Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, Zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin geçmesiyle Zaman aşımı süresi dolmuş olur.” Bu durumda; 7036 Sayılı Kanun yürürlüğe girse de, zaman aşımı konusunda yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu döneminde doğan yıllık izin alacakları yönünden 10 yıllık Zaman aşımı uygulanacaktır. Başka bir deyişle alacak 7036 sayılı Kanun öncesi muaccel olduğundan Zaman aşımı süresi 5 yıl olarak uygulanmayacaktır. Ancak 7036 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 25/10/2017 tarihinden sonra gerçekleşen fesihlerde 5 yıllık Zaman aşımı süresi uygulanacaktır. Kanun yürürlük tarihinde zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, 5 yıllık süreden uzun ise, yürürlük tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçmesiyle Zaman aşımı süresi dolmuş olacaktır. Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihi 31/01/2013 olup, kıdemi süresince 509 günlük yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığı anlaşılmaktadır....

sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 09/06/2011 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davanın gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle 5271 CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, suça konu eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nin 54/4. maddesi uyarınca MÜSADERESİNE 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacizlere ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekiline 10.07.2013 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18.07.2013 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlulardan ...'in meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır. O halde, mahkemece, borçlulardan ... yönünden istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Mezkur ihbarnamede; Somut olayda, sanığın eylemine uyan basit yaralama suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresinin ise 12 yıl olduğu nazara alındığında, zaman aşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 25.07.2008 tarihinden, hükmün açıklandığı 19.10.2021 tarihine kadar geçen 13 yıl 2 ay 24 günlük süreden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 17.12.2009 tarihi ile denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 22.02.2010 tarihi arasında geçen 2 ay 5 günlük durma süresi çıkarıldığında, bakiye kalan 13 yıl 19 günlük sürede 8 yıllık olağan zaman aşımı süresinin tamamlandığı; yine suçun işlendiği 11.01.2007 tarihinden kararın verildiği 19.10.2021 tarihine kadar geçen süreden durma süresi mahsup edildiğinde geriye kalan 14 yıl 7 ay 3 günlük sürede 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin...

        Mahkemece, davacıların çocuğunun askerde 10/08/1982 tarihinde şehit edildiği, bu olayın üzerinden yaklaşık 34 yıla yakın bir zaman diliminin geçtiği, 6098 sayılı TBK'nın 72. maddesine göre tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesi ile zaman aşımı uğrayacağı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zaman aşımı hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların, getirdiği yaptırımların yine hukuk kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. Davaya konu olayda zaman aşımı müessesi kendine özgü bir nitelik arz etmektedir. Her ne kadar mahkemece olayda haksız fiil zaman aşımı uygulanmışsa da olayın kendine özgü niteliği gereği davalıyı haksız fiil faili olarak nitelemek somut vaka ile örtüşmemektedir. Bu nedenle haksız fiil zaman aşımı süresinin uygulanması doğru olmamıştır. ......

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma Hüküm : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde Tarsus Konaklar Köyü Muhtarı olarak görev yapan sanığa yüklenen icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, zaman aşımını kesen son işlem olan 05.06.2012 tarihli mahkumiyet hükmü ile temyiz inceleme günü arasında asli dava zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davaya katılma hakkı bulunan ancak davadan da haberdar edilmeyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 14/07/2010 tarihli savunması olmakla, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş olup sanığın ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi...

              Davalı vekili, zaman aşımı def'inde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 15/03/2009 tarihinde gerçekleşen hasara ilişkin ihbarı 16/03/2009 tarihinde yaptığı, 2 yıllık zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davanın 04/04/2011 tarihinde açıldığı, zaman aşımı süresinin 16/03/2011 tarihinde dolmuş olduğu, davalı ... şirketinin zaman aşımı def'inin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6762 sayılı TTK'nın 1299. maddesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama HÜKÜM : Sanık hakkında TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/3 maddeleri gereğince açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle CMK'nin 223/8 maddesi gereğince düşürülmesine dair karar....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Irza geçme HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyup 765 sayılı TCK'nın 414/2. maddesinde düzenlenen ırza geçme suçunun zaman aşımı yönünden lehine sayılıp 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 4, 6. maddelerindeki karşılığı olan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu için öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla eylemin aynı Kanunun 66/1-c, 66/2. maddeleri gereğince 13 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve suça sürüklenen çocuğun mahkeme sorgu tarihi olan 20.06.2001 ile bozma sonrası yapılan yargılamada mahkumiyet hükmünün verildiği 23.12.2014 tarihi arasında dava zaman aşımı süresini kesen başka bir sebep olmaksızın bu sürenin geçtiği gözetilerek kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanuna...

                    UYAP Entegrasyonu