Dava, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin talebinin esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nin Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4. maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir....
Dava, zilyetliğin korunmasına ya da mülkiyet hakkına yapılan saldırının önlenmesine yönelik bir dava olmayıp, mera sınırlandırmasının iptali ile tescil istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup, davanın, mirasçılardan bir ya da birkaçı tarafından açılıp sürdürülebilmesi olanağı yoktur. Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, tüm mirasçıların davaya katılması veya davaya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması zorunludur. Somut olayda; davacı ...'un murisi ...'ın 1985 yılında öldüğü ve geriye on mirasçı bıraktığı anlaşılmaktadır. Bu mirasçılardan yalnızca ... ve ... duruşmada davaya muvafakatlerini sunmuş olup, diğer mirasçıların muvafakatı alınmadığı gibi davaya katılımları da sağlanmamış; terekeye temsilci de atanmamıştır. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, öncelikle ......
Asliye Hukuk Mahkemesi;davanın yalnız zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesi ; yargılama sırasında dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle, Kadastro Mahkemesi ise;davanın ,dava konusu taşınmazın ... malı , yaylak yeri olarak tespitine değil, yaylak yerinin kullanma hakkına ilişkin olduğunu gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda;yargılamanın devamı sırasında bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın 24.03.2006’da ... ... ...... ..., 122 hektar 3350,94 m² olarak 101 ada 1 parsel numarası ile yaylakiye, ... malı niteliğiyle sınırlandırılarak 3402 sayılı yasanın 5. maddesi gereği kadastro tutanağının mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin iptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK' nın "Sulh Hukuk Mahkemelerinin Görevi" başlıklı 4. maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Yine aynı Kanun'un "Temyiz Edilemeyen Kararlar" başlıklı 362. maddesine göre, bölge adliye mahkemelerinin "kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4. maddede gösterilen davalar ile (23.06.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu' ndan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar" hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz....
Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a)Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b)Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c)Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç)Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları,görürler."...
Asliye Hukuk Mahkemesi; "...Taraf arasındaki devir protokolünün mülkiyeti nakletmediği, zilyetlik devir protokolü niteliğinde olduğu, taşınmazın ... adına tapuda kayıtlı bulunduğu, davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu, HMK'nın 4/c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; "...Gayrimenkul devir edimini içeren sözleşme hükümlerinin ifası amacıyla dava açıldığı, uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK'nıın 4. maddesi kapsamında kalmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.ği tartışmasızdır....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 2995 ada 2 parseldeki 10 nolu bağımsız bölümünü satmaya karar verip, müşteri bulabileceğini söyleyen kardeşi olan davalı ...’i taşınmazın satışı yetkisi içerir vekaletname ile vekil kıldığını, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı diğer davalı ...’ye, ...nin de oğlu diğer davalı ...’ye devrettiğini, devirleri kaymakamlık tarafından 3091 sayılı yasaya göre zilyetliğin idari yoldan korunmasına yönelik inceleme başlatılması üzerine öğrendiğini, öncesinde vekilin taşınmazın henüz satılamadığını söyleyerek devamlı kendisini oyaladığını, taşınmazın vekil tarafından borca karşılık davalılara temlik edildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, taşınmaz bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile mümkün olmazsa taşınmazın gerçek değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Öte yandan, davacı ...tarafından her ne kadar manevi tazminat isteğinde bulunulmuş ise de, uyuşmazlık konusu taşınmaz 1990 yılında kesinleşen 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu işlemiyle 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan ve ortada Hayrettin Sinir’in manevi yönden zarara uğradığına ilişkin bir delil de elde edilemediğinden manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından manevi tazminata ilişkin hüküm bölümünün bu nedenle ONANMASINA, Davacı ...’in TMK.nun 981 ve devamı maddeleri gereğince açtığı zilyetliğin korunması davası nedeniyle davalı ... ve ...tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı ile davalı gerçek kişilerin 1990 yılında nitelik kaybı nedeniyle esasen orman olduğu halde anılan tarihte 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan...
Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir....