Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 3. Sulh Hukuk ve Çifteler Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kısıtlı adayının vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre, “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir...” hükümlerine yer verilmiştir. Çifteler Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlının yerleşim yerinin İstanbul, Bakırköy ilçesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

    İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün adres araştırmasına göre, vesayet altına alınan ...1ın üç yıldır ".../..." adresine hiç uğramadığı, tedavi amaçlı ...da bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, ...'ın 08.06.2010 tarihinde ... l.Sulh Hukuk Mahkemesince vesayet altına alındığı ve o zamandan beri aynı mahkemede takip edildiği anlaşılmış isede, nüfus kaydı yerleşim yeri adresine, ... 2 İlçe Seçim Kurulunun cevabi yazına ve ... ilçe Emniyet Müdürlüğü'nün adres araştırmasına göre, ... adresininbakım merkezi olduğu ve bakım merkezinden Öncede ".../ ..." adresinde ikamet ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 22. maddesi uyarınca bakım ve sağlık kurumuna konulmanın yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmamasına göre, ... Sulh Hukuk Mahkemesince verilen yetkisizlik kararı aynı zamanda adres değişikliğine izin mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir....

      SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2020/149 ESAS 2021/1879 KARAR DAVA KONUSU : 4721 Sayılı TMK Gereğince Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma Kararı/Vesayet KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kısıtlı adayının oğlu olduğunu, oğlunun uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı nedeniyle çevresine, kendisine zarar verdiğini, bu nedenle zorunlu yatış kararı verilerek tedavi altına alınmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden vasi adayı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; oğlunun madde ve alkol bağımlısı olduğunu belirterek tedavi edilmesini talep etmiştir. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2020/149 ESAS 2021/1879 KARAR DAVA KONUSU : 4721 Sayılı TMK Gereğince Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma Kararı/Vesayet KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kısıtlı adayının oğlu olduğunu, oğlunun uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı nedeniyle çevresine, kendisine zarar verdiğini, bu nedenle zorunlu yatış kararı verilerek tedavi altına alınmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden vasi adayı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; oğlunun madde ve alkol bağımlısı olduğunu belirterek tedavi edilmesini talep etmiştir. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Sulh Hukuk Mahkemesince, 1972 yılından beri Bakırköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bakım ve tedavi amaçlı olarak kalan kısıtlının iyileşip evine dönmesi ve tek başına yaşaması mümkün olmadığı belirtilerek, kısıtlının bakım şartlarının ve onunla ilgili vasinin yapacağı işlemlerin vesayet makamları tarafından daha rahat denetim ve gözetim altında tutulması gerekçesiyle kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesine ve yerleşim yerinin değiştiğinden söz edilerek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Baştabibliğinin dosya içinde bulunan yazılarından kısıtlının anılan hastanede bakım ve tedavi amaçlı olarak kaldığı anlaşılmış, kısıtlıya 1999 ve 2006 yılları arasında bu hastanede görevli bir doktorun da vasi olarak görevlendirildiği görülmüştür. Kısıtlının tüm hayatının anılan hastanede geçtiği ve tüm işlerinin idare edildiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 412....

        Asliye Hukuk Mahkemesi 10.07.2015 gün ve 2015/33-36 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiş, bu defa davacı vekili 13.07.2017 tarihli temyiz dilekçesi ile kararı yeniden temyiz etmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405. maddesi kapsamında akıl sağlığı sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkin olup, mahkemece yasal danışman atanmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi, yasal danışman olarak atanan ...'ın şahsına itiraz niteliğindedir. İtiraz, denetim makamınca değerledirilmiş ve reddedilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 422....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacı vekili dava dilekçesinde; vesayet altına alınan kısıtlı ...’ın vesayet altına alınma sebebinin ortadan kalktığından bahisle vesayetinin kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kısıtlı ...’ın ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 05.10.2009 tarih 2009/129e-244K sayılı ilamında kısıtlının TMK 405. maddesinde düzenlenen akıl hastalığı ve akıl zayıflığı yanında aynı Kanunun 406. maddesinde düzenlenen nedenlerle de kısıtlandığı anlaşılmıştır....

            Davalı banka vekili, vesayet altına alınma kararının kesinleşmiş şerhli suretinin ibraz edilmediğini, bu nedenle davacının babasına ait hesaba bloke konulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, vesayet altında alınan babasının bankadan çektiği parasından 5.000,00 TL borç aldığını, taksitle ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ,iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ......

              Kabule göre de; 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasada, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni, sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu halde, iş kazası nedeniyle sigortalının başvuracağı ilk merci kendisini bu yönde güvenceye alan Kurum ve onun sağlık kuruluşlarıdır. İş veren ancak Kurum tarafından karşılanmamış ... aşan zorunlu tedavi giderlerinden sorumlu tutulabilir. Bu kapsam da tedavi giderleri bakımından yapılan harcamaların her bir kalemin içeriğinin ve bedelinin ayrıntılı dökümünün ilgili yerlerden getirtilerek, davacıya uygulanan tedavilerin ... kapsamında zorunlu tedavi giderlerinden olup olmadığı ve söz konusu tedavilerin ...'u aşan zorunlu tedavi giderinin bulunup bulunmadığı hususunda alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan sonuca gidilmesi hatalıdır....

                KARŞI OY Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu ... gerekli değildir.(MK madde 16) Yine MK 405. maddesinin 2. fıkrasında “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”...

                  UYAP Entegrasyonu