Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.6100 Sayılı HMK'nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4.maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. (1086 Sayılı HUMK'nun 8/II-1 maddesinde de dava...

    İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 21/10/2021 tarihli tensip zaptının 11 numaralı ara kararına karşı davacılar vekilince mahkemeye sunulan 09/11/2021- 22/11/2021 tarihli talep dilekçelerine karşı 03/13/2021 tarihli ara kararla dava konusunun taşınmazlardaki zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu, doğrudan taşınmazın aynına yönelik dava bulunmadığı, bu nedenle taşınmazlara ihtiyati tedbir konulamayacağı, talebin kabul edilmesi halinde taşınmazın aynından doğan hakların kullanımına engel olunacağı, zilyetliğin korunmasına yönelik yasada öngörülen tapu kütüğüne işlenebilecek bir şerh beyan türünün bulunmadığı belirtilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziliyetliğin tesbiti ve korunması ... ile ... ve dahili davalı Hazine aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının reddine dair .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09/01/2013 gün ve 108/27 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, zilyedi olduğu 117 ada 1 parselin sınırında bulunan ve yol olarak kullanılan yere davalının duvar örmek suretiyle müdahale ettiğini açıklayarak, zilyetliğinin tespiti ile davalıya karşı korunmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, bu nedenle esasına girilmemesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Dâhili davalı Hazine vekili, bu tip davaların genel mahkemeler yerine Kadastro Mahkemesi'nde açılması gerektiğini ileri sürerek davanın görev yönünden reddi savunmuştur....

      Somut uyuşmazlıkta ise, zilyetliğin korunmasına dair davanın, ilk derece mahkemesince reddine karar verilmiş, bu karara ilişkin davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin 362/1-b maddesi gereği ilk derece sulh hukuk mahkemesinin zilyetliğinin korunmasına dair kararı hakkında Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karar kesin olup, temyizi kabil olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin TEMYİZ DİLEKÇESİNİN REDDİNE, peşin harcın yatırına iadesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 07/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ve müdahalenin meni istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının taşeron sıfatıyla inşaat faaliyetinde bulunduğu alandaki taşınırların ve inşaat sahasının zilyetliğinin davacıya ait olduğunun tespiti, müdahalenin önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının taraflar arasındaki sözleşmeden doğan şahsi hakka dayanarak,zilyetliğe müdahelenin önlenmesini ve tazminat isteminde bulunduğu,davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

          Dava, davacıya ait pazar yerlerinin haksız ve hukuka aykırı biçimde elinden alınması nedeniyle uğranılan maddi kaybın tazminat ve ecrimisil olarak tahsili istemine ilişkindir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 25/02/2022 tarihli 2022/367 E. 2022/370 K, sayılı ilamı ile "TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" a Dairemizin görevli olduğunu belirtmek suretiyle Dairemize gönderilmiş ise de; Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamından davacının zilyetliğinin korunmasına ilişkin bir talebi bulunmayıp, talebinin uğramış olduğu kar mahrumiyeti ve maddi kaybın giderilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, Yapılan inceleme sonucunda, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 Tarihinde yürürlüğe giren 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 2995 ada 2 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümünü satmaya karar verip, müşteri bulabileceğini söyleyen kardeşi olan davalı ...’i taşınmazın satışı yetkisi içerir vekaletname ile vekil kıldığını, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı diğer davalı ...’ye, ...nin de oğlu diğer davalı ...’ye devrettiğini, devirleri kaymakamlık tarafından 3091 sayılı yasaya göre zilyetliğin idari yoldan korunmasına yönelik inceleme başlatılması üzerine öğrendiğini, öncesinde vekilin taşınmazın henüz satılamadığını söyleyerek devamlı kendisini oyaladığını, taşınmazın vekil tarafından borca karşılık davalılara temlik edildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, taşınmaz bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile mümkün olmazsa taşınmazın gerçek değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4. maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi;davanın yalnız zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi ; yargılama sırasında dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle, Kadastro Mahkemesi ise;davanın ,dava konusu taşınmazın ... malı , yaylak yeri olarak tespitine değil, yaylak yerinin kullanma hakkına ilişkin olduğunu gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda;yargılamanın devamı sırasında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın 24.03.2006’da ... ... ...... ..., 122 hektar 3350,94 m² olarak 101 ada 1 parsel numarası ile yaylakiye, ... malı niteliğiyle sınırlandırılarak 3402 sayılı yasanın 5. maddesi gereği kadastro tutanağının mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır....

                Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK' nın "Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi" başlıklı 4. maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Yine aynı Kanun'un "Temyiz Edilemeyen Kararlar" başlıklı 362. maddesine göre, bölge adliye mahkemelerinin "kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4. maddede gösterilen davalar ile (23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu' ndan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar" hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz....

                  UYAP Entegrasyonu