Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zamanaşımı nedeni ile geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

Olayda, dava dilekçesi muhatabın iş bağlantısı nedeniyle bulunmadığı belirtilerek işçisi ...’ya 22.10.2008 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davalı, dava dilekçesinin kendisine usule uygun bir şekilde tebliğ edildiği 22.10.2008 tarihinden itibaren 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 10.11.2008 havale tarihli cevap dilekçesi ile zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Davacı da 19.11.2008 havale tarihli dilekçesi ile davalının yasal süresinden sonra ileri sürdüğü zaman aşımı def’ini kabul etmediklerini bildirmiştir. Bunun üzerine davalı vekili 19.02.2009 tarihli dilekçesiyle zaman aşımı def’ini ıslah yoluyla ileri sürmüş, akabinde davacı vekili zaman aşımı def’ine açıkça itiraz etmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki takipten sonraki zaman aşımı itirazından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu dava dilekçesinde; davalı tarafından kendisi hakkında 31.03.2017 vade tarihli 90.345 USD bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla Büyükçekmece 1....

      İcra Dairesinin 2017/1408 esas sayılı dosyasında icra emrinin 21.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin alacaklıya borcu olmadığından faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, müvekkilinin 2001 yılından bu yana alacaklının barınma, okul ücreti, yurt ücreti ve harçlık olmak üzere özel ihtiyaçlarının karşılandığını, alacaklı evlenip evden ayrılıncaya kadar müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek icranın geri bırakılmasına, ödeme nedeni ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Nafaka ilamları süreklilik taşıdığından zaman aşımı iddiasının yersiz olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen eğitim giderlerine ilişkin yardımın müvekkiline yapılmadığını, davacının yaptığı ödemelerin kendi isteği ile yapılan ödemeler olduğunu, nafaka borcu olarak ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Şti. aleyhine 25/02/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen 17/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre davacının, davalı ...'a yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının, davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti.ye yönelik temyiz itirazına gelince: Dava, tacirler arası haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

        CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 16.5.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer. Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 18.06.2013 tarihinden, denetim süresinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 15.12.2014 tarihleri arasında gerçekleşen durma süresi ile son olarak açıklanan 17.05.2016 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü de dahil olmak üzere kesme sebepleri de dikkate alındığında, aynı zamanda uzatılmış dava zaman aşımı süresi de dolmuştur. Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser....

              Dava zaman aşımı süresinin dolmamış olması, olumsuz bir yargılama (dava) şartı olup, dava zaman aşımı süresinin dolması halinde Devletin yargılama hakkı düşer. Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21/12/2009 tarihinden, denetim süresinde işlenerek hükmün açıklanmasına sebep olan suçun işlendiği 30/01/2011 tarihleri arasında gerçekleşen durma süresi ile son olarak açıklanan 26/05/2016 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmü de dahil olmak üzere kesme sebepleri de dikkate alındığında, aynı zamanda uzatılmış dava zaman aşımı süresi de dolmuştur. Elbette hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz üzerine mercii tarafından kaldırılmışsa, bu karara herhangi bir sonuç bağlanamaz. Örneğin; yoklukta verilmesi, tebligat, itiraz ve nihayet itiraz merciinin kaldırma kararı arasında geçen sürede dava zaman aşımı süresinin durduğu kabul edilemez. Ancak, verilen bir mahkûmiyet hükmü hatalı da olsa dava zaman aşımını süresini keser....

                sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 09/06/2011 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davanın gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle 5271 CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, suça konu eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nin 54/4. maddesi uyarınca MÜSADERESİNE 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu