Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, boşanma kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının arttırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir....

Önemle belirtilmelidir ki, asgari ücretle çalışılıyor olması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu değildir. Aldığı ücret kendisini yoksulluktan kurtarmayacak ve insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlayamayacak düzeyde olan eş de, diğer koşulları varsa yoksulluk nafakası isteyebilir. O halde, yerel mahkemenin karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir. Dosyadaki tüm deliller incelenerek bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme uygun olup, nafaka miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 7.7.2010 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi....

    Mahkemece iştirak ve yardım nafakası taleplerinin kısmen kabulüne yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olup, hüküm yoksulluk nafakası yönünden hatalı bulunarak, Dairemizin 21.06.2016 tarih, 2016/6286-9615 E-K sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, “bozmaya uyulmuş ise de; davacı kadının gelir durumunun yoksulluk sınırının üstünde olduğu ve davalı ile gelir durumunun birbirine yakın olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına daha önce iştirak ve yardım nafakalarına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları Yargıtay tarafından reddolduğundan bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Bu defa hükmü, davacı yoksulluk nafakası yönünden; davalı iştirak ve yardım nafakaları yönünden temyiz etmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 2.270 TL'ye çıkarılmıştır....

      Davacı (kadın) önceki aşamalarda yoksulluk nafakası talep etmemiş, ancak ön inceleme duruşmasında 300 TL yoksulluk nafakası talep etmiş; davalı (koca) talep sonucunun genişletilmesine açık muvafakat bildirmediği gibi, davacı tarafından bu konuda yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır (HMK md. 141). Bu sebeple yoksulluk nafakası talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" kararı verilecek yerde yazılı şekilde davacı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ne var ki, davalının temyizi üzerine yapılan ilk incelemede bu husus gözden kaçtığından, hüküm yoksulluk nafakası yönünden de onanmıştır. Davalının bu yönlere ilişkin karar düzeltme talebi açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemiz ilamının onamaya ilişkin bölümünün yoksulluk nafakasına münhasır olarak kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

        Hükmün erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 16.09.2019 tarih ve 2019/2723 E., 2019/8680 K. sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin 2016/11 E., 2017/70 K. sayılı kararına karşı sadece erkek tarafından istinafa başvurulduğundan, yoksulluk nafakası yönünden hüküm kurulmamış olmasının erkek için usuli kazanılmış hak oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemenin, ilk hükümde yoksulluk nafakası talebi hakkında hüküm kurulmamış olması nedeniyle, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı vermesi gerekirken kadın aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.12.2022 (Salı)...

          DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebi kabul edilerek aylık 400-TL yoksulluk nafakasına hükolunmuş, bölge adliye mahkemesince ise SGK hizmet dökümüne göre kadının 01.05.2018 tarihinde çalışmaya başladığı, en son çalıştığı iş yerinden 18.11.2020 tarihinde istifa ederek ayrıldığı, işinden kendi isteği ile ayrılan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği belirtilmiş, bu konuda erkeğin istinaf kanun yolu incelemesi talebi yoksulluk nafakası yönünden kabul edilip, sair yönlerden esastan reddedilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile; müşterek çocuk Zeynep Liya için dava tarihinden itibaren 700,00 TL iştirak nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belirlenen nafakanın her yıl tüfe oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iştirak nafakası yönünden davalının geliri yeterince araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, takdir edilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğu, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının feragat beyanında açıkça yoksulluk nafakası ibaresinin yer almadığı, boşanma davasında devam eden tedbir nafakası için beyanda bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Boşanma davasında, dava veya cevap dilekçesiyle ya da tahkikat sırasında karar verilinceye kadar talep edilebilen yoksulluk nafakası, boşanmanın eki niteliğinde olup, boşanmaya karar verilmesi halinde sonuca bağlanması zorunlu ve boşanmadan sonrası için geçerli bir talep niteliğindedir. Boşanma davası, bozmaya uyularak reddedildiğine göre, artık yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Bu husus gözetilmeden boşanma davası reddedilen davacı lehine tedbir nafakası dışında ayrıca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı ... 20.11.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiş ise de tarafların boşanmalarına dair hüküm temyiz edilmeden kesinleştiğinden, feragat beyanı hukuken geçerli sonuç doğurmaz. 2-Davalı ... 20.11.2017 tarihli dilekçesiyle iştirak ve yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün iştirak ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına takdir edilen tazminatlar yönünden, bozulması gerekmiştir....

                Tarafların evlilik süresi dikkate alındığında mahkemece boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için toplu yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmış ise de toplu yoksulluk nafakası takdir edilirken takdir edilen aylık yoksulluk nafakası tutarının belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının da yeterli bulunmadığı anlaşıldığından davalı davacı kadının toplu yoksulluk nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, takdir edilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin ise kabulü ile ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davalı davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren TMK'nın m.175 ve m.176 uyarınca aylık 500 TL'den iki yıllık toplam 12.000 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davacı davalı erkekten alınarak...

                UYAP Entegrasyonu