Mahkemece verilen karar yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin hükümler dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece, kadın için aylık 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 400'er TL iştirak nafakası takdir edilmiş, değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları dikkate alındığında kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacının talep ettiği maddi tazminat ve yıllık toplam yoksulluk nafaka miktarı ile kısmen reddolunan iştirak nafakası miktarları karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
davalının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk nafakasına ilişkin 1.bendinin kaldırılmasına ve bu konuda yeniden hüküm kurularak, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Davacı erkek asıl dava dilekçesinde anlaşmalı boşanma protokolü ile kira ve aidat ödemesine nakit destek adı altında aylık 600,00 USD şeklinde yapılan ödemenin yoksulluk nafakası olduğunun ve bunun kadının evlenmesi nedeniyle kaldırılması isteminde bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesince dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olarak nitelendirilmiş ve bunun için hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğinden ve dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakası olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Her ne kadar davacı tarafça talep yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmiş ise de; somut olayda protokolde düzenlenen 600,00 USD ödeme erkeğe mali bir yükümlülük olarak belirlenmiş olup yoksulluk nafakası mahiyetinde değildir....
Mahkemece, açılan davanın yoksulluk nafakası talebine yönelik olduğu, oysa evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış olan tedbir nafakası talebine ilişkindir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı vekilinin dava dilekçesi ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin talep edildiği; yargılama sırasında davacı vekilinin 15/02/2013 tarihli celsede; "taleplerinin sehven yoksulluk nafakası olarak yazılmış olduğunu, asıl taleplerinin ayrı yaşama hakkına dayanan nafaka talebine ilişkin olduğu" yönünde beyanda bulunduğu ancak mahkemece evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dairemizin 22.02.2016 tarihli bozma kararında, davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinde sadece tedbir nafakası talep ettiği halde mahkemece talep aşılarak takdir edilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla birlikte yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, “takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.10.2019 (Çrş.)...
Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....
karar verilmişse de; davacı kadının dava dilekçesindeki, nafaka talebim vardır şeklindeki beyanı yoksulluk nafakası talebini kapsar....
Hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu, davacı vekilinin talebinin bağımsız açılan yoksulluk nafakası talebi olarak değerlendirildiğinde; Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 23/05/2017 tarih 2016/187 Esas ve 2017/194 Karar sayılı ilamı ile usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından kadın yararına yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, iş bu kararın 23/10/2019 tarihinde kesinleştiği, TMK 178....