Davacı hakkında verilmiş takibin durdurulmasına dair herhangi bir tedbir kararı bulunmadığı, 07/01/2016- 19/02/2020 tarihleri arasında zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bono için geçerli olan 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde zaman aşımı süresi gerçekleştiğinden İİK'nın 169. maddesi kapsamında takibin durdurulmasına karar verilmesine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davalının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/241 esas sayılı dosyasında takip dosyasındaki son işlem tarihinden dava açılış tarihine kadar ... 726. maddesindeki çekler için öngörülen 6 aylık zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş olması sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, oysa söz konusu sürenin dolmadığını belirterek, ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2007/7969 takip sayılı dosyasından yürütülen icra takibine konu çek ile ilgili olarak zaman aşımının oluşmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/364 Esas sayılı açmış olduğu dava sonucunda zaman aşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiğini belirerek takibe konu alacağın zaman aşımına uğramadığının tespitine, Ankara 15. İcra Müdürlüğü'nün 2015/27285 Esas sayılı dosyasında takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili, takibe konu bononun zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin takibe konu bono nedeniyle bir borcunun olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece icranın geri bırakılması kararının kaldırılması talebiyle ilgili davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın usulden reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında takibe konduğunu, lehtar tarafından yapılan icra takibi, zaman aşımı itirazları üzerinde icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin, teminat olarak kullanacağını düşünerek bonoyu oğlu için düzenlediğini, oğlunun bonoyu açık olarak alacaklıya vereceğini düşünemediğini, hataya düştüğünü, bononun müvekkilinin bilgisi dışında doldurulduğunu, müvekkilinin bu bono nedeniyle borçlu olmadığını, tarafların edimleri arasında büyük oransızlık olduğunu, bonolarda zaman aşımı TTK'nun 749.maddesinde düzenlendiğini, zaman aşımı kesilme sebeplerinin TTK'nun 750.maddesinde düzenlendiğini, 2002 yılında açılan taklibin kesinleşmesi ile zaman aşımı süresinin başladığını, icra takiplerinde, zaman aşımını icra takip işlemlerinin kestiğini, alacaklı vekilinin dosyaya açtığı her talebin icra takip işlemi olmadığını, zaman aşımını da kesmediğini, alacaklının icra dosyasında dönem dönem yasa ve Yargıtay'ın İcra Takip İşleminde...
2013 tarihli yenileme sonrasında da 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunun tespit edildiğini, takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 661/1. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba, (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresinin vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, borçlu hakkında 18/06/2002- 26/03/2012 tarihleri arasında üç yıldan fazla bir süreyle herhangi bir icra takip işlemi yapılmaması nedeniyle, İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 33/a maddesi uyarınca davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek Çeşme İcra Müdürlüğü'nün 2013/8846 Esas sayılı icra dosyasında borçlu davacı Elif yönünden İ.İ.K'nun 71, 33a maddeleri kapsamında zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına kararı verilmesini talep etmiştir....
Görevsizlik kararı sonrası davaya bakan mahkemece; davaya konu çekler yönünden hamilin cirantaya başvurusunun tabi bulunduğu zamanaşımı ve genel zamanaşımı sürelerinin geçmesi sebebiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davaya konu çeklerin adi senet hükmünde olduğunu, takipte yapılan işlemlerle kesilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediğini belirterek eksik inceleme ve değerlendirme ile verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava; zaman aşımına uğramış çeke dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesince, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur....
kararının kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile İİK.33/a maddesi gereğince davacı borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına, sair şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
geri bırakılmasına karar vermiştir....
verilemeyeceğinden, dosya kapsamına göre zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar vermek gerektiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabul , kısmen reddi ile, yetki itirazı ve diğer itirazların reddine, icra takip dosyasının zamanaşımı nedeniyle davacı borçlu yönünden geri bırakılmasına, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın Kısmen Kabul , Kısmen Reddi ile, Yetki itirazı ve diğer itirazların Reddine, İcra takip dosyasının zamanaşımı nedeniyle davacı borçlu yönünden Geri Bırakılmasına, karar verildiği görülmüştür....
Ancak; A- 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 28/05/2009 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...