Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının 2013 yılından beri imam nikahlı olduğunu, yaklaşık 3- 4 yıldır ayrı yaşadıklarını, fiili ayrılıktan itibaren çocuğun annede kaldığını, Türk Medeni Kanunu'nun 337. Maddesi hükmüne göre anne ve babanın evli olmadığı durumlarda velayetin annede olması gerektiğinden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 337....
DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, “dava konusu çocuğun evlilik birliği dışında doğması sebebiyle velayetinin davalı annede bulunduğu, davacı baba ile soybağı ilişkisinin tanıma suretiyle kurulduğu, alınan raporlara göre babanın velayeti üstlenmesine engel bir durumunun bulunmadığı ve görüşlerini açıklama olgunluğuna erişen 25.03.2005 doğumlu çocuğun velayetinin babaya verilmesini istediği” gerekçesiyle, davanın kabulü ile ortak çocuk Cengizhan’ın annesinde bulunan velayetinin kaldırılmasına, velayetin davacı babaya bırakılmasına ve anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş, hüküm davalı anne tarafından temyiz edilmiştir....
GEREKÇE : Davanın velayetin değiştirilmesi davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Tüm dosya kapsamı, idrak çağında olan müşterek çocuğun görüşü, uzman raporu ve velayet görevinin anne tarafından ihmal veya istismar edilmediği de dikkate alındığında velayetin değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediği ve velayetin annede kalmasının müşterek çocuğun menfaatine olduğu sonucuna varıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karar usul, yasa, dosya kapsamı ve küçüğün menfaatine olmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesince ise, asıl davanın velayetin değiştirilmesi, birleşen davanın ise iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, davacının, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınıp kendisine verilmesi yönündeki talebinin bir çekişmesiz yargı işi olduğu, çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine yahut kaldırılan velayetin iadesine ilişkin davalarda, yetkiye ilişkin Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki "çekişmesiz yargıyla" ilgili genel yetki kuralının burada da uygulanacağı, o halde, davacının kendi oturduğu yer mahkemesinde bu davayı açabileceği, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulama sonucunda davacının dava tarihindeki oturduğu yerin ''Selçuklu Mahallesi, Güzelgah Caddesi 128/20 Sincan/Ankara'' olduğu...
ve okul kayıt işlemlerinde velayet sahibi olması gerektiğinden çocuğun mağdur olduğunu, davalının çalışma ve oturma izni olmaması nedeniyle 2022 yılının Mart ayında geri gönderme merkezine alındığını, müvekkilinin davalının bu karara ilişkin açacağı dava ve avukatlık masraflarını ödemesi için gerekli masrafı da gönderdiğini, davalının 4 sene boyunca çocuğunu görmeye gelmediğini, belirterek annede olan velayetin değiştirilerek babaya verilmesine hükmedilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesini gerektirecek hiçbir sebep bulunmadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, çocuğun istediği zaman annede, istediği zaman babada kaldığını, velayetin değiştirilmesi gerektirir dosyaya hiçbir delil sunulmadığını, velayetin değiştirilmesi talebinin sebebi çocuğun yüksek yararı değil, bilakis nafakalarını ödemeyen davalı hakkında icra takibine girişilmesinden kaynaklı olduğunu, her ne kadar müşterek çocuk velayetinin babaya verilmesini istediğini beyan etmişse de müşterek çocuk velayet kavramını tam olarak algılayamadığını, davanın reddi yerine kabulüne dair verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğundan yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı erkeğin 15.04.2022 tarihli dilekçesi ile Tarafların Suriye vatandaşı olduğunun ve ortak çocuklar Marah ve Melez’in babanın nüfus hanesinde kayıtlı olduğunu çocukların dünyaya geldikten sonra tarafların boşandıkları açıkladıktan sonra “Dava sonucunda müşterek çocukların velayetlerinin müvekkilimize verilmesini, geçici velayetin müvekkilimize verilmemesi halinde ÇOCUKLAR İLE MÜVEKKİLİM ARASINDA ŞAHSİ İLİŞKİ TESİS EDİLMESİNİ, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz” şeklinde talepte bulunduğu terditli taleplerden ilki velayetin kendisine verilmesi, bu talebinin uygun bulunmaması halinde çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesis edilmesini istemiştir. Bu durumda davacının taleplerinden birinin kabul edildiği anlaşıldığına göre ilk derece mahkemesince asıl davada yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin asıl davacı erkek lehine hükmedilmesinde bir hata bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Asıl davada; evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayetinin annede olduğunun tespiti ile iştirak nafakası, karşılık davada çocuğun velayetinin babaya tevdiine karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf incelemesine gelince; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılğın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....