İcra Müdürlüğünün 2009/922 E.sayılı dosyasının celp edilerek akıbetinin sorulmasını, zaman aşımını kesen sebeplerin 6183 Sayılı Kanunun 103.maddesinde belirlendiğini kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağını, ayrıca TMK'nın 154.maddesinde zaman aşımı kesilmesinin düzenlendiğini, daha önce icra takibi başlatılması, yenilenerek yeni dosya numarası alınması, borçlu tarafından mal beyanında bulunulması ve diğer sebeplerle kurum alacağının zamanaşımına uğramadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Davanın KABULÜNE; Bakırköy 3. İcra dairesi'nin 2019/23881 esas sayılı takip dosyasında davacı borçlu aleyhine başlatılan takipte zamanaşımı nedeniyle İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA " karar verilmiştir....
sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 09/06/2011 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davanın gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle 5271 CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, suça konu eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nin 54/4. maddesi uyarınca MÜSADERESİNE 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2020/9648 E sayılı dosyasında borçlu T1 yönünden zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA Sanığın üzerine atılı suçu 24.04.2009 tarihinde işlediği, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 27.01.2011 tarihinde verilip 09.06.2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın 04.06.2013 tarihinde yeniden suç işlediği, zaman aşımı sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 09.06.2011 ilâ 04.06.2013 tarihleri arasında (1 yıl 11 ay 25 gün süreyle) durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 04.06.2013 tarihinden itibaren zaman aşımının yeniden işlediği anlaşılmakla; zaman aşımını kesen son işlemin sanığın savunmasının alındığı 27.04.2010 olduğu anlaşılmakla; durma süresi de gözetildiğinde 22.04.2020 tarihinde 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri gereğince 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Bu hal karşısında mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin itirazın esası hakkında değerlendirme yapılarak reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi kararının itfa iddiasıyla icranın geri bırakılması isteminin reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın ilama aykırı faiz talep edildiği şikayetinin kısmen kabulüne ilişkin kısmına yönelik bir istinaf istemi bulunmadığından kararın bu isteme yönelik kısmı aynen muhafaza edilerek, itfa iddiasıyla icranın geri bırakılması isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Bunun sonucu olarak takip dayanağı belge kambiyo vasfı taşımadığından zaman aşımı süresi on yıla tabi olup, on yıllık zamanaşımı süresi de dolmamıştır. O halde mahkemece, 20.11.2011 keşide tarihli bu çek yönünden istemin reddine karar verilmesi isabetli ise de diğer çekler yönünden 11.03.2014 ile 30.09.2014 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığından, mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin bu çekler yönünden kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile kararın yeniden bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 28/12/2017 tarih, 2016/25178 Esas - 2017/16438 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........
tarihi arasında arasında 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/4. madddelerinde öngörülen yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 22.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İstinaf eden davalı vekili; 27/10/2012 kaza tarihinden 2 yıl geçtikten sonra açılan davanın zaman aşımından reddi gerekirken zaman aşımı itirazının gerekçesiz olarak reddedildiğini, destek tazminatı talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, esas yönüyle ise destek zararı hesabında ölenin sağ olan annesinin payının dikkate alınmadığını, ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasında desteğin kaybı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-Zamanaşımı bakımından; Yargıtay 4....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı borçlu vekili Kayseri Yeşilhisar Asliye (İcra ) Hukuk Mahkemesine sıra cetvelinin düzeltilmesi ve zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin talep bulunduğu, mahkemece davacı borçlunun aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmış ise de davacı borçlunun şikayetinin icra memur muamelesi ve borca itiraz olduğu, İcra Hukuk Mahkemesince karar verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesince karar verildiği, görevin kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi zorunlu olduğundan mahkemece dosyanın görevli ve yetkili Yeşilhisar İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla HMK'nun 353/1- a-3 maddesi gereğince Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/88 Esas 2020/104 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/338 Esas sayılı dosyası ile görülen tasarrufun iptali davasının 8. celsede davalı lehine geçici aciz vesikası sunulması için süre verildiğini; icra dosyasının yenileme işlemi sonrasında 17/11/2021 tarihli talep ile takibin kesinleşmemesi neticesinde davacı/borçlu şirketin sicil adresine ihtiyati hacizle menkul haczine çıkılması talebinin kabul edildiğini, ayrıca her ne kadar takibin açılması ile zamanaşımı kesilmiş olsa da ödeme emri tebliğ edilmediğinden üç yıllık zaman aşımı süresinin başlamadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 168/5 ve 169/a maddelerine göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zaman aşımı nedeniyle borca itiraza ilişkindir....