekilinin 19.03.2012 tarihinde borçlunun yetki itirazını kabul ederek icra dosyasının yetkili Kars İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği, dosyanın Kars İcra Dairesine talep üzerine gönderilerek Kars İcra Müdürlüğüne kaydının yapıldıktan sonra gönderilen ödeme emrinin 02.11.2012 tarihinde davalıya tebliği üzerine davalı borçlunun 05.12.2012 tarihinde icra dairesinde borca itiraz ettiği, alacaklıya itirazın 16.11.2012 tarihinde tebliği sonrasında 12.11.2013 tarihinde davacının itirazın iptali davasını açtığı, borçlunun icraya itiraz tarihi ile itirazın iptali tarihi arasında zamanaşımı geçtiğini ileri sürdüğü görülmektedir. 3-İtirazın iptali davası takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı itiraz ile duran takibin devamını sağlamak amacı ile açılan bir davadır....

      No:2/1 Çeltikçi/ Burdur olduğunu, borçlu şirketin bono üzerindeki adresine ödeme emri tebliğe çıkarılmadan TK 35. maddesine göre ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulsüz olması sebebiyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, takip konusu bono üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, bono üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, ödeme emrinde faiz kısmında faizin hangi orandan ne şekilde belirlendiğinin yazmadığını, belirsiz bir alacak kaleminin ödeme emrine konulmuş olması nedeni ile takip iptali gerektiğini, bütün bu nedenlerle yetki itirazlarının kabulünü, takibin iptalini, ödeme emrinin iptalini talep etmiştir....

      Takibin İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan 21.03.2018 tarih, 2018/289 D.İş Esas sayılı kararla 23.03.2018 tarihinde başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir....

      İİK 168/4- 5 maddesinde imza ve borca itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması belirtilmiş olup 170/ a maddesinde de borçlunun, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 maddenin 3....

      iptali ve yetki itirazı isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Dairesi tarafından 14/07/2020 tarihli örnek 7 nolu ödeme emrinin düzenlendiği, davalı borçlu tarafından 29/07/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına aynı icra müdürlüğü tarafından 30/07/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın da duran takibin devamı için açıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakta olup; başlatılan takipte davalı borçlunun icra dairesine başvurup borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği açıktır, artık bu aşamada ilk derece mahkemesince; davalı borçlu aleyhine başlatılan takipte çıkarılan ödeme emrinin davalı borçlu tarafından tebellüğ edilmediği için ortada usulüne uygun bir takip bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır....

      İcra müdürlüğünün 2021/3478 Esas sayılı dosyasına ait ödeme emri çıktığını, tarafları ve borç konusu müvekkili ile ilgili olmadığından ödeme emrinin iade edilerek dosyaya öncelikle bu bakımdan itiraz edildiğini, icra dairesince taraflarına doğru ödeme emrinin gönderilmesi gerektiğini, tacir olan alacaklı ile müvekkili arasında imzalanan tedarikçi satın alma sözleşmesinde İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, icra takibinin İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelerden birine dayanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Konya 8....

      UYAP Entegrasyonu