O halde, mahkemece, ziynet eşyalarının iadesi istemiyle ilgili olarak davacı-karşı davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak, teklif edildiği takdirde usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi (HMK.md.227-238) gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir. 3-Takı paralarının balayında harcandığını davalı-karşı davacı erkek kabul etmiştir. Bunların geri istenmemek üzere erkeğe verildiği iddia ve ispat edilmemiştir. O halde kadının takı parasına ilişkin talebinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. 4-Hakim davalı-karşı davacı erkeğin, kadın tarafından götürüldüğünü iddia ettiği künye ve bilgisayarın aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedeline hükmetmiştir. Bedele hükmederken ayrı ayrı değerleri gösterilmeyip toplam bedel hükme yazılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından ziynet alacağı yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; temyiz edilen ziynet alacağının miktarı itibariyle duruşma sınırı altında kaldığından duruşma isteğinin reddine, dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, ev satın alınırken, ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu, ziynet eşyalarının evin alımında kullanıldığını beyan ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir....
Gerçekleşen bu duruma göre davalı-karşı davacı kadın düğünde takılan ziynet eşyalarının bir bilezik ile bir yüzük dışında kalanlarının kendisinden alındığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat etmiştir. Davacı-karşı davalı erkek talep edilen kadar ziynet eşyası takılmadığını savunduğuna göre, dosyaya sunulan düğün resimlerinden davalı-karşı davacı kadına takılan ziynet eşyalarının niteliklerinin ve değerlerinin tespiti bakımından bilirkişi raporu alınması, hesaplama yapılırken davalı-karşı davacı kadının son ayrılıkta beraberinde götürdüğü ziynet eşyalarının takılanlardan düşülmesi ve belirlenen eşyalar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir....
Her ne kadar davalı erkek vekili tarafından yerel mahkemenin ispat külfetini yanlış değerlendirdiği, eksik inceleme ile verilen davanın kabulü karanının haksız olduğu, davacı kadın vekili tarafından ise, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fiili ödeme günündeki TL karşılığı değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davalı taraf cevap dilekçesi ile bu ziynetlerin ailenin geçimi için harcandığını savunmuş, bozdurulduğunu kabul ettiği ziynet eşyalarının davacı eşin rızası ile iade edilmemek üzere bozdurulduğunu ispat edecek her hangi bir delil sunmadığı ve ispat yükü üzerinde olmasına rağmen ispat edemediği, bu suretle dava konusu ziynet eşyalarının davalıya verildiğinin ve davalı tarafından iade edilmediğinin ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davaya konu ziynet eşyalarının...
Somut olayda kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur. O halde bozdurulduğu davalı erkek tarafından ikrar edilen ve tanık beyanı ile anlaşılan dava dilekçesinde talep konusu edilen ziynet eşyaları yönünden ziynetlerin cins, nitelik ve sayı olarak dava tarihindeki değerlerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. erkeğin savunması ile sabit olduğu üzere; dava konusu ziynet eşyalarının varlığı ve davalı-davacı tarafından bozdurulduğu ispatlanmıştır. Bu ziynetlerin, davacı-davalı kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiği ise erkek tarafından iddia ve ispat olunamamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;"....Davacı tanıkları davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının ve paraların davacı tarafından davalıya ve davalının babasına inek almaları için geri ödenmesi karşılığında verildiğini beyan ettikleri, ancak davacı kadının ziynet eşyalarını davalı kocasına hibe ettiği yönünde beyanda bulunulmadığı, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının davalı tarafından kullanıldığını, ancak iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/17761 E. 2015/10801 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere, "ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur." Ancak davalı erkek ziynet eşyalarının davacı kadının yanına aldığını kanıtlayamamıştır....
Davacı kadın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi doğru olamamıştır. Temyize konu hükmün, ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı kadın, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının eşi, kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin ödenmesini talep ve dava etmişlerdir. Yerel mahkeme ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş olup, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 3....
Diğer taraftan, ziynet eşyası; rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Buna göre davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını veya götürülmesine engel olunduğunu, ispat yükü altındadır. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, davacıya ait ziynet eşyalarının, davalının babasının emeklilik işlemleri için bozdurulduğu hususunu davacıdan duyduklarını, davalı tanıkları ise, davacının müşterek evdan annesi ve amcası ile birlikte ayrıldığını beyan etmişlerdir. Bu tanık anlatımlarından, davacı kadına ait olan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu kabul etmek mümkün değildir....