Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple mahkemece, erkeğin boşanma davası yönünden dava konusuz kaldığından "karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurmak ve davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 2- Yukarıda 1. bentte de açıklandığı üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu, davacı-karşı davalı kadının ise kusursuz olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının tazminat (TMK.m.174/1-2) taleplerinin reddi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.11.2017...

    İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; TMK'nın 161 ve 166/1. maddeleri gereğince davanın kabulü, kusur, tazminatlar, nafakalar ve vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, zina (TMK md.161) hukuki sebebine ve evlilik birliğinin sarsılması (TMK md.166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur"....

    Davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının yerleşim yerinin Sivas olduğunu, erkeğin müvekkiline gideceği yeri söylemediğini dostumun yanına gidiyorum şeklinde söylemlerde bulunduğunu, tartışmalar sırasında ev eşyalarına zarar verdiğini, ilgisizliği ve sorumsuzluğu nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığı bu nedenlerle asıl davanın kabulünü karşı davanın reddini talep etmiştir. 3.Davacı-karşı davalı vekilinin 28.01.2022 tarihli beyan dilekçesi ile; dava dilekçesin de boşanma sebebi ve talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi kapsamında boşanma talepleri bulunmadığını beyan etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma ve fer'ilerine, karşı dava; zina hukuksal sebebine dayalı boşanma ve ferilerine, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. Davacı-karşı davalı taraf; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminat ve velayete ilişkin verilen kararlar yönünden, davalı-karşı davacı taraf ise, hüküm kısmının 2 nolu bendinde maddi hata yapılması, iştirak nafakası talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması, hükmedilen maddi ve manevi tazminatların az olması, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir....

      Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince hükmedilen nafaka, maddi ve manevi tazminatın az olduğunu, erkeğin telefonundaki çıplak görüntülü erotik video ve erkeğin duruşmada "ilişkim oldu" kabulü karşısında zina eylemine dayalı boşanma kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kısmen kaldırılmasına, zinaya dayalı boşanma kararı verilmesine, nafaka ve tazminatların talepleri doğrultusunda artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı karşı davalı erkek istinafa cevap vermemiştir. Asıl dava, TMK 166/1.maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı dava ise TMK 161. madde gereğince zina ve TMK 162. madde gereğince hayata kast ve TMK 166/1.maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır....

      Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkeme ilamının kaldırılarak, öncelikle evliliğin yokluğunun tespitine, aksi durumda boşanma davalarının kabulüne karar verilmesine, müvekkil lehine 100.000,00- TL. maddi ve 100.000,00- TL. manevi tazminata hükmedilmesine, ağır kusurlu olan eş lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın kaldırılmasına, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davası olup karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davası ve maddi manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yetki itirazına ilişkin usulüne uygun inceleme yapılmadığını, ikamet olarak Kayseri ilini seçmiş ve yerleşmiş iken davayı açtığını belirterek yetkisizlik kararı verilmesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı karşılıklı açılmış olan boşanma (TMK.nun 166/1. mad.) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

      Mahkemece kabul edilen ve davacı-davalı kadın tarafından da temyiz edilmeyerek kesinleşen bu kusurlu davranış karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının az da olsa kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir. Davalı istinaf dilekçesinde davacı kadının evlilik birliğinin sona ermesinde daha ağır kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de; davalı erkeğin 10.04.2018 tarihinde davacı kadına terk ihtarnamesi gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkek, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörü ile karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış olaylar da TMK'nun 166/1- 2 maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davalı terk ihtarı çektiği tarihten sonrası için de davacı kadının kusurlu davranışını ispat edememiştir....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı kadından duyuma dayalı olup, bir kısmı ise, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlardan ibarettir. Dosyada davacı-davalı kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Bu halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğe hakaret edip, eşini beğenmediğini söyleyen davacı davalı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir.Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir....

          UYAP Entegrasyonu