Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2019 NUMARASI : 2019/619 ESAS - 2019/1891 KARAR DAVA KONUSU : Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma Kararı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; 17/04/2019 tarihinde üniversite hastanelerinin acil servisine müracaat eden ve şizofreni tanısı ile takip ve tedavi edilen, çevresine ve ailesine karşı saldırgan davranışları olduğu öğrenilen T6 isimli kişinin tedavisinin planlandığı sırada taburculuk planı olmaksızın acil servisi terk ettiğini belirterek TMK'nın 432. maddesi gereğince koruma amaçlı tedavi altına alınmasını talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki vesayet hukukuna ilişkin davada ... 3. Asliye Hukuk ile 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, daha önce vesayet altına alınma işleminin yenilenmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 Sayılı Yasa’nın 20.04.2004 günü yürürlüğe giren 14.04.2004 gün ve 5133 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi ile “22.01.2001 tarihli ve 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 Sayılı Türk Medeni Yasasının Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Yasaya göre aile hukukundan ... dava ve işler”in aile mahkemelerinde görüleceği, yine 5133 Sayılı Yasanın Geçici 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasilikten Kaçınma Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, itirazın reddine karar verilmiş olup hükmün vasi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davada, bir yıldan fazla hükümlülüğü nedeni ile ...'e abisi ... vasi olarak atanmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; atanan vasinin vasilikten kaçınma amacı ile itirazı üzerine vesayet makamınca itiraz reddedilerek dosyanın değerlendirilmesi için denetim makamına gönderilmiş, denetim makamı sıfatıyla ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 2015/65-69 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında hükümlülük sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12.04.2011 tarih ve 2010/1211 E. - 2011/704 K. sayılı kararı ile borçlunun TMK.nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra 24.04.2013 tarihinde kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görülmektedir. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenle takibin iptali gerekirken, icra emrinin borçlu vasisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi isabetsizdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Hasımsız görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olup hükmün, kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 407 maddesine göre, bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı ceza alınması sebebiyle vesayet altına alınma istemine ilişkindir. ... tarafından 58 yıl 73 ay müebbet hapis cezasına hükmolunan ...’ın vesayet altına alınması istenmiş; mahkemece, kısıtlanması istenilenin yerleşim yerinin Vezirköprü olduğu gerekçesi ile verilen yetkisizlik kararı kısıtlı adayı tarafından temyiz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"########## MAHKEMESİ :##########Asliye Ceza Mahkemesi ########## ########## ########## SUÇLAR : Hakaret, tehdit, yaralama ########## HÜKÜMLER : Ceza verilmesine yer olmadığı, koruma ve tedavi altına alınma ########## ########## Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında tehdit ve yaralama suçlarından verilen hükümler ile sanık ... hakkında tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından verilen kararların da temyiz edilmiş olmasına karşın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/02/2016 tarih ve 2015/12009 sayılı tebliğnamesinde görüş bulunmadığı, Anlaşıldığından, mağdur sanık ... müdafiinin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA ve dosyanın incelenmeksizin mağdur sanık ... müdafiinin temyizine ilişkin ek tebliğname düzenlenmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GERİ GÖNDERİLMESİNE, 17/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

            Mahkemece, 6.507,98 TL tutatındaki tedavi giderinin eklenmesi suretiyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu iş kazasının 21.05.2007 tarihinde meydana geldiği, davacı sigortalının % 2,1 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, davacının tedavi giderlerine ilişkin 22.06.2007 tarihli 6.507,98 TL tutarında fatura ibraz ettiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasada, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni, sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Şu halde, iş kazası nedeniyle sigortalının başvuracağı ilk merci kendisini bu yönde güvenceye alan Kurum ve onun sağlık kuruluşlarıdır. İş veren ancak Kurum tarafından karşılanmamış SUT'u aşan zorunlu tedavi giderlerinden sorumlu tutulabilir....

              Sulh Hukuk Mahkemesi'nce ise, TMK 432 kapsamında tedavi altına alınması talep edilen şahsın yapılan tüm araştırmalara rağmen herhangi bir yerleşim yeri tespiti yapılamadığı ve Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi'nde tedavi altına alınması talep edilen şahsın davacısı olduğu boşanma davasında 15.12.2021 tarihli dava dilekçesinde adres olarak "... mah. 1146 Sk. No 13/1 ... - ..." olarak adresin bildirildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 433/1. maddesine göre, “Yerleştirme veya alıkoymaya karar verme yetkisi, ilgilinin yerleşim yeri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bulunduğu yer vesayet makamına aittir.” Türk Medeni Kanunu’nun 432 vd. maddelerinde düzenlenen koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanmasına karar verilmesinde önemli olan en seri şekilde karar vermek olduğundan, uyuşmazlığın, ilk olarak intikal ettiği mahkeme olan Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekmektedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme HÜKÜM : TCK 32. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına ve yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınma Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafiinin temyiz isteminin sanık hakkında güvenlik tedbirine hükmolunmasına yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede; 5237 sayılı TCK'nın 32/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 57/1. maddeleri gereğince hakkında güvenlik tedbirine hükmolunan sanığın, 5271 sayılı CMK'nın 325/1. maddesi gereğince yargılama giderinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 19.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  Karşı Oy Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi uyarınca akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu ... gerekli değildir.(MK madde 16) Yine MK 405. maddesinin 2. fıkrasında “Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idari makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.”...

                    UYAP Entegrasyonu