İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği göz önüne alınarak, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi yönünde UHH kararının düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, icra emrinin sol tarafında yer alan takip hesabı başlığı altında 37.776,18 TL nisbi vekalet ücretinin hesaplandığı, dayanak ilamın Yargıtay tarafından düzeltilerek onanması neticesinde vekalet ücretinin maktu olacağı belirtildiğinden icra emrinin sol tarafında yer alan nispi vekalet ücretinin icra emrinden çıkartılması, icra müdürlüğünce vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanmasına karar verilmesi gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, icra emrinin sol tarafında yer alan takip hesabı başlığı altında yer alan 37.776,18 TL nispi vekalet ücretinin icra emrinden çıkartılmasına, icra müdürlüğünce vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanmasına Dairemizce oy birliğiyle karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacının istinaf talebinin HMK 353/1/b/3 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 2....
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2019/110 Esas sayılı davada 2.725,00 TL vekalet ücreti takdir edilmiş olup bu kararın kesinleştiğini, bu durumda yargılama konusu ile ilgili nisbi vekalet ücreti hesaplanmasının ihtilaf konusu kesinleşen karara aykırı olduğunu, ihtilafa konu kesinleşen karar dikkate alınarak maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca müvekkilinin sözkonusu vekalet ücretine ilişkin değişik zamanlarda ödemeler yaptığını, bu ödemelerin bilirkişi incelemesinde eksik nazara alındığını, ödemelerin tamamının düşülmediğini, hesap hataları yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf incelemesi sırasında yapılacak bilirkişi incelemesi ile dilekçe ekinde sunulan makbuzların nazara alınarak yeniden hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Şti.den tahsil olunarak davacıya verilmesine karar verilmiş, devamla Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı ... yararına maddi tazminat üzerinden hesap edilen 2.533.68 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...' e verilmesine. Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı ... yararına manevi tazminat üzerinden hesap edilen vekalet ücreti davacı yararına manevi tazminat üzerinden verilen vekalet ücretinden fazla olamayacağından 480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'e verilmesine. Davalı ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi ıı yarınca davalı ... yararına maddi tazminat üzerinden hesap edilen 2,533,68 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...' ye verilmesine, Davalı ... ve ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/28 esas sayılı dosyasında davalıyı temsil ettiğini ve davanın sonuçlanmasından sonra ilamda hükmedilen vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline dönük olarak davalı adına icra takibi yaptığını,bu icra takibi sonrasında davalı tarafından haksız olarak azledildiğini ve vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek;15.550 TL akdi vekalet ücreti, 8.250 TL yasal vekalet ücreti ile 1.006 TL icra dosya vekalet ücreti olmak üzere toplam 24.756 TL'nin azil tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı,azil işleminin haklı sebebe dayandığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile; 8.250,00 TL kanuni vekalet ücreti, 15.500,00 TL akdi vekalet ücreti ve .......
KARAR Davacı, davalıların murisi ...’nın avukatı olarak, çeşitli davalarda vekalet görevini yerine getirdiğini, vekalet veren ...’nın, 25.11.2011 tarihinde vefat ettiğini, takip etmiş olduğu davalar nedeniyle ücret ve masraf alacaklarının bulunduğunu, davalı mirasçılar tarafından kendisine vekalet verilmediği gibi, alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 65.000 TL alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 20.9.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarını 84.942,19 TL’ye çıkarmıştır. Davalılar, murisleri tarafından gerek masraf gerekse vekalet ücretlerinin davacıya ödendiğini, davacının kendilerinden ücret talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....
Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 97.145,99 TL akdi vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davacının akdi vekalet ücreti talebinin davalı ... yönünden reddine, 1.100 TL yasal vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ...'ın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre davalı ... yönünden akdi vekalet ücreti talep etmekte haklıdır....
Davacı vekilinin vekalet ücreti yönünden tavzih isteminde bulunulması üzerine, mahkemece, dava açıldığı tarihte haricen tahsil edilen 173.500,00 TL'nin davalı tarafça icra dosyasına henüz bildirilmemiş olduğu, davacının dava açtığı tarihte hukuki yararının bulunduğu, vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde hüküm kurulması gerektiği halde sehven vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verildiği gerekçesiyle, tavzih isteminin kabulü ile hükümdeki vekalet ücretine ilişkin kısmın "davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine" şeklinde tavzihine karar verilmiştir....
İşyerinde uygulanan personel yönetmeliğinin 7.06. maddesinin 3 nolu bendine göre müdür ve daha üst kademelere vekalette şirket personeli arasında tayin edilmiş vekile vekalet süresi 30 günü aştığı takdirde normal ücretlerine ilaveten bir vekalet ücreti ödenmesi, vekalet edilen görevin derecesinin minimum brüt ücretinin (aylık ücretli personel ücret cetvelindeki 1. kademe ücrete), vekalet edenin görevinin derecesinin minimum brüt ücretinden yüksek olmasına bağlı olduğu, böyle bir halde aradaki farkın vekalet edene ödeneceği belirtilmiştir. Davacı ile davalı arasında yapılan 2. ve 3. döneme ilişkin iş sözleşmelerinin 3. maddesinde “Şirket aylık ücretli personel yönetmeliği ve toplu iş sözleşmesi hükümleri, bu sözleşmenin kapsamı dışındadır” hükmü yer almakta olup bu hüküm tarafları bağlar. Buna karşın 01.10.2005-1.10.2006 dönemine ilişkin yapılan ilk sözleşmede bu şekilde sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır....
İİK 33 ve devamı maddelerinde icra inkar tazminatına yer verilmediğinden, borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı icra takibinde, takip dayanağı işçilik alacağı ilamında hükmedilen yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, ilam vekalet ücreti, harç, yargılama gideri ve faizlerinin tahsilini talep etmiştir. Takip konusu ilamda borçlu (ilamdaki davalı) lehine de 2100,00TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Borçlunun ilamda kendi lehine hükmedilen bu miktar ilam vekalet ücretini alacaklıya borcu sebebiyle ödeme yaparken mahsup etmesi Avukatlık Kanunu 164/5.maddesindeki borçlu vekili lehine olan düzenlemeden vazgeçilmesi anlamına gelir ki, bunda bir usulsüzlük yoktur. Borçlu alacaklı lehine hükme bağlanan vekalet ücretini değil, aynı ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini mahsup ettiğini bildirmektedir....