Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye HukukMahkemesi Taraflar arasındaki abonelik tesisi (muarazanın men'i) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin kiraladığı akaryakıt satış istasyonu için davalı kuruma yeni abonelik tesisi için başvurduğunu, ancak bu talebin reddedildiğini, hatta geçmişten kalan elektrik borcu nedeni ile işletmede kullanılan elektriğinin kesildiğini iddia ederek müvekkili adına abonelik tesisi işleminin sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının elektrik aboneliği talebinin reddinin söz konusu olmayıp, talebin inceleme aşamasında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

    Az yukarıda belirtilen yasa ve yönetmelik hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, abonelik tesisi için abone olmak isteyen kişinin mutlaka malik olma koşulunun bulunmadığı görülmektedir. Abonelik talebinde bulunan şahıs yasal olarak kanal katılım ve şebeke hisse bedelini ödemek zorunluğunda olur ve bu bedeli de davalı idareye öderse bu bedeli ödeyen şahsın,taşınmaz malikine müracaat ederek ödediği bedeli ondan istemesine engel bir durum da bulunmamaktadır.Bir başka anlatımla taşınmaz maliki ile abone olmak isteyen şahıs arasındaki ilişki kendi aralarındaki bir ilişki olup, davalı idare yönünden bağlayıcı bir durum da yoktur....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2020 NUMARASI : 2018/107 ESAS - 2020/111 KARAR DAVA KONUSU : ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ, ABONELİK TESİSİ KARAR : Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/107 Esas, 2020/111 karar sayılı 18/06/2020 tarihli kararı aleyhine davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; davacıların Kestel Plus Lıfe Sitesi....

      Nitekim HGK 2004/...-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Nitekim HGK 2004/13-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi yöntem ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece; dava konusu evin 12.10.2004 tarihinden sonra 2008 yılında yapıldığı, inşaat ruhsatının, projesinin ve yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı, İmar Kanunun geçici 11.maddesi uyarınca geçici abonelik sözleşmesi yapılarak su bağlanması şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, geçici su abonelik sözleşmesinin yapılması ve davacının hizmetten yararlanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümlerine göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün olmayıp, dava konusu tek katlı yığma yapının inşaat ruhsatının ve kullanma (iskan) izninin alınmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki abonelik tesisi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı kurumdan su aboneliği tesisi için talepte bulunduğunu ancak dava dışı müteahhidin borcu bulunması nedeniyle abonelik tesisi işleminin gerçekleştirilmediğini, bu nedenle sahibi bulunduğu daireye abonelik sözleşmesi yapılması yönünde karar verilmesini istemiştir. Davalı, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 6. maddesi (h)fıkrası hükmü gereğince davacının geçici abonelikten yararlanmasına engel bir durum olmadığı, aynı yönetmeliğin 30. maddesi (d) fıkrasına istinaden inşaat hesap kesme işleminin yapılması durumunda aboneliğin tesis edileceğini beyan etmiştir....

              Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereğince davacının kullandığı jeotermal ısı bedelini ödediği, sistem kullanma bedeli adı altında istenen ek ödemenin sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muarazanın giderilmesi ve menfi tespite ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, jeotermal ısı enerjisi kullanımı abonelik sözleşmesi karşısında davacıdan sistem kullanma bedeli adı altında başka bir ödeme istenip istenmeyeceğine ilişkindir. Doğalgaz, elektrik, su, jeotermal enerji ısısı gibi bazı mal ve hizmetlerin satılması ile 2008/9780-13841 ilgili abonelik sözleşmelerinin yapıldığı bir gerçektir. Her mal veya hizmetin kendine özgü alt yapıyı ve sistem kurmayı gerektirdiği ve buna bağlı olarak gerek alt yapı ve gerekse işletme masraflarının bulunduğu da muhakkaktır....

                Bu durumda, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak, abonelik tesisi istenen daire için yukarıda anılan İmar Kanununun geçici 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında, hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişiden ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

                  Davacının bu talepleri bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında kurulan abonelik sözleşmesi ilişkisinde kayıp-kaçak ve diğer bedelleri davacının ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı konusunda yaratılmış bir muaraza(çekişme) olduğu, davada da muarazanın(çekişmenin) giderilmesinin talep edildiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Bu durumda, davacı sözleşme ilişkisinde muaraza ( çekişme ) bulunduğunu ileri sürdüğüne , sözleşmede yer alan haksız şartların tespitini, iptalini istediğine , ileriye yönelik düzenleme talep ettiğine , bu durumda dava değerinin 3.480.00....

                    UYAP Entegrasyonu