Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/9648 E sayılı dosyasında borçlu T1 yönünden zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

Bu hal karşısında mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın süresinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin itirazın esası hakkında değerlendirme yapılarak reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi kararının itfa iddiasıyla icranın geri bırakılması isteminin reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın ilama aykırı faiz talep edildiği şikayetinin kısmen kabulüne ilişkin kısmına yönelik bir istinaf istemi bulunmadığından kararın bu isteme yönelik kısmı aynen muhafaza edilerek, itfa iddiasıyla icranın geri bırakılması isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekmiştir....

Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacı borçlu vekili Kayseri Yeşilhisar Asliye (İcra ) Hukuk Mahkemesine sıra cetvelinin düzeltilmesi ve zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin talep bulunduğu, mahkemece davacı borçlunun aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmış ise de davacı borçlunun şikayetinin icra memur muamelesi ve borca itiraz olduğu, İcra Hukuk Mahkemesince karar verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesince karar verildiği, görevin kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi zorunlu olduğundan mahkemece dosyanın görevli ve yetkili Yeşilhisar İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla HMK'nun 353/1- a-3 maddesi gereğince Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/88 Esas 2020/104 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İstinaf eden davalı vekili; 27/10/2012 kaza tarihinden 2 yıl geçtikten sonra açılan davanın zaman aşımından reddi gerekirken zaman aşımı itirazının gerekçesiz olarak reddedildiğini, destek tazminatı talebinin teminat kapsamı dışında olduğunu, esas yönüyle ise destek zararı hesabında ölenin sağ olan annesinin payının dikkate alınmadığını, ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasında desteğin kaybı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-Zamanaşımı bakımından; Yargıtay 4....

    Bunun sonucu olarak takip dayanağı belge kambiyo vasfı taşımadığından zaman aşımı süresi on yıla tabi olup, on yıllık zamanaşımı süresi de dolmamıştır. O halde mahkemece, 20.11.2011 keşide tarihli bu çek yönünden istemin reddine karar verilmesi isabetli ise de diğer çekler yönünden 11.03.2014 ile 30.09.2014 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığından, mahkemece, borçlunun zamanaşımı şikayetinin bu çekler yönünden kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile kararın yeniden bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 28/12/2017 tarih, 2016/25178 Esas - 2017/16438 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. .........

      Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuklara yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e, 66/2 ve 67. maddelerinde 4 yıl olağan; 6 yıl olağanüstü zaman aşımı süresinin öngörüldüğü nazara alındığında, suça sürüklenen çocuk ... yönünden mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 05.04.2016 tarihinden hüküm tarihine kadar; suça sürüklenen çocuk ... yönünden ise iddianamenin düzenlendiği 02.04.2015 tarihinden hüküm tarihine kadar 4 yıllık olağan zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuklar hakkındaki kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davaya katılma hakkı bulunan ancak davadan da haberdar edilmeyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 14/07/2010 tarihli savunması olmakla, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş olup sanığın ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi...

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/338 Esas sayılı dosyası ile görülen tasarrufun iptali davasının 8. celsede davalı lehine geçici aciz vesikası sunulması için süre verildiğini; icra dosyasının yenileme işlemi sonrasında 17/11/2021 tarihli talep ile takibin kesinleşmemesi neticesinde davacı/borçlu şirketin sicil adresine ihtiyati hacizle menkul haczine çıkılması talebinin kabul edildiğini, ayrıca her ne kadar takibin açılması ile zamanaşımı kesilmiş olsa da ödeme emri tebliğ edilmediğinden üç yıllık zaman aşımı süresinin başlamadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 168/5 ve 169/a maddelerine göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zaman aşımı nedeniyle borca itiraza ilişkindir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/394 esas sayılı dosyasının TTK'nun 750. maddesi anlamında bir zamanaşımını kesen sebep olarak değerlendirilmesi mümkün olmamakla ve 08/06/2015 tarihinde sonra alacaklı tarafça zaman aşımını kesen bir takip işlemi yapılmadığından zaman aşımı gerçeklemiş olup davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulü ile, İstanbul 14.İcra Dairesinin 2009/22919 Esas sayılı dosyasında İİK 71/2 maddesi yollamasıyla İİK 33/a maddesi gereğince davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına" karar verildiği görülmüştür....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımına uğradığı iddia edilen 11/06/2008 tarihinden dosyanın yenileme talep tarihi olan 19/07/2011tarihine kadar icra takip dosyasında işlem yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından zaman aşımına uğradığı iddia edilen tarihler arasında icra takip dosyasında işlemler yapıldığını, her icra işleminin zamanaşımını kestiğini, anılan icra takibi nedeniyle her bir borçlu için gerekli takip işlemlerinin yapıldığını ve 3 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde yenileme işlemi yapıldığını, icra takibi yapılmakla zamanaşımı süresinin kesildiğini, zamanaşımının alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başladığını, davacının zamanaşımına ilişkin iddiasının haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu