Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle ve iade edilmesi gerekirken iade edilmeyen tüplerden dolayı ödenmesi gereken cezai şartlar ve sözleşmenin süresinden önce feshedilmesiyle mahrum kalınan kar kaybının tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    Fesih nedeniyle davacının mahrum kaldığı kârın tutarı hesaplanırken fesih yüzünden inşa olunamayan 2. ve 3. etapların bedelleri dikkate alınarak mahrum kalınacak kâr hesap ettirilmeli, bu bedelden BK’nın 325. maddesi uyarınca davacı yüklenicinin kalan işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasden feragat eylediği şeyin mahsubu gerekir. Ayrıca sözleşmenin 4. maddesinde, yukarıda da belirtildiği üzere ödeme imkânları ve imalâtın devam ettirilmesi hususunda her iki tarafın da zarar görmesinin engellenmesi kabul edilmiş olduğundan belirlenecek kâr kaybı tutarı dikkate alınarak ve iki tarafın durumları da gözetilerek hakkaniyet gereğince bir indirime gidilip gidilmeyeceği de mahkemece takdir olunmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

      -TL tutarındaki kısmi talebin hangi zarar kalemine istinaden istendiği açık ve net bir şekilde anlaşılamadığını, zira dilekçe içeriğinde hem mahrum kalınan kar kaybı bulunduğunu, hem de itibar kaybı yaşadığını, mahrum kalınan kar kalemi bir maddi tazminatı davasının konusu iken itibar kaybına ilişkin iddialar ise manevi tazminat davasının konusu olduğunu, müvekkilinin davacı ve diğer davalı ile arasındaki satışın gerçekleşmesi için bir aracı olup huzurdaki dava bakımından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, aracın satışına ilişkin hukuken geçerli bir satış sözleşmesi bulunmadığından, davacının sözleşmeye dayalı herhangi bir talep hakkının bulunmadığını, satış bedelini müvekkili şirkete göndermeyen davacının ihalede satın alma koşullarını yerine getirmediğini, mahrum kalınan kar veya itibar kaybı iddiaları davacı tarafça ispat edilemediğini, bu nedenlerden dolayı haksız ve yasal dayanığı olmayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar...

        VI-) DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararlarının tazminine yönelik maddi tazminat davasıdır. Davacı kendi sevk ve idaresindeki 34 XX 742 aracı ile davalı sürücü Serhat'ın sevk ve idaresindeki 34 XX 436 plakalı aracın karıştığı kaza sonucu aracında meydana gelen değer kaybı ve ticari aracının kullanamasından kaynaklı kazanç mahrumiyetinin davalılardan tazminini talep ve dava etmiştir. Dava, haksız fiil (kusur) sorumluluğuna dayanmaktadır. Asıl ve birleşen davalar HMK 107. Maddesine göre ikame edilmiş belirsiz alacak davasıdır. Davalı Serhat araç sürücüsü olup, mezkur 34 XX 436 araç ise davalı T8.'ye ZMSS poliçe ile, diğer davalı T5'ye ise kasko poliçesi ile sigortalıdır....

        tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini değer kaybı için 1.406,25 TL olmak üzere maddi tazminat bakımından toplam 1.906,25 TL'ye yükseltmiştir....

          olan bedelin, mahrum kalınan kazanç kaybının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, davacıya ait otobüse davalı şirkete ait aracın çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybı ile aracın tamir süresince kullanılamaması sonucu mahrum kalınan kar kaybının tazmini istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Kâr kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir. Davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen 01.01.2014 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinin TBK 347. maddesi gereğince uzadığı ve uzayan bu dönemde, davalı tarafından sözleşmenin feshedildiği tartışmasızdır. Sözleşmenin feshinde davacı kiracının kusuru bulunmamaktadır. Bu durumda kiracının, kusurlu fesih nedeniyle kiralayan davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilecektir....

                Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; karşı dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı- karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı-karşı davalı vekili, davacı şirkete ait ve dava dışı ...’ın yönetimindeki araçla, davalı-karşı davacı ...Nakliyat şirketi adına kayıtlı ve davalı ... tarafından sevk ve idare edilen aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacı şirkete ait araçta 28.756,47 TL hasar meydana geldiğini, hasar bedelinin 17.500,00 TL’sinin sigorta poliçesi kapsamında karşılandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 11.256,47 TL bakiye hasar bedeli ile ve 5.000,00 TL kazanç kaybının kaza tarihinden itiberen işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, kazada davalı sürücü ...’in kusurunun bulunmadığını, davacının araç hasarı ve kazanç kaybı taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; kazada davacı-karşı davalıların kusurlu olduğunu...

                  Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; haksız rekabete ilişkin davalarda fıkri sınai haklar mahkemesinin görevli olduğu, HSYK'nın ilke kararları gereği 3. asliye hukuk mahkemesinin bu nitelikteki davalara bakması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalının, davacı ile aynı güzergahta ruhsata aykırı akaryakıt istasyonu işletmesi nedeniyle haksız rekabet oluştuğunun tespiti ve mahrum kalınan kar kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davada, tescilli bir markadan kaynaklanan talepler yer almadığı gibi 556 sayılı KHK'dan kaynaklanan başkaca bir talep dahi bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu