Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde, otuz dokuz adet çeyrek altın, on dört adet bilezik ve 5.500.00 TL düğünde takılan paranın aynen, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesini talep etmiş, davalı-karşı davacı erkek ise ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadında bulunduğunu beyan etmiştir. Toplanan delillerden davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve ortak konuttan kovduğu, ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadının uhdesinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeple davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyası davasının, otuz dokuz adet çeyrek altın ve 5.500,00 TL. para yönünden kabulüne karar vermek gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Yasal gereklilik yukarıda belirtildiği şekilde iken, öncelikle mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedele karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden ve karar yerinde tartışılmadan ziynet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.03.2017(Çrş.)...
TL tutarındaki ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde tek tek özelliklerini saydığı bir set takımı ve 16 bilezikten oluşan ziynet eşyalarını davacı-karşı davalı erkeğin alarak evi terk ettiğini iddia etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise karşı davaya cevap dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarının kendisinde kalmasını istediğini beyan ederek ziynet eşyalarının kendisinde olduğunu kabul etmiştir....
Mahkemece; nafaka artırma talebinin reddine, 850 TL eşya bedelinin davalıdan tahsiline, ziynet eşyalarının talep gibi 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin, 02.04.2015 tarih, 2014/11349 E. 2015/5525 K. sayılı ilamında, "Davada, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. Maddesi (HUMK 388 md) hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak da getirmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyalarının bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Dava,ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değlidir. 2-Davalı vekilinin ziynet eşyalarının bedeline ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının evden ayrılırken davalıda kaldığını belirterek aynen iadelerini olmaz ise bedelleri olan 6.980 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne,bir kısım ziynet eşyalarının aynen iadelerine mümkün olmaz ise haciz tarihindeki değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddi tazminatın miktarı, manevi tazminatın reddi ve kabul edilen ziynet eşyalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı- karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra cins, nevi ve miktarını açıkladığı ziynet eşyalarının da davacı-davalı erkek tarafından ev almak için alındığını, iade edilmediğini beyan ederek, ziynetlerin bedeline hükmedilmesini talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise ziynet eşyalarının davalı- karşı davacı kadında kaldığını savunmuştur....
Maddesine göre kusur aranmamakla birlikte dava konusu yapılan ziynet eşyalarının mutad olup olmadığının tesbiti konusunda sadece yöresel örf ve adetlerin varlığı yeterli olmayıp tarafların usulünce araştırılıp saptanacak mali ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerekir. Kaldı ki altınlar, mutad eşya kapsamında sayılmamaktadır. Mahkemece mutad hediyelerden olmayan ziynet eşyalarının iadesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddi şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin ziynetleri aldığını, kendi annesi üzerine tarla satın aldığını iddia etmiş, davacı-karşı davalı erkek ise süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının kadında olduğunu savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan fotoğraflar üzerinde kuyumcu bilirkişi rapor hazırlayarak dosyaya sunmuş olup ziynetlere ilişkin bizzat görgüye dayalı tanık beyanı bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davalı-karşı davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır....
Mahkemece, hüküm altına alınan ziynet eşyalarının kararın hüküm fıkrasında cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarının değerleri toplu olarak gösterilmek suretiyle hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.04.2015 (Çrş.)...