Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda mahkemece 15.03.2012 tarih ve 2011/119 – 2012/290 sayılı kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizce 06.12.2012 tarih ve 2012/31723 – 41771 sayılı kararı ile BOZULMASI üzerine mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek davalının zaman aşımı def'inin değerlendirilerek bozma gereği yerine getirilmiş ve yeniden yapılan yargılamada zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 17.12.2013 tarih ve 2013/25925 – 22568 sayılı kararı ile zaman aşımı savunmasına itibar edilmeyerek bozma kararına kısmen eylemli olarak direnildiği gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. Ancak bozma kararında "zamanaşımı itirazının değerlendirilmesine" işaret edilmiş, kesin bir bozma yapılmamış, mahkemece zaman aşımı itirazı değerlendirilerek alacağın hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda eylemli de olsa direnme kararından söz edilemez....

    Davalı vekili, zaman aşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigortacı tarafından davalı sigortalıya sigorta bedelinin 15/10/2004 tarihinde ödendiği, TTK 1268 madde gereğince sebepsiz yere ödenmiş bulunan sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta sözleşmesinden doğan tüm alacakların 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı, davalı tarafın bu nedenle zaman aşımı definin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı ... şirketi tarafından davalı sigortalıya ödenen sigorta tazminatı bedelinin istirdadı istemine ilişkindir....

      Buna göre; bonoyu düzenleyene karşı yapılacak takiplerde zaman aşımı süresi, vadeden itibaren 3 yıldır. Ancak bu süre hesaplanırken vade günü hesaba katılmayacaktır. Yapılan açıklamalar ve mevzuat hükümleri çerçevesinde, icra takip dosyasının ve takibe dayanak bononun incelenmesinde; bononun vade tarihinin 30/10/2012 günü olduğu, zaman aşımı süresi hesap edilirken vade günü sayılmayacağına göre, zaman aşımı süresinin 31/10/2012’de başladığı, 3 yıllık sürenin son gününün 31/10/2015 tarihi olduğu, 31/10/2015 günü Cumartesi’ye denk gelmekle bonoyu düzenleyen (keşideci) açısından zaman aşımının 02/11/2015 tarihinde dolacağı, 02/11/2015 günü alacaklı tarafından takip başlatılmakla zaman aşımının kesildiği ve yasada öngörülen (3) yıllık zaman aşımı süresinin bonoyu düzenleyen borçlu ... yönünden dolmadığı anlaşılmıştır....

        İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icra takibinin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zaman aşımı itirazının herhangi bir süreye tabi olmadığı görülmekle mahkemece dosya arasına alınan takip dosyasına ilişkin dizi pusulası ve takip dosyası aslından da anlaşıldığı üzere 22/09/2014 tarihinde yenileme tarihi olan 22/01/2018 tarihine kadar dosyanın işlemsiz bırakıldığı anlaşılmakla 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu görülmekle davanın kabulü ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, zira takip konusu borcun sona erdirilmesi konusunda borçlu ile 08/05/2018 tarihinde sözleşme yapıldığından zaman aşımının bu tarihe kadar kesildiği ve 10 yıllık sözleşme zaman aşımı süresinin dolmadığına ilişkin istinaf taleplerinin, takibin bonoya dayalı kambiyo takibi olduğu ve takibin türünün zaman aşımı süresini belirleyeceği, sözleşme sebebiyle zaman aşımı süresinin uzamasının söz konusu olmayacağı görülmekle dosya kapsamı ve...

        Davalı vekili, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir. Mahkemece davacının sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanarak alacak talep ettiği, davalının süresinde zaman aşımı def’i ileri sürdüğü, dava konusu talebin TBK'nın 82. maddesinde düzenlenen zaman aşımı süreleri dolduktan sonra dava açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı yönünde yapılan hukuki değerlendirme yerinde olmayıp, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle TBK'nın 146. (BK'nın 125.) maddesi uyarınca alacak 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2014/3835 E. dosyasının zaman aşımı sebebi ile icrasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

            Diğer yönden ek sözleşme 04.02.2009 tarihinde imzalanmış olup 2 yıl sonra muaccel olacak ve zaman aşımı bu tarihte başlayacaktır. Zaman aşımı başladıktan sonra zaman aşımını kesen ve TBK'nın 156/2. maddesi (BK.135/2.)anlamında borç ikrarının veya senedinin bulunmadığı da sabittir. 3.4. Bu durumda mahkemece, alacağın muaccel olup zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı 14/02/2011 tarihinden icra takip tarihi olan 10/12/2020 tarihine kadar 818 sayılı BK'nın 126/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan, zaman aşımı def’i kabul edilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. 4....

              Bu itibarla hak düşürücü sürelerden farklı olarak, zaman aşımı süresinin dolmasıyla hak ve alacak ortadan kalkmaz eksik borç olarak varlığını sürdürür. Eğer davalı zaman aşımı savunmasında bulunur ise, alacaklı artık alacağını alamaz. Buna karşın borçlu zaman aşımı savunması yapmazsa zaman aşımı süresi dolmuş olsa bile hakim bu durumu kendiliğinden gözetemez.Zaman aşımı savunması 1086 sayılı HUMK'nın 187.maddesinde ve 6100 sayılı HMK'nın 116.maddesinde sayılan ilk itirazlardan olmadığı için davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak cevap süresi geçirildikten sonra ileri sürülen zaman aşımı savunmasının mahkemece dikkate alınması için davacının "savunmanın genişletilemeyeceğini" ileri sürüp karşı çıkması gerekir....

                Maddesi hükümleri gereği zarar görenin zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halükarda kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl olup ve ancak trafik kazası suç teşkil eden bir fiil sebebi ile gerçekleşmiş ise TCK da öngörülen ceza zaman aşımı ve uzamış ceza zaman aşımı süresinin dahi tazminat davaları yönünden açılacak davalara da uygulanacağı öngörülmüş olup, buna göre yapılan incelemede her ne kadar davalı tarafça uzamış zaman aşımı süresine dayanılmış ise de, meydana gelen traik kazasının tek taraflı bir trafik kazası olup, müteveffanın ölümü ile sonuçlanan kaza da suç teşkil eden bir eylem bulunmadığı bu nedenle ceza zaman aşımı ve uzamış ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı, kazanın 02/05/2007 tarihinde meydana gelimiş olup, davacı yanın fiili ve zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde gerekli müracaatlarını yapmayıp dava da açmadığı anlaşılmış olmakla, zaman aşımı süreleri geçirilmiş olmakla başkaca bir...

                  Mahkemece istem, on yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden bahisle red edilmiştir. Kararı davacı temyiz etmiştir. Borçlar Kanununun 22. maddesi hükmünce biçimine uygun düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi halinde vaad alacaklısına hükmen borcun yerine getirilmesine talep yetkisi tanır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için yasa özel bir zaman aşımı süresi belirlemediğinden Mahkemece doğru olarak saptandığı üzere burada Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zaman aşımı süresi uygulanır. Ne var ki, burada önemli olan on yıllık zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağının saptanmasıdır. (B.K.m.128) Somut olayda; sözleşmenin yapıldığı 12.7.1974 tarihinde satışa konu 127 parsel kaydında “mülkiyet intikalinin Toprak ve Tarım Reformu Uygulaması açısından geçersiz sayılacağı” kısıtlaması bulunduğundan kısıtlama kayıtta kaldığı sürece sözleşmenin ifa olanağı yoktur....

                    UYAP Entegrasyonu