Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanıklar ..., ... ve ...’ın, müştekiye ait park halindeki araca girdikten sonra aracın direksiyon kapağı ile direksiyon kilidini yerinden söküp aracı çalıştırmaya çalıştıkları ancak bunu başaramadıkları, bu şekilde hırsızlık eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığı olayda; hırsızlık ve araca zarar verilmesi nedeniyle de mala zarar verme suçlarından sanıkların mahkumiyetine karar verilmiş ise de; hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olması ve korunan hukuki yararın tek olması karşısında; ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden sanıkların ayrıca mala zarar verme suçundan da cezalandırılmalarına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan (KARTAL) 3....

    kesilmesi halinde bu sebeple mala zarar verme suçu oluşacağı, brandanın kesilmesi söz konusu değil ise yalnızca akü kablolarının kesilmesi nedeniyle hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun aynı olacağından; korunan hukuki yararın tek olması da dikkate alınarak ayrıca mala zarar verme suçunun oluşmayacağı, eylemin bir bütün olarak hırsızlık suçunu oluşturacağı hususunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın ayrıca mala zarar verme suçundan da cezalandırılmasına karar verilmesi, Kabule göre de; 2)Müştekinin ve sanığın 08.07.2015 tarihli duruşmada sanığın ailesinin zararı giderdiğini bildirmeleri nedeniyle zararın ne zaman giderildiği sorularak soruşturma aşamasında giderildiğinin tespiti halinde TCK’nun 168/1 maddesinin, kovuşturma aşamasında giderildiğinin tespiti halinde TCK’nun 168/2 maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) T.C....

      Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın, mağdur ...’in suratına yumruk atması üzerine mağdur ...’in elinde bulunan seyyar yazar kasanın yere düşerek zarar görmesi şeklinde gerçekleşen olayda; tüm dosya kapsamından sanığın kastının mağdur ...’i yaralamaya yönelik olduğu, sanığın suça konu seyyar yazar kasaya zarar verme kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığı gibi, seyyar yazar kasanın zarar görmesini de öngörememesi karşısında sanığın eyleminin taksir düzeyinde kaldığı ve mala zarar verme suçunun taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yasal unsurları oluşmayan atılı mala zarar verme suçundan sanığın beraati yerine yazılı şekilde düşme kararı verilmesi hükmolunması, 2) Sanığın, Konya Büyükşehir Belediyesinde otopark görevlisi olarak görev yapan mağdur ...’i, mağdurun otopark ücreti istemesi nedeniyle suratına yumruk atarak basit tıbbi müdahale ile yaralaması, sinkaflı küfür ederek mağdur ...’e hakaret etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, mağdur...

        yaratmadığını, yağmur suyunun da sistemin keşif sırasında iptal edilmiş olması nedeniyle zarar veremeyeceğini, ancak davalı taraftaki foseptik çukurunun ilerde bir tehlike oluşturmaması için yıkılarak dolgu yapılması gerektiğini bildirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli mala zarar verme HÜKÜM : Düşme Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Mağdurun 17 adet zeytin fidanının sanık tarafından kesilerek zarar verildiği, böylelikle sanığın mala zarar verme suçunu işlediği iddia olunan olayda; Mağdur ile sanığın kardeş olmaları nedeniyle, sanığa atılı nitelikli mala zarar verme suçunun TCK'nın 167/2. maddesi uyarınca, soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğunun kabulüyle, 5237 sayılı TCK'nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul eden sanık hakkındaki kamu davasının, vazgeçme nedeniyle verilen düşme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Katılan ve sanığın Buldan ilçesinde bulunan tarlaları nedeniyle tarla komşusu oldukları, sanığın, tarlasında yaptığı çalışmalar nedeniyle katılana ait tarladaki üzüm bağlarına zarar verdiğinin iddia edildiği olayda; sanığın, arazisinde çalıştığı sırada katılanın tarlasındaki bir adet üzüm omcasının zarar gördüğünü, zarar verme kastıyla hareket etmediğini savunması, katılanın da, sanığın zarar verme kastıyla üzüm bağına zarar vermediğini ifade etmesi karşısında sanığın suç kastıyla hareket etmediği ve atılı mala zarar verme suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.02.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              Somut olayda; Davalı taşınmazının davacı taşınmazı tarafındaki sınırına 50- 60 santim mesafede 15 adet erik , vişne , şeftali elma v.b ağaçların dikili olduğu belirlenmiş ise de ; keşifte oy ve görüşüne başvurulan ziraat bilirkişisi , 16.3.2007 tarihli raporu ve 13.4.2007 , 1.5.2007 tarihli ek raporlarında ağaçların gölge yapmak , zirai mücadele esnasında kullanılan zirai ilaçların etkisi nedeniyle, ayrıca gelişen köklerin yayılması sonuçunda davacı taşınmazında zarar oluşabileceğinden söz ederek ağaçların kökten kesilmesi gerektiği yolunda görüş bildirmiş ise de; mevcut ve somut zarar bulunup bulunmadığını açıklamamıştır. Az yukarıda da açıklandığı gibi, somut zarar bulunmadan muhtemel zarar nedeniyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi istenemez. Somut ve gerçekleşmiş bir zarar söz konusu olmalıdır....

                Maddenin şu düzenleniş biçimi somut olaya uygulandığında, meydana gelen zarardan yasa gereğince davacı idarenin, haksız eylem nedeniyle de zarar verenin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. İşte devlet, bu yasal sorumluluğu nedeniyle zararın oluşumundan kimlerin sorumlu olduğu belirlenmeden öncelik ve ivedilikle yasadan doğan yükümlülüğünü yerine getirmektedir. Devletin yasadan doğan bu yükümlülüğü sonucu yaptığı ödemenin bağış olmadığı işin kapsam ve niteliğinden anlaşılmaktadır. Aksi halde, zarar veren 2330 sayılı Yasa kapsamı içinde yer alan bir görevliye verdiği zarardan sorumlu tutulmamış olacaktır. Böyle bir sonucun hukuken uygun görülemeyeceği açıktır. Şu durumda, devletin yaptığı ödemede zarar verene kusuru oranında rücu etme hakkının var olduğunun kabulü sorumluluk hukukunun genel bir kuralıdır. Somut olayda zarar veren hukuka aykırı eylemi nedeniyle devleti, zarar görene karşı yükümlülük altına sokmuş ve devlette 2330 sayılı Yasa uyarınca bu yükümlülüğünü yerine getirmiştir....

                  Şti., diğer davalılara iş makinesi kiralama dışında hiç bir şekilde zarar meydana getirecek eylemleri bulunmadığından haklarındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı İ. Enerji Mimarlık Mühendislik İnş. Taah. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti., zarar gördüğü iddia edilen meyve bahçesi yakınında sadece bir ay gibi kısa bir süre çalışıldığını, çalışmalar sırasında sürekli arazöz çalıştığından tozlanma nedeniyle iddia edilen zararın meydana gelmediğini, yakın çevredeki maden işletmesinin iş makinelerinin çalışmaları nedeniyle zararın meydana geldiğini beyan etmiştir. Mahkemece, Ç. İnşaat Malzemeleri Ltd. Şti. yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı İ. Enerji Mimarlık Mühendislik İnş. Taah. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. temyiz etmiştir. Davacı dava açmadan önce mahkeme aracılığıyla zarar miktarının belirlenmesi için tespit yaptırmıştır....

                    Davalıya ait ağaçlar nedeniyle bir zararın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmiş değildir. Bilirkişilere doğabilecek muhtemel zarar değil, varsa gerçekleşmiş zarar tespit ettirilmelidir. Bu nedenle uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak yerel adetler de dikkate alınarak davacı taşınmazındaki mevcut zarar belirlenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulmazı gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 12.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu