dan mı kaldığının, taşınmaza kimlerin zilyet ettikleri, zilyetlik süreleri belirlenmeli, davalı tapusunun uyması davacının da zilyet olması halinde zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimine göre kaydın hukuki değerini yitirip yitirmediğinin tartışılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 108 ada 84 sayılı parselin 23.11.2010 tarihli veraset belgesine göre davalılar murisi ... mirasçıları adlarına verasette belirtilen paylar oranında iştirak suretiyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Zilyet olmayan paydaş o mal üzerinde hak iddia ettiğine göre hakkı olduğunun ispatı görevli mahkemeye dava açması gerekiyorsa o davayı açma külfeti zilyet olmayan paydaşa ait olacaktır. Tabiatıyla HUMK:un 567.maddesindeki sürede o paydaşa verilecektir. Olayımızda: dava konusu taşınır malların davacı tarafça miras bırakandan kaldığı iddia edilmişse de davalılardan ... taşınır malların kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür. Bu şekildeki ileri sürüş mülkiyet iddiası niteliğinde bulunduğundan davacıya taşınır malı elinde bulunduran davalı aleyhine taşınır malın tespit edilen değerine göre görevli mahkeme de dava açmak üzere mehil verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de taşınır malların ortaklığının giderilmesi davalarında maktu harç alınması gerekirken, binde dokuz harç alınması da doğru değildir. SONUÇ....
Köyü, ... mevkii, 124 ada 1 parsel sayılı 13172,59 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğindeki taşınmaza irsen intikal ile zilyet olan ... çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ... ve ...’ın, 23.12.1997 tarihli senetle taşınmazı ... oğlu ...’ye satarak zilyetliğini devrettikleri ve halen ...’nün malik sıfatıyla zilyet olduğu nedeniyle davalı adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, 124 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında daha önce S.S. ... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/504 Esas - 1988/257 sayılı kararı ile 1.830,00 m²'lik Hazine adına tescil edilen yere ilişkin tüm kamulaştırma belgelerinin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığın dan istendikten, 2-Dava konusu taşınmazın 1988 yılında kamulaştırılmasına ilişkin zilyet ...ve ...e yapılan noter tebligatı var ise, tebliğine ilişkin tüm bilgi ve belgeler ilgili idare ve ilgili Noterlikten istendikten, 3-Kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliklerine ödenip ödenmediği ilgili idare ve ilgili Banka Bölge Müdürlüğünden araştırılıp, ödeme yapılmış ise ödeme belgeleri getirtildikten, 4-Kamulaştırma tarihindeki zilyet...ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiyi gösterir bilgi ve belge taraflara da sorularak konulduktan, 5-Dava konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma bedelinin arttırılması ve indirilmesi davası açılıp açılmadığı araştırılarak, tespiti halinde dosya arasına alındıktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12/02/2020...
Davacı idare vekilinin temyizine gelince, Davalının zilyedliğine yasal süre içinde üçüncü şahıslar tarafından itiraz edilmiş olduğundan bedel ödenmiş olsa bile geri alınarak ileride hak sahipliğini ispat edecek kişilere ödemek üzere üçer aylık vadeli hesapta blokesine karar verilmesi gerekirken, hak iddia edenlerin, zilyet ve mirasçıları aleyhine istihkak davası açmakta muhtariyetlerine şeklinde karar verilmesi, Doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ... nolu bendindeki (anlaşılan muhtesat bedelli hakkında 2492 sayılı Kanun md. .../... uyarınca taşınmaz malda hak iddia edenler genel hükümler dairesinde zilyet ve mirasçıları aleyhine “bedele istihkak davası“ açmakta muhtariyetlerine) cümlesinin çıkartılmasına; yerine (anlaşıldığından, bedelin davalı taraftan geri alınarak ileride hak sahipliğini ispatlayacak kişilere ödenmek üzere 2942 sayılı kamulaştırma kanununun .../.... maddesi uyarınca...
Davacı idare vekilinin temyizine gelince, Davalının zilyedliğine yasal süre içinde üçüncü şahıslar tarafından itiraz edilmiş olduğundan bedel ödenmiş olsa bile geri alınarak ileride hak sahipliğini ispat edecek kişilere ödemek üzere üçer aylık vadeli hesapta blokesine karar verilmesi gerekirken, hak iddia edenlerin, zilyet ve mirasçıları aleyhine istihkak davası açmakta muhtariyetlerine şeklinde karar verilmesi, Doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ... nolu bendindeki (anlaşılan muhtesat bedelli hakkında 2492 sayılı Kanun md. .../... uyarınca taşınmaz malda hak iddia edenler genel hükümler dairesinde zilyet ve mirasçıları aleyhine “bedele istihkak davası“ açmakta muhtariyetlerine) cümlesinin çıkartılmasına; yerine (anlaşıldığından, bedelin davalı taraftan geri alınacak ileride hak sahipliğini ispatlayacak kişilere ödenmek üzere 2942 sayılı kamulaştırma kanununun .../.... maddesi uyarınca...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1988/543-296 E/K sayılı kararı ile Hazine adına tescil edilen 4.500,00 m² yere ilişkin tüm kamulaştırma evraklarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan istenildikten, 3-Dava konusu taşınmazın 1988 yılında kamulaştırılmasına ilişkin zilyet ...'...
İlçesi 4 ada 256 parsel sayılı taşınmazın .... adına kayıtlı iken Hazinenin açtığı dava sonucu tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verildiği, derecattan geçen kararın kesinleştiği halde tapuya tescil edilmediği, tapu kaydının dava konusu taşınmazın orman olduğundan iptal edildiği halde taşınmazın 1744 sayılı Yasa ile orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 15.02.1994 tarihli ve 11934 yevmiye numaralı noter senediyle davacı tarafından satın alındığı ve o tarihten beri taşınmaza davacının zilyet olduğu, dava konusu taşınmaz halen eski malik adına kayıtlı olduğu için 5831 sayılı Yasa uyarınca yapılan çalışmaların kapsamına alınmadığı iddialarına dayanarak çekişmeli taşınmaza ait tapunun beyanlar hanesinde 16 yıldır davacının zilyet olduğunun gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Davacı vekili 08.07.2011 tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın ...Mahallesi 1333 parsel sayılı taşınmaz olduğunu bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; fen bilirkişisi ve ziraat bilirkişilerince hazırlanan raporda, davacının kullanımında olan yer (B) harfi ile gösterilmiş iken, keşif esnasında dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında böyle bir ayrıma rastlanmadığı belirtilerek aradaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yerel bilirkişi ve tanıklardan davacının taşınmazın tamamında mı yoksa fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen yerde mi zilyet olduğu sorulup, zilyetliğe ilişkin beyanlarının alınması, tamamında zilyet olduğunun belirtilmesi halinde dosyadaki ziraatçi bilirkişi raporu ile beyanlar arasında oluşacak çelişkinin giderilmesi yönünden üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan, önceki raporu da irdeler şekilde ayrıntılı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2013 NUMARASI : 2012/436-2013/493 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden malik olduğu 4050 parsel sayılı taşınmaza komşu 4051 parsel sayılı taşınmazda zilyet bulunan davalının, parsel sınırına yaptığı foseptik çukurunun bir kısmının taşınmazına tecavüzlü olduğunu, yapılan hayvan damının da kokusu, pisliği nedeniyle rahatsızlık verdiğini ileri sürerek hayvan damı ve foseptik çukuru nedeniyle yapılan elatmanın önlenmesi ile taşkın yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, 4051 parsel sayılı taşınmazın maliki olmayıp fer’i zilyet olduğunu, bu nedenle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, ahır pencerelerinin davadan önce kapatıldığını, foseptik çukurunun davacı taşınmazına tecavüzlü olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....