İmzalı ücret bordrolarında,hafta tatili alacağı ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Somut olayda hafta tatili ücret alacağı konusunda davacının tanığı beyanta bulunmuş, haftada bir gün tatil olduğnu söylemiştir. Dosyada dinlenen başkaca tanık ve davacı tarafından ispata elverişli belge ibraz edilmediği dikkate alındığında hafta tatil alacağı ispat edilemediğinden reddi yerine mahkemece karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile resmi tatil ücreti, fazla mesai ücreti, izin ücreti, sigorta prim ödemesi alacağı, ücret alacağı ve ihtarname masrafı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
SONUÇ: Temyize konu olan kararın hüküm kısmının “1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” fıkrasının hükümden çıkarılarak “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 12. maddesinin 2. fıkrasına göre 400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Temyize konu olan kararın hüküm kısmının “1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” fıkrasının hükümden çıkarılarak “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 12. maddesinin 2. fıkrasına göre 400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Temyize konu olan kararın hüküm kısmının “1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” fıkrasının hükümden çıkarılarak “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 12. maddesinin 2. fıkrasına göre 400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine” fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem zammı alacağı, ilave tediye alacağı, sendikal ikramiye alacağı, ücret zammı alacağı, çocuk ve aile yardımı alacağı, giyim yardımı alacağı, kira yardımı alacağı, yıllık izin ücreti, yakacak yardımı alacağı, kıdem fark tazminatı, ... göre %2 gecikme zammı ve 6183 sayılı yasa gereği gecikme zammı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının ücret alacağı miktarının belirlenmesi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda; davacı işçi ödenmeyen ücret alacağı için takip başlatmış olup, davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ücret alacağı yönünden takip tarihinden önce ve sonra işverence yapılan ödemelerin değerlendirilmesinde; takipten sonra yapılan ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, harç, vekalet ücreti, ve sair kalemlerden düşülmesi ve bunun da icra müdürlüğü tarafından yapılması gerektiği gerekçesiyle sadece takipten önce yapılan ödemeler dikkate alınmıştır. Öncelikle, takip tarihinden önce yapılan ödemelerin ücret alacağından mahsup edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Her ne kadar mahkemece davacının ücret alacağı talebinin ücret alacaklarının davadan öncemi veya sonramı ödendiğinin tespit edilemediğinden bahisle reddine karar verilmek sureti ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de istinaf dilekçesi ekinde davacının Eylül, Ekim, Aralık ayı maaşlarının 12/02/2020 tarihinde ücret garanti fonundan ödendiği eldeki davanın ise 04/03/2019 tarihinde açıldığı, bu durumda davadan sonra ödenen ücret alacağı talebi yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile mahkemece davacının ücret alacağı talebinin reddine ve davalı lehine vekalet ücreti alacağına hükmedilmesi isabetli değildir....
Mahkemece, kıdem ve ihbar tazminatı ile bayram tatil ücret alacağı hüküm altına alınmış olup; fazla mesai ücret alacağına yönelik bir açıklamada bulunulmamış ve hükümde de fazla mesai ücret alacağı ile ilgili bir karar verilmemiştir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince mahkeme tüm taleplerle ilgili olumlu-olumsuz bir karar vermek zorundadır. Dairemiz uygulamasında aynı iş akdinden kaynaklanan bir alacak kalemi dava dilekçesinde istenmese dahi ıslah yoluyla istenebilir.Ancak tam ıslah yapılmadığı sürece bir alacak kaleminin başka bir alacak kalemine yani somut uyuşmazlıkta fazla mesai ücret alacağı talebinin dini bayram çalışma ücret alacağına tahvil edilmesi mümkün değildir. Davacı vekilinin dini bayram çalışma ücret alacağına yönelik talebi tam ıslah olmayıp yeni bir taleptir. Islah ile talep edilen dini bayram alacağının harcı yatırılan kısmı ise sadece 51,68 TL’dir....
(Avukatlık Kanunu 174/2 maddesi) Avukatın bu ücret alacağı kapsamında müvekkili ile arasında yapılan ücret sözleşmesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti ile yasanın 164/son maddesi gereği aksine sözleşme yapılmadığı için avukata ait olacağı açıklanan ve hasma tahmil edilmesi gereken ücretin bulunduğunda da duraksama olmamalıdır. Esasen taraflar arasında düzenlenen 01.08.2002 tarihli sözleşmenin avukata ödenecek ücret başlıklı kısmının 5.2 maddesinde açılacak dava ve takipler sonucu karşı yandan tahsil edilecek avukatlık ücretinin tamamının avukata ait olacağı kararlaştırılmıştır. Davacı, icra takibinde açıkça sözleşme gereği aylık ücretleri ile karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretini de istediğini açıklamıştır. Ne var ki bu ücret alacağının hesaplanması ve muacceliyet kazanması konusuna açıklama getirilmelidir....