Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan sebeple mahkemenin de kabulünde olduğu üzere yedi bilezik dışındaki ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından düğün borçları için harcadığı ispatlanmıştır. Davacı kadının rızasıyla da olsa bunları geri istememek üzere erkeğe verdiği iddia ve ispat edilmedikçe, erkek bunları geri verme borcu altındadır. Ancak davacı kadın tarafından erkekte kaldığı ispat edilemeyen yedi adet bileziğin aynen yada bedelinin iadesine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ziynet alacağının reddedilen kısmı yönünden; davalı tarafından ise ziynet alacağının kabul edilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, düğünde takılan 10 adet adana burması, 2 metre köstek, 8 adet beşi bir yerde, 1 adet set takımı, 5 adet enli kelepçe bilezikten oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak kendi adına zeytinlik aldığını belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep etmiştir....

      O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir. 4-Davalı-karşı davacı kadının karşı boşanma davasında, davanın kabulüne karar verildiği halde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı-karşı davacı kadın lehine vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı şekilde davacı-karşı davalı erkek lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde, cins, nevi ve miktarını açıkladığı ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu ileri sürerek ziynet eşyalarının iade edilmesini talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise karşı davaya cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının kadın tarafından götürüldüğünü belirtmiştir. Davacı-karşı davalı erkek tanığı ..., ziynet eşyalarının bozdurularak borçlar için harcandığını beyan etmiştir....

        Bu sebeple davalı;-davacı (koca)’nın ziynet eşyalarına yönelik karar düzeltme talebinin kabulüyle, hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün sonuç olarak doğru olduğundan onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin görüşüne katılmıyorum. .......

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının talep ettiği ziynet eşyalarının düğün bitiminde davalının annesine teslim edildiğinin davalının kabulünde olduğu bu nedenle davalının ispat külfetini üzerine aldığı, her ne kadar davalı tanıklarından Savaş, ziynet eşyalarının tarafların balayı dönüşü geri aldıklarını bizzat gördüğünü ve tanık Alparslan'ın da Mehmet'in altınları balayı dönüşü aldığını bildiğini beyan ettiği görülmüş ise de, Savaş'ın beyanında altınların taraflarca geri alındığını, Alparslan'ın beyanında ise altınların Mehmet tarafından geri alındığını belirtmesi nedeni ile tanık beyanları arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ve ayrıntılı beyanlarının alınması amacıyla Dairemizce duruşma açılarak çelişkinin giderildiği, buna göre düğünden sonra ziynet eşyalarını davalının annesine teslim eden tarafların balayı dönüşünde ziynet eşyalarını davalının annesinden aldıkları, bu aşamadan sonra davacının ziynet eşyalarının davalı tarafından alınıp harcandığı iddiasını...

          Bu nedenle adı geçen davalılar yönünden işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davalı ... yönünden de, davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesini, mümkün olmazsa bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İstek, kişisel malların davalıda kalması nedeniyle iadesi, olmazsa bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Davacının tasfiye isteği bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu 226/1. maddesi gereğince eşler her zaman birbirlerinde kalan kişisel eşyalarının iadesini isteyebilirler. Kişisel malların, bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, evlilik birliğinin sona ermiş olması gerekmez....

            Tüm bu hususlar göz ardı edilerek varsayımlara dayalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı (kadın), boşanma isteği yanında ziynet eşyalarının aynen iadesini ve bunun mümkün olmaması halinde ise bedeline hükmedilmesini de talep etmiştir. Davacı (kadın)'ın ziynet eşyalarına yönelik bu isteği, talep edilen ziynet eşyalarının dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak nispi harca tabidir. Dava dilekçesinden alınan başvurma harcının bu dilekçedeki bütün hususları kapsayacağı nazara alınarak, mahkemece davacıya talep ettiği ziynet eşyalarının bedelini açıklattırıp bu değere göre eksik nispi peşin harç noksanlığı tamamlatılmadan (Harçlar Kanunu m. 30­32) işin esasının incelenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

              Öteki deyişle, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkek eşe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükünden kurtulur. Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür. Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının bir kısmının davacının yanında götürülmüş olduğu,bir kısmının düğünde yapılan masraflar için bozdurulduğunu,diğer bir kısmına ise davacı tarafından ortak konuttan ayrıldığı sırada zarar verildiğini iddia etmiştir....

                Düğünde takılan ziynet eşyaları kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı kadın evlilik birliği içerisinde malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez....

                  Davacının, ziynet eşyalarıyla ilgili olarak, ziynet eşyalarının davalılar tarafından kendisinden alınarak davalı Sahire'ye ait kasada saklanacağının söylendiğini ve ziynet eşyalarının sonrasında kendisine iade edilmediğini iddia ettiği, ispat külfetinin davacı tarafta olması ile birlikte davalı Sahire'nin cevap dilekçesindeki beyanı ve her iki davalının yemin beyanları gözetildiğinde, ziynet eşyalarının davacının rızası ile yurt dışında davalı Kerim tarafından harcandığının anlaşıldığı, ancak altınların rıza ile harcanmış olmasının davalı Kerim'i iade yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi davalının, davacıdan altınları alırken bir daha geri vermemek üzere alındığının da iddia edilmediği, davalı Kerim'in bu ziynetlerle ilgili olarak savunmasının ziynetlerin bedelinin daha sonra davacıya iade edildiği yönünde olup, ispat külfetinin davalı Kerim'e geçtiği gözetilmeden karar verilmesi de hatalı olmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu