WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir. Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan ...'ın şikayet hakkı bulunmadığına göre ... yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....

    ve katılan vekilinin bu sanık hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanık ... hakkında, dava konusu kaçak aracın zapt edildiği 30.10.2006 gününün suç tarihi olduğu ve karar tarihinde zaman aşımı süresinin dolmadığı, sanığın iyi niyetle trafik kaydına güvenerek aracı satın aldığı yönündeki savunmasının aksine müsnet suça katıldığı yönünde delil bulunmadığı nazara alınmadan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık ... müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, III- Katılan vekilinin sahtecilik suçundan sanık ... hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik yapılan incelemede; Sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 342/2.maddesi kapsamında...

      Ceza Dairesinin 09/06/2016 tarih ve 2015/33737 (E), 2016/13802 (K) sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma sonrasında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği ve kararın 16/01/2017 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 06/05/2021 tarihinde ihbara konu suçu işlemesiyle nedeniyle temyize konu düşme hükmünün verildiği, sanığın üzerine atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3 ve 67/4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlemin bozma öncesinde verilen 10/06/2014 tarihli mahkumiyet kararı olduğu, mahkumiyet kararının verildiği 10/06/2014 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" ve 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinde belirtilen zaman aşımının durduğu sürenin birlikte hesaplanması sonucunda olağan zaman aşımının...

        Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilince 09.01.2017 tarihli ıslah dilekçesinde olası zaman aşımı defi de göz önünde bulundurularak dava konusu alacaklar ıslah edilmiş, davalı vekilince de süresinde ıslaha karşı zaman aşımı def’inde bulunulmuştur....

          ATM'de açılan dava dosyası ile kesildiği ve zaman aşımı hesabının söz konusu tarih itibariyle yapılmasının gerektiği, davalı tarafça İzmir 2 ATM dosyasına verilen cevap dilekçesinde zaman aşımı definin ileri sürülmediği , davalı tarafça süresinde süresinde zamanaşımı def'i ileri sürülmediğinden İzmir 2 ATM dosyasının devamı ve eki niteliğindeki Mahkememiz dosyası yönünden de arttırılan ve istenen bedel için sonradan zaman aşımı def'inin ileri sürülemeyeceği , davalının zaman aşımı define değer verilemeyeceği , dava konusu alacağa karşı geçerli bir zaman aşımı itirazının bulunmadığı bunun yanında davanın niteliği göz önüne alındığında zaman aşımı yönünden uygulanması gereken TTK 560. Maddesinde " Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekler yönünden zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup, çek hakkında zaman aşımı, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zaman aşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle 6762 Sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olmakla; somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihlerinin 27.10.2007, 11.09.2007, 24.10.2007 olup, ibraz süresi yasal değişik tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları, bu kapsamda icra dosyasındaki işlemlere bakıldığında; takibin kesinleşmesinden...

              ne örnek 10 ödeme emri 11.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyasında yapılan incelemede takibin kesinleşmesinden sonra dosyanın 3 yıl ve daha fazla takipsiz bırakılmadığı, zaman aşımı süreleri içinde alacaklı tarafından işlemler yapıldığı ve 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                Buna göre sanığın, mağdurları kasten basit yaralama eylemi için, TCK'nin 86/2, 86/3-e maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek, TCK'nin 66/1-e maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresinin 8 yıl, uzamış zaman aşımı süresi ise 12 yıldır. Suç tarihi ve zaman aşımını kesen mahkumiyet kararlarının verildiği 18.02.2016 ve 11.02.2021 tarihleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 03.10.2011 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 22.03.2013 tarihleri arasındaki ''1 yıl 5 ay 19 gün'' durma süresi de dikkate alındığında asli ve uzatılmış zaman aşımı süreleri dolmamıştır....

                  İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacizlere ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekiline 10.07.2013 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 18.07.2013 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlulardan ...'in meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır. O halde, mahkemece, borçlulardan ... yönünden istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                    Ancak, Zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin geçmesiyle Zaman aşımı süresi dolmuş olur.” Bu durumda; 7036 Sayılı Kanun yürürlüğe girse de, zaman aşımı konusunda yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu döneminde doğan yıllık izin alacakları yönünden 10 yıllık Zaman aşımı uygulanacaktır. Başka bir deyişle alacak 7036 sayılı Kanun öncesi muaccel olduğundan Zaman aşımı süresi 5 yıl olarak uygulanmayacaktır. Ancak 7036 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 25/10/2017 tarihinden sonra gerçekleşen fesihlerde 5 yıllık Zaman aşımı süresi uygulanacaktır. Kanun yürürlük tarihinde zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, 5 yıllık süreden uzun ise, yürürlük tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin geçmesiyle Zaman aşımı süresi dolmuş olacaktır. Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihi 31/01/2013 olup, kıdemi süresince 509 günlük yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu