Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2023 NUMARASI : 2021/544 ESAS 2023/51 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2010 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının olduğunu, davalının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin kendisine verilmesine, müşterek çocuklar ve kendisi için nafakaya ve yine lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılacak iş; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan uzmanlardan tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması, tarafların yaşam alanlarının gözlemlenmesi ve diğer deliller de gözönüne alınarak tarafların velayet yönünden beyanları da alınarak velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmesidir....

İdrak çağındaki müşterek çocukların duruşmadaki ve sosyal inceleme raporlarına yansıyan beyanları birbiriyle çelişmekte olup, mevcut haliyle dosya içerisindeki raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyetten her iki ebeveynin yaşam alanları incelenerek, ebeveynlerin birlikte yaşadığı kişilerle görüşüp ve ortak çocuklar gözlemlenmek suretiyle, kardeşlerin birbirinde ayrılmayacak şekilde velayet düzenlemesi yapılıp yapılamayacağı, babanın tır şoförü olduğu dikkat alındığında, bu durumun velayet yetkisini kullanmasına engel teşkil edip etmediği hususları da irdelenerek ve müşterek çocuk 29/10/2012 doğumlu Nazlı'nın şu aşamada idrak çağında olduğu da dikkate alınarak gerektiği takdirde müşterek çocuk Nazlı'ınn velayet hususunda görüşü sorulmak suretiyle velayet ve kişisel ilişki hususunda bir...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka-Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması-Velayet- Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadının velayet ve tedbir nafakası talebi Türk Medeni Kanununun 197.maddesine dayanan tek talep olup, mahkemece ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından, davalı erkeğin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 24.10.2017 tarih 2016/6216 esas, 2017/11553 karar sayılı onama ilamının, velayet ve bağlantılı bulunan iştirak nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeple velayet yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3- Yargılamada ortak çocukların geçici velayeti davalı babaya verildiği ve çocuklar fiilen de baba yanında kaldıkları halde davacı anne lehine çocuklar için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamıştır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili, kusuru, karşı davanın kabul edilmiş olmasını, velayeti, kadın ve çocuk lehine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatı ve tazminat taleplerinin reddedilmiş olmasını istinaf etmiştir....

      Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

      Küçüğün anne ve babası evli olup ana-babasının velayeti altında bulunduğu, mahkeme kararı ile ortak hayata henüz son verilmediği, her ne kadar babası hükümlü olup velayet hakkını kullanmayacak durumda ise de annesi henüz tutuklu olduğu için velayet usulüne uygun olarak kaldırılmadan küçüğe vasi atanması mümkün değildir. Somut olayda çocuğun evlilik birliği içinde doğduğu ve anne baba sağ olduğu için anne baba kısıtlanmadıkça,velayet mahkeme kararı ile kaldırılmadıkça yada anne baba hayatta olduğu sürece çocuğun yasal temsilcileri kayden anne babasıdır....

      davanın kabulü ile müşterek çocukların yurt dışına çıkışlarının engellenmesini, müşterek çocukların geçici ve kesin velayetinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

      yersizdir. 2- Mahkemece davacı-davalı erkeğin boşanma davası ile davalı-davacı kadının tedbir nafakası (TMK m. 197) davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 02.03.2016 tarih E.2015/13464 - K.2016/4154 karar sayılı ilamı ile karar boşanma yönünden onanmış, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri ve ortak çocukların velayet düzenlemesi yönlerinden bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı-davacı erkek tarafından 04.05.2016 tarihinde; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesine yönelik olarak karar düzeltme talebinde bulunulmuş, bu aşamadan sonra davacı-davalı vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 08.08.2016 tarihli, davalı-davacı vekili ise 09.08.2016 tarihli dilekçeleriyle davalarından ve temyizlerden feragat ettiklerini bildirmişlerdir....

        UYAP Entegrasyonu