İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince yoksulluk nafakası koşullarının davacı kadın yararına oluşmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında kadının asgari ücretli çalıştığı ve kirada oturduğu, davalı erkek hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında ise davalı erkeğin sabit işi olmadığı, bir aracı olduğu, annesi ile oturduğu kira ödemediği bildirilmiştir....
DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemenin 09.12.2015 tarihli kararının gerekçe kısmında davacı-karşı davalı kadının emekli olduğu ve sabit gelirinin bulunduğu tespit edilerek bu talebinin reddine denilmesine rağmen, hüküm kısmında yoksulluk nafakasıyla ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Dairemizin 18.09.2017 tarihli ve 2016/4316 Esas 2017/9615 Karar sayılı ilâmıyla, diğer sebepler yanında yoksulluk nafakası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği ifade edilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 21.03.2018 tarihli gerekçeli kararda, tarafların sosyal ve ekonomik durumunun dikkate alındığı ifade edilerek, davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
Davacıdan halen yoksulluk nafakası alan, asgari ücretin üzerinde bir geliri olmadığı belirlenen davalıdan ortak çocuklar yararına iştirak nafakası talep edilemeyeceği, bu nedenle iştirak nafakası istemi yönünden davanın reddi gerektiği halde mahkemece yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan...
Somut olayda; davacı vekili, ıslah dilekçesinde; davacı yararına dava tarihinden itibaren aylık 600 TL tedbir nafakası ödenmesini, 06.11.2013 tarihinden itibaren de aylık 600 TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmektedir. Bu şekliyle, davacı taraf, davasını kısmen ıslah etmiş durumdadır. Tedbir nafakası, evlilik birliği içinde, evlilik birliğinin devamı süresince hükmedilebilen bir nafaka türüdür. Yoksulluk nafakası ise, evliliğin sona ermesinden sonra hüküm ve sonuçlarını doğuran, boşanmaya bağlı hükmedilebilen bir nafaka türüdür. Bu nedenle, henüz boşanma gerçekleşmeden, evlilik birliği içinde ayrı yaşamada haklılık iddiasıyla açılan nafaka davasında; kısmen ıslah yoluyla, boşanmadan sonra hüküm ve sonuçlarını doğuran yoksulluk nafakası talep edilmesi mümkün değildir. Zira, kısmen ıslahla, yapılmış olan bir usul işlemi düzeltilmektedir....
Aile Mahkemesinin 2014/368 Esas, 2014/506 Karar sayılı hükmü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kayseri 4.Aile Mahkemesinin 2011/912 Esas 2013/237 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 175 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş,Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2013/22727 Esas 2014/6158 Karar sayılı ilamı karar bozulmuş, bozma üzerine Kayseri 4.Aile Mahkemesinin 2014/368 Esasına kaydı yapılmıştır. Yapılan yargılama neticesinde; 05.06.2014 tarihinde Kayseri 4.Aile Mahkemesinin 2014/368 Esas 2014/506 Karar sayılı ilamı ile davalı lehine 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olup iş bu davanın (02.06.2014) açılış tarihi itibariyle yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir. Yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade eder. Kaldırılması talebi de ancak yoksulluk nafakası kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren istenebilir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklar yararına aylık 350,00’şer TL iştirak nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz edilmiştir. Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığına göre ilk derece mahkemesince belirlenen kusur durumu ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası kararı davalı yönünden kesinleşmiştir....
Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı-davalı kadının asgari ücret karşılığı çalışmakta iken 24.04.2021 tarihinde kendi isteği ile işinden istifa ettiği, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düştüğünün kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....
Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur....
Bölge adliye mahkemesi kararına karşı taraflarca yapılan temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 22.11.2021 tarihli ve 2021/7080 esas, 2021/8592 karar sayılı ilamı ile hüküm tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, diğer yönlere ilişkin temyiz başvurusu yerinde bulunmayarak hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karşın, münhasıran davalı davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hususunda hüküm kurulduğu, tedbir nafakası talebi hususunda ise olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmakla, davalı davacı kadının tedbir nafakası talebine ilişkin olarak, uyulmasına karar verilen Dairemizin 22.11.2021 tarihli ve 2021/7080 esas, 2021/8592 karar sayılı ilamı kapsamında karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davacı-karşı davalı kadın yararına daha uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, bu yönler dikkate alınmadan hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple yoksulluk nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.10.2015 (Pzt.)...