in zilyet ve tasarrufunda iken 20 yıl önce zilyetliğini terk ettiği, 5 yıl önce yeniden kullanmaya başladığı açıklanarak; 138 ada 63 parsel sayılı 6192.04 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ... oğlu ...'in zilyet ve tasarrufunda iken 20 yıl önce zilyetliğini terk ettiği, 5 yıl önce yeniden kullanmaya başladığı açıklanarak Hazine adına tespit edilmişlerdir. Davacı ..., yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli 134 ada 228 parsel sayılı taşınmaz ile 138 ada 57, 63 ve 65 parsel sayılı taşınmazların davacı ... oğlu ... adına; çekişmeli 138 ada 347 ve 473 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesçillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının dayandığı tapu kayıtlarının taşınmazlara uymadığının yerel bilirkişi tarafından haber verilmesine, uyduğu düşünülse bile taraflar arasında mirasçılık ilişkisi olmamasına, taşınmazlarda davacının zilyet olmayıp tesbit gününe kadar 20 yılı aşkın süreyle davalıların zilyet olmalarına, tapu kayıt malikinin ölüm tarihine ve intikal görmemesine nazaran kayıtların hukuki değerini yitirmiş olması karşısında yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemesine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ../... - 2 - 2005/12530 2006/26 ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 11.20YTL peşin harcın onama harcına mahsubuna 23.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bilindiği üzere 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/1- B.b ve 13/1- B.c maddelerine göre; tapulu taşınmazlarda zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş, ölmüş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur. Davacı kadastro tespiti öncesinde kendisine ait taşınmazla komşu 42 ada 59 parsel sayılı taşınmazın birer parçalarının trampa edildiğini iddia etmiş, buna dair senet sunmuş, dinlenen komşu taşınmaz maliki ve tanıklar da bu iddiayı doğrulamışlardır....
Taşınmazların, kadastro tespiti sırasında uygulanan tapu kayıtlarının kapsamında olduğu,107 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin öncesi bir bütün iken 1949 yılında yapılan rızai paylaşma sonucu ifraz edilerek 107 ada 3 sayılı parselin tapu maliki ... ve ...’ya düştüğü, ... ve ...’nın da 1963 yılında ...’ya sattığı o tarihten beri ...’in zilyet bulunduğu; paylaşmada 107 ada 2 sayılı parselin ... ve ... payına düştüğü, 116 ada 1 sayılı parselin aynı şekilde ifraz ve paylaşma ile ...’ya düşdüğü, halen zilyet olduğu; 122 ada 4 sayılı parselde ise ifraz ve paylaşma sonucu kayıt malik ve mirasçılarının ...’ya haricen 1964 tarihinde satışı ile ...’nın zilyet olduğu belirtilmek suretiyle taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu edilmeleri nedeniyle malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. 107 ada 2 ve 3 sayılı parsellere uyduğu belirlenen T.Sani 303 Yoklama ve 24 sıra numaralı tesis kaydının ... evlatları "... ve ... ve ......
İlgili Hukuk 1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/1. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal: A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına, B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına, b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına, c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.)...
Haklarındaki davanın reddine karar verilen taşınmazlar yönünden ise; mahkemece keşif tarihi olan 2014 yılı itibariyle davacı tarafından 12-15 yıllık süre içinde kullanmadığı açıklanmış ise de tespit tarihi olan 2008 yılı itibariyle söz konusu sürenin 6-9 yıllık bir zamana tekabül edeceği açık olup bu sürenin iradi terk sayılıp sayılamayacağı değerlendirilmemiş, davacı tarafın taşınmazda asli zilyet olduğunu, davalı tarafın ise davacının kiracı sıfatıyla fer'i zilyet olduğunu savunmalarına rağmen var ise davacının terk iradesinin neden kaynaklandığı, bir başka deyişle asli zilyetliğe son vermek mi yoksa feri nitelikte kiracı sıfatıyla kullanmaya son vermek mi olduğu hususu açık olarak belirlenmemiştir....
in .... ile aralarında imzaladıkları istisna sözleşmesine aykırı davranması üzerine gemi üzerine tedbir konulduğunu, geçici ithalat rejimi sona erene kadar müvekkilinin kötü niyetli zilyet olmadığını, bu nedenle müvekkili ....'nden ecrimisil talep edilemeyeceğini, müvekkilleri arasında organik bağ bulunmadığını, müvekkillerinin gemiye zarar vermediklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... ve ... vekili, davalılar arasında organik bağ bulunmadığını, müvekkili ...'nin, İskenderun limanının tarama işinin tamamını alt taşeron davalı ....'ne devrettiğini, bu nedenle liman inşasında fiilen hiç bulunmadığını, müvekkillerinin dava konusu gemiye hiçbir zaman zilyet olmadıklarını, müvekkili ...'in alacağını tahsil etmek için bir ara ....'ne ortak olduğunu, alacağını tahsil edemeyince hisselerini devrettiğini, aralarındaki alacak davasının halen sürdüğünü savunarak davanın reddi istemiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) davasıdır. Somut olayda, tüm dosya kapsamı itibarı ile, davacı tarafın talebinin zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesine ilişkin olduğu, satın alma yada belgeye dayanmayan mülkiyet iddiasının, gece kondu vasfındaki taşınmaza yönelik zilyetlik olarak değerlendirilebileceği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan, Antalya 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/860 esas 2021/1999 karar ve 07/12/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2022 NUMARASI : 2022/18 ESAS 2022/25 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ili Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi 2268 Cadde/Sokak 27943 Ada 55 Parselde kayıtlı taşınmazı 1994 yılında iktisap ettiğini, aynı tarihte müvekkili tarafından işbu taşınmazın üzerine betonarme ev yapıldığını, dava konusu taşınmazın adresinin 1994 yılında Antalya ili Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mah. 2263 Cadde/Sokak No:18 iken Muratpaşa Belediyesi tarafından yapılan düzenlemeler ile Antalya ili Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi 2268 Cadde/Sokak 27943 Ada 55 Parsel No:15 olduğunu, müvekkilinin yapılan adres düzenlemesi nedeni ile tekrardan harç ödediğini, masraf yapıp numarataj belgesi aldığını, müvekkilinin işbu taşınmaza yaklaşık 30 yıldır malik sıfatıyla zilyet olduğunu, 2011- 2012 yılına kadar dava konusu taşınmazda oturduğunu...
Önceki zilyet, taşınır davası veya mülkiyet hakkına dayanan istihkak davası açarak, taşınırın iadesini talep edebilir (TMK 991/1). Önceki zilyedin iradesi dışında elinden çıkan taşınır, ne kadar el değiştirirse değiştirsin sonuç değişmez. Zira bir kere elden rıza dışı çıkan taşınır, hep rıza dışı çıkmış sayılır. TMK’nun 989. maddesinin kapsamına giren hallerde önceki zilyet, taşınırın başkasının hakimiyetinde bulunmasından kaynaklanan yanlış hukuki görünüşe kendi rızasıyla yol açmadığından korunmuş; onun menfaati, mevcut zilyet karşısında üstün tutulmuştur. Öyle ki, iyiniyetli zilyet, önceki zilyedin elinden rızası dışında çıkan taşınırı TMK’nun 989. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen yerlerden almamışsa, ödediği bedelin iadesini de talep edemez. Kötüniyetli zilyede karşı taşınır davası her zaman açılabilirken (TMK 991/1), rıza dışı elden çıkan taşınır nedeniyle iyiniyetli zilyede karşı açılacak taşınır davası, beş yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur (TMK 989/1)....