Davacı, kendisinin zilyet olduğu iddiasıyla, Hazine adına kayıtlı tapunun iptalini ve adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline dair verilen karar, 20. Hukuk Dairesinin 01.03.2004 gün ve 2003/10458 – 1239 sayılı kararıyla davacı ve eski zilyet yönünden belgesizden taşınmaz tespit edilmediğinin araştırılması gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve taşınmazların davacı adına tesciline dair verilen karar, Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinde önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 19/06/1995 tarihinde kesinleşmiştir....
Mevkiinde kain taşınmaza 1956 senesinden beri zilyet olduklarını ve kullandıklarını , ancak bu taşınmazın haksız olarak 1992 senesinden beri davalı tarafından ekip biçildiğini ileri sürerek, davalının taşınmaza el atmasının önlenmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Taşınmazın... İli sınırları içerisinde bulunmasına ve davanın salt zilyetliğin korunmasına yönelik olduğunun anlaşılmış olmasına göre; uyuşmazlığın... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın zilyet olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şerhe yönelik hüküm kurulmasının ve taşınmazın mülkiyeti dava konusu olmadığı halde taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 201 ada 191 parselde, fen bilirkişi İbrahim Uzuner'in 22.04.2013 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen sarı renge boyalı 17.029,56 metrekarelik bölümde davacı ...'ın zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak davalı ... tarafından açılmış bir dava bulunmadığından, davalıların tamamının zilyet olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekirken yalnızca davalı ...'in zilyet olduğu yolunda hüküm kurulması isabetsiz olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davalı ... davaya müdahil olmuş, yargılama sonunda davacı ...'in davasının kabulüne müdahiller ..., ... ve ...'...
a ödendiği anlaşılmıştır. 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanunun 19/10 maddesinde yer alan "Kamulaştırma bedelinin zilyede verilmiş olması, bu taşınmaz malda hak iddia edenlerin genel hükümler dairesinde zilyet aleyhine bedele istihkak davası açma hakkını düşürmez." hükmü gözetilerek zilyet aleyhine dava açılması gerektiğinden ve kamulaştırma yapan idare aleyhine dava açılamayacağından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava konusu taşınmaz üzerinde davalı tarafın zilyet olduğu hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafın zilyetliğinin asli ya da fer'i olup olmadığı noktasında toplandığı belirtilerek; davacı tarafın dayanağı olan 20.06.1984 tarihli icar senedi aslının getirtilip yöntemince uygulanmak suretiyle kapsamının belirlenmesi; senet tanıklarının dinlenilmesi, davalı tarafın zilyetliğine ilişkin önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarının beyanları arasındaki çelişki de giderilmek suretiyle, davalı tarafın asli ya da fer'i zilyet olup olmadığı hususunun tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması” gereğine değinilmiştir...
Arazi Kanunnamesi'nin 20. ve 78. maddeleri uyarınca bir kaydın zilyet yararına hukuki değerini kayıp ettiğinin kabul edilebilmesi için, çekişmeli taşınmazın 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlüğe girdiği 1926 yılının en az 10 yıl öncesinden itibaren zilyet edildiğinin kanıtlanması gerekir. Hayatın olağan akışı dikkate alındığında, bugün hayatta olan en yaşlı kişilerin dahi söz konusu döneme şahitlik edemeyeceği açıktır. Hal böyle olunca, bir insan ömrünün şahit olabileceği süreyle taşınmaza çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olduğunu kanıtlayan kişilerin, öncesinde de taşınmaza zilyet olduğunu karine olarak kabul etmek zorunludur....
Dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, davacı ile tespit maliklerinin ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, kalmışsa paylaşma olup olmadığı, paylaşma yapılmış ise kimin ne şekilde ve ne sıfatla zilyet olduğu sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, taşınmazda davacı zilyet ise zilyetliğin asli veya fer'i zilyet olup olmadığını ispat yükünün davalıda olduğu göz önünde bulundurulmak suretiyle bu husus tartışılmalı, Asliye Hukuk Mahkemesi ilamına konu yerin dava konusu yer ile aynı yer olduğunun buna göre taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılması ve kaydın önceki malikleri ile taraflar arasında irs ilişkisi bulunmaması halinde davacının hak sahibi olduğunu kanıtlama yükümlülüğü nedeniyle Eylül 1958 tarih 41 numaralı intikale kadar davacı ... yararına tespit...
Davacı vekili, dava konusu Kahramanmaraş ili, Merkez, Ürgüt Köyü 382 parsel sayılı taşınmazın “İmirze kızı Esme'nin mirasçıları” adına kayıtlı olduğunu, müvekkillerinin 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak zilyet olduklarını, yine müvekkillerinin taşınmaza ev yaptıklarını, davalıların taşınmazda zilyet olmadıklarını, İmirze kızı Esme'nin kim olduğunun bilinmediğini veya uzun yıllar önce ölmüş olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın her bir müvekkil adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. 2....
, 2004 yılında davanın açıldığı tarihe kadar çekişmeli taşınmazın 20 yıldan fazla zilyet edildiğini ispatlamayacağı gibi, büyük bölümü ev yeri ve avlu olarak kullanılan taşınmazın imar imar ihyasının tamamlandığından ve ev yeri ve avlu olarak kullanmak şeklindeki zilyetliğin, ekonomik amacına uygun zilyetlik olduğundan söz edilemez....