Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararın davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23.12.2019 tarihli ilamı ile davacı kadın yararına az da olsa yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmayıp bozulmuştur. Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak, davacı kadın yararına aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Anlaşma boşanmanın fer'i hükmü yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürdüğünü kabul edip sanki böyle bir çekişme yokmuş gibi temyiz istemini sadece yoksulluk nafakası ile sınırlayarak hükmün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek açık bir çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma kavramında yer alan "anlaşma" kavramı ile böyle bir uygulama bağdaşmamaktadır. Bu uygulama ile hükmün boşanma bölümü kesinleşmiş duruma getirildiğine göre yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürüyor olması da bir anlam taşımamaktadır. Davacı bu çekişmeye rağmen "anlaşmalı boşanma" kararını elde etmiş durumdadır. Davacının bu aşamada kalan davadan feragat etmesi durumunda davalının karar düzeltme yoluna başvurması dahi mümkün olamayacaktır....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı erkeğin, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar dışındaki temyiz sebepleri yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesince verilen karara karşı hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulduğu, hükmün diğer yönlerden kesinleştiği anlaşılmakla hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar dışındaki temyiz sebepleri yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine...

        Temyize konu reddedilen yoksulluk nafakası talebinin yıllık tutarı 9.600,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 107.090.00 TL'yi aşmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kaldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin karar kesindir. Açıklanan sebeple, davacı kadının, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple, yoksulluk nafakası davasının reddine ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 21.09.2022 (Çar.)...

          DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, velayet ve yoksuluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk kararda davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunmuştur. Davalı-davacı kocanın temyizi üzerine Dairemizin 24.1.2011 tarihli ilamında, davacı-davalı kadına verilen yoksulluk nafakası yönünden bozma yapılmamış, bu ilama karşı karar düzeltme yoluna da gidilmediğinden davacı-karşı davalı kadına verilen yoksulluk nafakası yönünden hüküm kesinleşmiştir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde yoksulluk nafakası yönünden ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevi tazminata hükmedilmiş, davalı erkek tarafından tüm yönlerden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı kadının kayıtsız şartsız olarak boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talebi olmadığını bildirmiştir. Bu beyan, yoksulluk nafakasından feragat niteliğinde olup, davacı artık bir daha yoksulluk nafakası talebinde bulunamaz. Öyle ise mahkemece bu ilkeler ışığında, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacının talep ettiği maddi tazminat ve yıllık toplam yoksulluk nafaka miktarı ile kısmen reddolunan iştirak nafakası miktarları karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

                  Mahkemece verilen karar yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin hükümler dışında taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece, kadın için aylık 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 400'er TL iştirak nafakası takdir edilmiş, değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları itibariyle ihtiyaçları dikkate alındığında kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakaları azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....

                  davalının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk nafakasına ilişkin 1.bendinin kaldırılmasına ve bu konuda yeniden hüküm kurularak, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu