Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir....

    Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.12.2010 gün ve 795/895 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ..., ..., ... ve ... vekili, dava konusu 3983 parselin içerisinde bulunan 500 m2'lik taşınmaz bölümünün zilyetliğinin 30-40 yıl evvel tarafların ortak miras bırakanları ......

        Somut olayda; davacı tarafça zilyetliğinde bulunan tesis kadastrosu yapılmamış tapusuz taşınmazla ilgili olarak el atmanın önlenmesi ve kal talebinde bulunulduğu, mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen ilk kararın taraf teşkili eksikliği nedeni ile dairemizce kaldırıldığı, mahkemece taraf teşkiline ilişkin hususun giderilerek davanın kabulüne yönelik yeniden kararın verildiği, davalı Mustafa hakkında her hangi bir kararın verilmediği, dosyaya yansıyan tanık beyanları dikkate alındığında zilyetliğin korunmasına ilişkin bu davada hak düşürücü sürenin dolmasına karşın mahkemece bu hususun göz ardı edilerek esasa yönelik kararın verildiği, davalı Emine vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Benzer bir olayda Yargıtay 8....

        Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a)Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b)Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c)Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç)Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları,görürler." Somut olayda; davacılar dava konusu iş makinesi üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın davacılar adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. Maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. Maddede sayılan işlerden değildir....

          Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları...) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler." Somut olayda; davacı...dava konusu traktör üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın kendi adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. maddede sayılan işlerden değildir. Bu nedenle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/06/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler." Somut olayda; davacı dava konusu traktör üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın kendi adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. maddede sayılan işlerden değildir....

              Mahkemece; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gibi zilyetliğin korunmasına ilişkin davalara da sulh hukuk mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Taşınmaz tapuda; bina olarak tam mülkiyet davacı adına kayıtlı olup davada zilyetliğe dayalı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında olmadığı belirtilen kiralanan dükkan niteliğindeki taşınmazın dışındaki ortak yerlere yönelik el atmanın önlenmesine ilişkin olup, davada kira sözleşmesinden kaynaklı bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK’nun 4. maddesinin eldeki davada uygulanması doğru değildir. O halde davada görevli olduğu anlaşılan mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir....

                Sözkonusu düzenleme görevli mahkemede açılan ve devam eden davalar için olup, görevsizlik kararı verilmesi gereken dosyalar bakımından uygulanması mümkün değildir. 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler; "Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları ve bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davalar" olarak sınırlandırılmıştır....

                  Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının talebinin zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve yargılama sırasında Hazine vekille temsil edilmemiş olduğuna göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu