Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı , karardan sonra verdiği 18.05.2005 tarihli dilekçesi ile mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakasından feragat etmiştir. Yoksulluk nafakası isteğinin feragat sebebiyle reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.12.2006...

    Yerel Mahkeme bozma ilamına iştirak nafakası yönünden uymuş; yoksulluk nafakası yönünden ise istek yokluğundan yoksulluk nafakası konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vererek ilk kararında direnmiştir. (Uyulan kısım taraflarca temyiz edilmemiştir.) Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı-davalı G... C… …'nin yoksulluk nafakası talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu 174.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için davacının yoksulluk nafakası isteği olması şarttır ancak bu isteğin mutlaka dava dilekçesinde bulunması gerekmez yargılama aşamasında da yoksulluk nafakası isteğini dile getirebilir. Somut olayda; davacı vekili 25.02.2008 günlü oturumda önceki beyanlarını tekrar ederek; davacı-davalı kadının hiçbir yerden geliri olmadığı ve davalı-davacı kocanın ailesine maddi yönden destek olmadığı gerekçesiyle nafakaların (ÜFE) oranında artırılmasını istemiş ve bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir....

      Davalı kadının yasal süre içerisinde davaya cevap vermediği gibi son celsede yoksulluk nafakası talebi bulunduğu, HMK 141.madde kapsamında iddia-savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, ıslah ya da karşı tarafın açık muvafakatı bulunmadığı dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu haliyle kadının, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 2. bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı kadın lehine verilen maddi manevi tazminat miktarının az olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, tarafların ekonomik sosyal durumları, hakkaniyet, TBK 50- 51.maddeler gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen tazminat miktarları uygundur....

      Davacı kadın, ön inceleme duruşmasında 300 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş, duruşmada hazır bulunan davalı vekili ise bu taleple ilgili olarak açık bir muvafakat beyanında bulunmamıştır. Durum böyleyken davacının talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün yoksulluk nafakası yönünden de onandığı anlaşılmakla, davalı erkeğin yoksulluk nafakası ile ilgili kurulan hüküm yönünden karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 19.01.2016 tarih, 2015/10777 esas, 2016/899 karar sayılı onama ilamının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakasına ilişkin kurulan hüküm yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        getirilmediği, bozmaya uyulmuş olmakla, mahkemenin bozma gereğince işlem yapmasınmın zorunlu olduğu, Dairemizin 26.10.2017 tarihli, 2016/5883 esas ve 2017/11778 karar sayılı bozma kararında; "Davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu” yönünde hüküm kuruluduğu ancak mahkeme, davalı-karşı davacı kadın yararına ilk kararında aylık 750 TL yoksulluk nafakası ödenmesine hükmettiği ve bozma ilamına uygun şekilde nafaka miktarında indirim yapması gerektiği halde, “...aylık 750 TL (aynı miktar) yoksulluk nafakası olarak devamına” şeklinde hüküm tesis edildiği gerekçesi ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden ikinci kez hükmün bozulması cihetine gidilmiştir. Bozma ilamı üzerine Karşıyaka 3. Aile Mahkesinin 2019/543 esası üzerinden yapılan yargılamada, 23/10/2019 tarihli celsede bozma ilamı okunmuş, devamla Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek tefhimle açık duruşmaya devam olunmuş, aynı celse verilen kararda “Davalı- karşı davacı ...'...

          Yoksulluk nafakasının esası incelenmelidir....

            hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminatın az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir....

              Mahkemece “dava dilekçesinde talep edilmediği” gerekçesiyle hükmün kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde boşanmakla yoksulluğa düşeceğini belirttiğinden, yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu kabul edilmelidir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında çalışmadığı belirlenmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran ortak çocuk ...lehine takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır....

                Bu beyan yoksulluk nafakası ile, maddi ve manevi tazminat talebinden feragat niteliğinde olup bu nedenle davacı kadına yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat verilmesi mümkün değildir. Ne var ki, bu husus ilk incelemede gözden kaçmıştır. Bu nedenle davalı kocanın yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile ilgili karar düzeltme isteğinin kabulü ile, dairemizin 11.9.2013 gün 2012/20479 esas, 2013/20556 karar sayılı onama kararının yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kaldırılarak hükmün bu yönlerden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                  DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen boşanma davası, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle erkeğin kabul edilen boşanma davası ve yoksulluk nafakasına dair temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin boşanma davası ve yoksulluk nafakası yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı vekili Av. ... 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle tedbir nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün tedbir nafakası davası yönünden bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu