Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı kadın, boşanma ile birlikte ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini veya bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı erkek tarafından da çeyiz eşyalarının miktarları ve niteliklerine itiraz edilmemiştir....

    Ancak; Sanığın savunmasında, katılanların evinden çaldığı ziynet eşyalarının bir kısmını kuyumcuya bozdurduğunu bir kısmının yerine ise yeni ziynet eşyaları aldığını beyan etmesine göre, sanığın evinde yapılan arama sonucunda el konulan ziynet eşyalarının tamamının katılanlara verilmesi yerine, katılanlar tarafından teşhis edilemeyenlerin sanığa iadesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekili ve sanık ... Kaplan müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan; emanetteki ziynet eşyalarının tamamının katılanlara verilmesine karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/07/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyalarının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, takıların davacıya iade edilmediğini belirterek, düğünde takılan 10 adet bilezik ve takı setinden oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine; aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının iade edilmek üzere veya borç olarak verildiğinin ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

        Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının elinden zorla alındığını ve iade edilmediğini iddia etmiştir. Davacı-karşı davalı tanıklarının beyanlarından da açıkça anlaşıldığı üzere, tarafların daha önceden de fiilen ayrıldıkları, bu ayrılık sırasında ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadın tarafından yanında götürülürken, davalı-karşı davacı ve ailesi tarafından yolda durdurularak elinden alındığı sabittir. Her ne kadar bu olaylardan sonra taraflar barışıp, bir süre birlikte yaşamışlarsa da ziynet eşyalarının iade edildiğini ispat yükü artık davalı-karşı davacı erkeğin üzerindedir....

          Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının kadın eşe ait olması hususunun doğru olduğunu, ancak uygulama ve Yargıtay içtihatlarında ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayıyla ziynet eşyalarının bozdurulup evin ihtiyaçları için harcandığının davalı tarafça kanıtlanması halinde davalı koca düğünde takılan ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulacağını, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, 1.602,00....

          Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup, ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak on adet bileziğe çevrildiği, bu bileziklerin ise davacı kadında kaldığı davalı koca tarafından beyan edilmişse de dava konusu olan ziynetin belirtilen bu on adet bilezik dışındaki ziynet eşyası olduğu anlaşılmaktadır....

            O halde ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde, dava tarihindeki bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerekirken fiili ödeme tarihindeki bedelinin ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

              Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynetlerin kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olduğundan ve bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı hususu davalı tarafından kanıtlamadığından, davacı davasını tanık beyanları ile ispat ettiğinden ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi doğru değildir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmazsa bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....

                Aile Mahkemesinin 2010/289 Esas-2012/1039 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkilin 30.10.1992 tarihli çeyiz listesinde yer alan ziynet ve çeyiz eşyalarını evlenirken beraberinde getirdiğini, müvekkilin hiçbir kişisel eşyasını almadan müşterek haneden ayrıldığını, ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını, ayrıca evlilik birliği devam ederken davalı ile birlikte bir kısım ev eşyası aldıklarını ileri sürerek, ziynet ve çeyiz eşyalarının tamamı ile evlilik birliği içinde edinilen ev eşyalarının yarı bedeli olan 10.000 TL(ıslahla13.648,00 TL) 'nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  Davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet alacağı talebinde bulunmuş, davacı-davalı erkek taraflarca imzalı 18.12.2012 tarihli belgede de yer aldığı üzere ziynet eşyalarının kadın tarafından rızası ile kendisine verildiğini beyan ederek bu talebin reddini talep etmiştir. Dosyada mevcut 18.12.2012 tarihli taraflarca imzalı belgede erkeğin ve yakınlarının nişan ve düğünde taktığı ziynet eşyalarının rıza ile davacı-davalı erkeğe geri istenilmemek üzere kadın tarafından verildiğinin yer aldığı, toplanan delillerden 4 adet düz bileziğin davalı-davacı kadına kendi babası tarafından takıldığı, 18.12.2012 tarihli belgenin bunları kapsamadığı, bu ziynetlerin erkek de bulunduğu, erkek tarafından bu bileziklerin iade edilmediği anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeple 4 adet düz bilezik yönünden ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu