Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazı hakında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konularda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

    -K. sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile borca ve faize itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; borçluya kıymet takdir raporunun 10.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de icra mahkemesine 06.05.2019 tarihinde yaptığı başvurunun süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, borçlunun, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği şikayeti ile birlikte icra emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek borca ve faize itiraz ettiği, diğer taraftan aynı tarihte ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/403 E. sayılı dosyasında, ihalenin feshine yönelik şikayetinde, aynı takip dosyasındaki kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin de usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır....

      İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, ödeme emrine faize borca itiraz ettiklerini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin takibin durdurulması talepli olarak açtığı borca itiraz davasını kabul etmediklerini, davadaki iddiaların gerçek dışı olduğunu ve bu davanın konusu olmadığını, davacılar vekilinin zaten menfi tespit davası açtığını, bu sebeplerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER : Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2018/1094 esas sayılı dosyası....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 22.3.2005 tarihli İnternet Erişimi Hizmet Sözleşmesi ve 08.07.2006 tarihli karasal hatlar üzerinden Veri İletişimi Hizmeti sözleşmesi yapıldığını, davalının hizmetleri aldığını, ancak borcunu ödemediğini, icra takibine yaptığı itiraz ile yetkiye,borca, takibe, faize ve fer’ilerine itiraz ettiğini, İİK.nun 50.maddesi yollaması ile HUMK.nun 10.maddesi ve BK.nun 73.maddesi gereğince itirazın iptalini ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermeyip duruşmaya da katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkar edilmesi nedeniyle somut olayda BK.nun 73.maddesinin uygulanamayacağı, genel hükümler gereğince ......

        Davacı - borçlunun dava dilekçesinde; yetki itirazının yanında çek tazminatına, borca ve faize itiraz ettiği, ancak mahkemece kurulan hükmün HMK 297/2.maddesine uygun olmadığı, davacı-borçlunun faize itirazlarının incelenmediği, bu hususta gerekçe oluşturulmadığı gibi hüküm de kurulmadığı görülmüştür. Bunun yanında, mahkemece davacının yetki itirazına ilişkin 23/03/2021 tarihli karar oturumunda ara karar ile değerlendirme yapılıp hüküm kurulması, yetki itirazına ilişkin kısa kararda hüküm kurulmaması nedeniyle, kurulan hüküm HMK 297/2. Maddesine aykırıdır....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı yapılan senedin kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olup ayrıca takibe eklenen protokolde yazılı olan bilgilere göre senedin teminat ya da borç yenileme senedi olarak düzenlenmediği ve protokol içeriğinden senedin kayıtsız şartsız ödeme vaadini bertaraf etmediği, açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, borçlu vekilince ileri sürülen iddialar dar yetkili icra mahkemesince dinlenemeyeceğinden, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca ispat edilemeyen borca itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, itiraz dilekçesinde yetkiye, faize ve oranına da itiraz edilmiş ise de anılan husus istinaf dilekçesinde açıkça ileri sürülmediğinden ve kamu düzeninden de olmadığından bu aşamada incelenmediği, borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde imzanın müvekkiline ait olmadığı ileri sürülmüş ise de borca itiraz dilekçesinde açıkça senedin müvekkiline imzalatıldığı, yazıların kendisine ait olmadığı...

          Ancak icra iflas daireleriyle ilgili kesin yetki kuralını belirleyen kanun hükmü bulunmamaktadır. Somut olayda davacı kooperatifin muamelee merkezi olan Adana İcra Dairesinde yapılan takibe davalının yetki yönünden yaptığı itiraz İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi yollaması ile itiraz tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HMUK'nın 23. maddesince uygun bir yetki itirazının olmadığı gerekçesiyle Dairemizin 2014/9505 Esas, 20015/240 Karar saılı ilam ile bozulmuş, bozma ilamına uyulmasıyla takibin yetki yönünden kesin bir hal aldığı anlaşılmıştır....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1023 KARAR NO : 2020/1025 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2020 NUMARASI : 2019/442 ESAS 2020/232 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu hakkında Niğde İcra Müdürlüğünün 2019/10385 Esas sayılı takip dosyasındaki icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun borca itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte yetkiye de itiraz ettiğini, borçlunun takibe konu birikmiş su borcunun ödendiğine veya itfa edildiğine dair herhangi bir belge sunamadığını, bu nedenlerle...

            HMK’nun 297/.... maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda borçlu şirket vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itiraz ettiği, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda yukarıda yazılı madde hükmü gözeltilmek suretiyle borçlunun, çek tazminatına, çek komisyonuna ve faize itirazları hakkında da değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, sadece borca itirazın incelenerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir....

              Ödeme emri borçluya 16/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, yasal süresi içinde 19/04/2019 tarihinde itiraz dilekçesi ibraz edilmiştir. Borçlu itiraz dilekçesinde; gayrimenkul alım satım sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda İzmir Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılınması sebebiyle icra dairesinin yetkisine, borca, tüm fer'ilere, faize ve faiz oranına itiraz etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen Gayrimenkul Alım Satım ve Komisyon Sözleşmesinde ihtilaf halinde İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtildiği, peşinat olarak 30.000,00 TL verildiği belirtilmiştir. Taraflar arasında sözleşmede yetki düzenlemesi mevcut ise de, HMK 17 maddeye göre taraflar tacir olmadığı için geçerli bir yetki sözleşmesinin varlığından bahsedilemez. Davalı borçlunun adresi Lüleburgaz olup, sözleşmenin ifa edileceği yerde Lüleburgaz olduğu gözetildiğinde, Lüleburgaz İcra Dairesi yetkilidir....

                UYAP Entegrasyonu