Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir. Davalı erkek vekilinin; müşterek çocuk Başak hakkındaki velayet düzenlemesine ve çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 22/10/2014 NUMARASI : 2014/305-2014/890 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından tedbir kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece çocukların malvarlığı hakkında tedbir kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanunu 352. madde "Anne ve baba, velayetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler, kural olarak hesap ve güvence vermezler." hükmünü, Türk Medeni Kanunu 354. madde "Ana ve baba, kusurları sebebiyle velayetleri kaldırılmadıkça, çocuğun mallarını kullanabilirler." hükmünü, Türk Medeni Kanunu 355. madde ise "Ana ve baba çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için, hakkaniyete uygun ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler." hükmünü düzenlemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, velayet, tazminatlar, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma, davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece her iki davanın da kabulü ile tarafların TMK 166/1 gereğince boşanmalarına, velayetin anneye bırakılmasına, baba ve çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, davalı kadın lehine tedbir nafakasına hükmetmiştir....
İi, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 25 parsel ile ...plakalı araç olduğunu, annesi vefat ettiği için velayet hakkı babaya kalan küçük ...'ın annesinden intikal eden mal varlığı hususunda aile mahkemesinin hiç bir tedbir almadığını, baba ...'ın velayet hakkına dayanarak ...plakalı aracı sattığını, taşınmazı da satma çabası içinde olduğunu, ... adına kayıtlı taşınmaza ilişkin her hangi bir temlik-i tasarruf yapılmaması hususunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/10/2015 tarih 2015/87 D.İş sayılı kararı ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve kendisine kayyım tayinine ilişkin dava açmak üzere 15 günlük süre verildiğini, bu nedenle küçük ...'a annesinden intikal eden mal varlığının üzerinde yapılan tasarrufun iptali davası açabilmek için kayyım tayin edilmesine ve ... ili, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 25 parsel sayılı taşınmaz ve ...plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası ve Tedbiren Velayet Düzenlemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, nafakaların miktarı yönünden, davalı tarafından, kabul edilen tedbir nafakası davası, kadının hüküm kurulmayan tedbiren velayet isteği ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğine (Av.As.Ücr.Trf.m.9/2) göre davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları ve davacının nafakaların miktarına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş olup, tarafların tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından; velayet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden temyiz dilekçesinin bu yönden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı erkeğin velayete yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin velayet kararına yönelik temyiz itirazları yersizdir....
Mahkemece küçük dinlenilmeden gerektiğinde uzman görüşüne başvurulmadan velayet hakkının davacı anneye verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeplerle tedbir nafakası ve velayet yönünden BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise l. bentteki nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.04.2006 pzt....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, velayet, çocuk için tedbir ve iştirak nafakası ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin davacı kadına sürekli şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşağıladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı kadının da davalı erkeğin kaşını, gözünü, yüzünü beğenmediğini söylediği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davacı kadına göre, davalı erkek daha ağır kusurludur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/01/2021 NUMARASI : 2020/509 ESAS 2021/13 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Sinan'ın velayetinin anneye verildiğini ve 200 TL iştirak, 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, velayetin tarafına verilmesini, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Mahkemenin 08/12/2020 tarihli ara kararında özetle; Davacının tedbiren velayet talebinin davanın esasına ilişkin olması ve yargılamayı gerektirmesi sebebi ile reddine karar verilmiştir....
İnsan haklarını ve hürriyetlerini korumaya dair sözleşmeye ek, 7 nolu protokolün 5.maddesi gereğince eşler çocuklarıyla olan ilişkilerinde eşit haklara sahip olmakla birlikte ortak velayet açısından gönüllülük esas olup anne ve babanın rızasının bulunması gerekir. Ortak velayet düzenlemesi yapılabilmesi için gerekli olan diğer koşul, bu düzenlemenin çocuğun üstün yararına aykırı olmamasıdır. Olayda velayet hususu taraflar arasında çekişmeli olup velayetin ortak olarak düzenlenmesi konusunda herhangi bir talepleri de yoktur. Hal böyle olunca ortak velayet koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Mahkemece çocuğun üstün yararının belirlenmesi bakımından anne ve babanın yaşam koşulları ve çocuğa bakım olanakları konusunda bir araştırma yapılmamış, herhangi bir rapor da alınmamıştır. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....