Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 28.07.2009 tarihinden sonra davalı alacaklı vekilince 25.12.2019 tarihinde yenileme emri gönderildiğini, İki tarih arasında 10 yıl 5 ay zaman sonra yenileme talebi gönderildiğini, taraflar arasında dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline 2018 yılında tebliğ edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, dayanak ilamın davalı-alacaklılar vekiline tebliğ tarihi itibariyle de 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolduğunu, ayrıca boşanma ilamlarının boşanma hükmü yönünden zaman aşımına uğramayacağını, ferileri yönünden kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresinin hesaplanacağını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, boşanma ilamında hüküm altına alınan tazminatların tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı T1 aleyhine, müvekkili T3 bulunan borcundan dolayı, Bolu İcra Müdürlüğü'nün 2020/6491 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine dayalı haciz yolu ile 12/06/2012 vade tarihli bonoya istinaden takip başlatıldığını, mahkemece eksik inceleme nedeniyle hatalı karar verildiğini, 6762 sayılı TTK'nın 690. maddesinin göndermesi ile bono hakkında uygulanması gereken aynı Kanun'un 661/1. maddesi gereğince, keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zaman aşımı süresinin vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, takibe konu bono vade tarihi 12/06/2012 tarihi olup, zaman aşımı süresi dolmadan 08/05/2013 tarihinde takip işleminde bulunulduğunu, bono hakkında zaman aşımı kesilmiş olup, tekrardan zamanaşımı iddiasında bulunmanın mümkün olmadığını, davanın 17/12/2020 tarihli 2. celsesinde yapılan yoklamada davacı ve vekilinin hazır olmadıkları ve mazeret göndermediklerini, duruşma saatinin 11:20'ye bırakıldığını, saatin 11:30 olduğunun...

Davalının davaya cevap süresini geçirdikten sonra zaman aşımı def'ini ileri sürdüğü ancak davacılar vekilinin 15/4/2009 tarihli celsede elden tebellüğ ettiği cevap dilekçesine karşı yerel mahkemece karşı beyanda bulunması için 15 günlük süre verilmesine rağmen belirlenen bu sürede zaman aşımı def'inin süresinde olmadığı yönünde açıkça karşı koymadığı daha sonraki tarihte verdiği 10/6/2009 tarihli dilekçeyle zaman aşımı def'inin süresinde ileri sürülmediğini belirttiği anlaşılmaktadır. Davacı süresinde ileri sürülmeyen zaman aşımı define karşı zamanında açıkça karşı koymadığına göre zaman aşımı def'inin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Davaya konu trafik kazası 6/10/1999 tarihinde gerçekleşmiş olup, eylem aynı zamanda 765 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen 455/1-son maddesindeki taksirle ölüme sebebiyet vermek suçunu oluşturmaktadır. Zaman aşımı süresi 5 yıldır....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile, Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2019/2142 Esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına, yasal şartları oluşmadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, alacağın zaman aşımına uğramadığını, dosyada mevcut tanık beyanları; müşterek çocuğun 28.09.2015- 17.09.2018 tarihleri arasında yaz tatilleri ve 15 tatilde annede, hafta sonları ise anneanne de kaldığını ve bu kalmalarda masrafların anne tarafından karşılandığı yönünde iken mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususların dikkate alınmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, zamanaşımı itirazı ve İİK'nın 33/1. maddesi uyarınca icra emrinin tebliğinden önce itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....

    Netice olarak, ilk derece mahkemesinin icra takibinin şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına ilişkin kararı, Dairemizce yerinde görüldüğünden, davalı alacaklı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2011/4967 Esas sayılı takibin İİK 71.maddesi yollamasıyla İİK'nun 33.maddesi gereğince davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, cevap dilekçesini tekrarla , kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 33/a ve 71/2. maddeleri uyarınca, icra takibinin kesinleşmesinden sonra, alacağın zaman aşımına uğradığı iddiasıyla icranın geri bırakılması isteğine ilişkindir. Somut olayda, borçlu şirket hakkında İzmir 6....

    Maddesinde TTK' nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacağının düzenlendiğini, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı TTK'nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 6/1 maddesinde "TTK' nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir" düzenlemelerinin yer aldığını, bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde TTK' nun zaman aşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Ortaca İcra Müdürlüğünün 2009/808 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Maddesi gereğince borca ve takibe konu bononun zaman aşımına uğramış olduğunu, TTK'nun 750- 751. Maddeleri gereğince zaman aşımı nedeniyle İİK 33/a ve 71. Maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konu ile ilgili 15 adet davanın açıldığını tüm davaların birleştirilmesini, ilgili takip dosyasının borçlular tarafından açılan davalar nedeniyle mahkemelerde olması sebebiyle bir süre işlemsiz kaldığını, bu arada icra dosyalarının kaybolup bulunamaması üzerine işlemlerini yapamadıklarını ve sair sebepler göstererek zaman aşımına uğramadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    ın şikayetinden vazgeçmesi ve zarar talebinin bulunmaması, yine 6136 sayılı Yasa'ya muhalefet suçunun sonucunda kamunun veya kişilerin doğrudan maddi bir zararının oluşmaması karşısında, maddede öngörülen diğer şartlar açısından değerlendirme yapılarak, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerekirken, "Sanığın kasıtlı suçtan hükmün açıklanmasının geri bıraklıması kararı verilmiş mahkumiyeti bulunmakla şartlarının oluşmadığı" gerekçesiyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince kısmen istem gibi BOZULMASINA, 10/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda, davacı tarafça, takipten önceki zaman aşımı itirazının, mahkemece düzeltilen ödeme emrinin tebliği tarihinden (18/04/2022) itibaren yasal 5 günlük süre geçtikten sonra (27/05/2022 tarihinde) yapıldığı görülmekte olup, mahkemece, takipten önceki zaman aşımı itirazının açıklanan nedenle süre aşımından reddi hukuken isabetlidir. Yine, senet aslının icra kasasına alınmadığına dair şikayet de, yukarıda belirtilen ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra yapılmıştır. Mahkemece, bu yöndeki şikayetin, açıklanan nedenlerle süre aşımından reddi yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka uygun değildir....

      UYAP Entegrasyonu