Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, zilyetliğin korunmasına ya da mülkiyet hakkına yapılan saldırının önlenmesine yönelik bir dava olmayıp, mera sınırlandırmasının iptali ile tescil istemine ilişkindir. Bu tür davalarda, mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup, davanın, mirasçılardan bir ya da birkaçı tarafından açılıp sürdürülebilmesi olanağı yoktur. Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, tüm mirasçıların davaya katılması veya davaya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması zorunludur. Somut olayda; davacı ...'un murisi ...'ın 1985 yılında öldüğü ve geriye on mirasçı bıraktığı anlaşılmaktadır. Bu mirasçılardan yalnızca ... ve ... duruşmada davaya muvafakatlerini sunmuş olup, diğer mirasçıların muvafakatı alınmadığı gibi davaya katılımları da sağlanmamış; terekeye temsilci de atanmamıştır. Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilip hüküm tesisi isabetsizdir. O halde mahkemece, öncelikle ......

    Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a)Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı ... ve İflas Kanununa göre ilamsız ... yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b)Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c)Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç)Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları,görürler."...

      Asliye Hukuk Mahkemesi; "...Taraf arasındaki devir protokolünün mülkiyeti nakletmediği, zilyetlik devir protokolü niteliğinde olduğu, taşınmazın ... adına tapuda kayıtlı bulunduğu, davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu, HMK'nın 4/c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; "...Gayrimenkul devir edimini içeren sözleşme hükümlerinin ifası amacıyla dava açıldığı, uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK'nıın 4. maddesi kapsamında kalmadığı, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.ği tartışmasızdır....

        Dava, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir....

          Zilyetliğin hukuki fonksiyonlarından biri de fiili durumun başkaları tarafından keyfi olarak bozulmasını önlemektir. Hukuk düzeni, böylece toplumun esenliğini korumak istemiştir. Kendilerini haklı görenler bile başkasının fiili hakimiyetine belli bir çerçeve içinde saygı göstermeye mecburdurlar. Zilyetlik davalarının en belirgin özelliği yukarıda değinilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi davada hakkın tartışma konusu olmaması ve davayı kazanma veya kaybetmenin mevcut olabilecek hak üzerinde herhangi bir etkisinin olmayışıdır. Bunun içinde bu tür davalarda mahkemenin zilyetliğin korunmasına ilişkin vereceği karar; sadece eski zilyetlik durumunun yeniden kurulmasını sağlamaya yöneliktir. Bu karar diğer tarafın mülkiyet yahut hak iddiasıyla dava açma hakkına dokunmaz ve üçüncü kişilerin o şey üzerinde hakları olmadığının kabulü şeklinde anlaşılamaz....

            Öte yandan, davacı ...tarafından her ne kadar manevi tazminat isteğinde bulunulmuş ise de, uyuşmazlık konusu taşınmaz 1990 yılında kesinleşen 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu işlemiyle 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan ve ortada Hayrettin Sinir’in manevi yönden zarara uğradığına ilişkin bir delil de elde edilemediğinden manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığından manevi tazminata ilişkin hüküm bölümünün bu nedenle ONANMASINA, Davacı ...’in TMK.nun 981 ve devamı maddeleri gereğince açtığı zilyetliğin korunması davası nedeniyle davalı ... ve ...tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı ile davalı gerçek kişilerin 1990 yılında nitelik kaybı nedeniyle esasen orman olduğu halde anılan tarihte 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan...

              Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 S.Y.'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, ...,... ada 3 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine yapılan tespitin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava, 24.12.2012 tarihinde açıldığına, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, ... ili ... ilçesi ... mahallesinde bulunan 28205 ada 36 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine yapılan tespitin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava, 26.06.2012 tarihinde açıldığına, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 6....

                  Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması nedeniyle zilyetliğin tesbiti istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/04/2014 gününde oy birliği ile karar verildi....

                    Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi ise, davanın zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, ... İli ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 28254 ada 497 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine yapılan tespitin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava, 02.07.2012 tarihinde açıldığına, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilânı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre,uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 5....

                      UYAP Entegrasyonu