Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ücret alacağı yönünden dava açılış tarihi 16.11.2020 olmakla 17/11/2020 tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ücret ve geniş anlamda ücret alacağının tespiti karşısında kıdem tazminatının kabulü;Yıllık izin ücret alacağı yönünden, kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belgeyle kanıtlamalıdır....

Yıllık izin ücret alacağı talebi hususunda; Yıllık izin ücret alacağı 782,78TL olarak hesaplanmış olup davacı taraf 08/07/2022 tarihli beyan dilekçesinde davalı tarafından ilk karardan sonra ödenen 34.050TL'nin 1.469,98TL lik kısmının ücret alacağı ödemesi olduğu beyan edildiğinden bakiye yıllık izin ücret alacağı hesabı olmayacaktır. Fazla mesai ücret alacağı talebi hususunda; Haftalık 18 saat fazla mesai için net 10.116,34TL hesaplama yapılmış olup 8.440,50TL mahsup edildiğinde bakiye net 1.675,84TL fazla mesai ücret hesabı olacaktır.Yalnızca %50 zamlı kısım dikkate alındığında bakiye fazla mesai ücret hesabı olmayacaktır. Ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı talebi hususunda; Dosya kapamında 393,63TL UBGT mesai ücreti hesabı yapılmış olup ilk karardan sonra ödenen miktar dikkate alındığında UBGT mesai ücret alacağı hesabı olmayacaktır....

Taraflar arasındaki uyuşmazlık ücret alacağının miktarına ilişkindir. Davacı 11.06.2018- 10.09.2018 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığını, 1.090 TL dışında ücret ödenmediğini ileri sürerek 70 günlük ücret alacağı talebinde bulunmuş olup dönemin asgari ücreti net 1.603,12 TL'dir. Mahkemece hangi ücret esas alınıp bu sonuca varıldığı anlaşılamamıştır. SGK kayıtlarında gösterilen 6.088,50 TL ücret alacağından 1.000,00 TL' nin düşümü ile davacının bakiye ücret alacağının hesaplandığı açıklanmış olsa da kayıtlardaki ücret brüt ücret olup davacının iddiası asgari ücret ile çalıştığı yönündedir. Ayrıca davacı 1.090 TL ödendiğini belirtmiştir. Buna göre davacının ücret alacağı net 1.603,12 TL/30x70 = 3.740,60 TL 'dir. Buna göre, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir....

İş Mahkemesinin 2013/392 Esas, 2014/781 Karar sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda davacı bakiye kıdem tazminatı, bakiye boşta geçen 4 aylık ücret alacağı ve diğer haklar, bakiye izin alacağı, fazla mesai alacağı hesaplandığı, dava dilekçesindeki talebe bağlı kalınarak 100,00 TL. kıdem tazminatı, 100,00 TL. boşta geçen ücret ve diğer hak alacağı, 100,00 TL. izin ücreti alacağının kabulüne, diğer taleplerin reddine hükmedildiği, ilamın Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2015/6672 Esas, 2015/16290 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmış olup, davacının işbu ek dava ile talep etmiş olduğu fark boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklar alacağı, fark kıdem tazminatı alacağı, fark yıllık izin ücreti alacağı talebinin kabulüne, ihbar fark tazminatı alacağının bulunmadığından reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir....

    Temlik edilen bu alacağın içerisinde, Mahkemenin kabulünde olan ..... açtığı ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/517 Esas sayılı davasında karşı taraftan alınması gereken vekalet ücreti mevcut olduğu gibi, ... ile davalı arasında yapılan tarihsiz ücret sözleşmesi kapsamında bulunan vekalet ücreti de, bu alacağı dahildir. Mahkemece, dava dışı müvekkil ile davalı arasındaki ücret sözleşmesine dayanarak davalının alabileceği vekalet ücreti saptanmalı ve bu miktarın da temlik kapsamında olduğu 2010/5828-15770 kabul edilerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde davanın kısmen kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, her iki tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

      SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeple hüküm fıkrasındaki vekalet ücretine ilişkin 5. bendindeki “AAÜT gereğince hesaplanan 1200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”cümlesi hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12/2. maddesine göre hesaplanan 250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 08.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        KARAR Davacı, davalı ..... özel belgede sahtecilik suçundan yargılandıkları ..... 2012/48 esas sayılı dosyasında avukatlığını yaptığını ve sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini, davalılar ile aralarında yazılı vekalet sözleşmesi bulunmadığını, davalıların 18/11/2013 tarihinde kendisini haksız yere azlettiklerini ve ücret ödemediklerini, ... Barosu Avukat-... sahibi arasındaki 2012 yılı için en az ücret çizelgesine göre davalılar ......ayrı ayrı 6.750,00 TL vekalet ücreti alacağı olduğunu, ayrıca diğer davalı da dahil olmak üzere haksız yere azledildiği için manevi zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 6.750,00 TL vekalet ücretinin ....., 500,00 TL manevi tazminatın ayrı ayrı her bir davalıdan haksız azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının beşinci bendi ile sekizinci bendinde geçen "ücret alacağı dava açıldıktan sonra ödendiğinden bu alacak yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" ifadesinin çıkartılmasına, yerine; "Dava tarihinden önce ödenmesi sebebi ile reddine karar verilen ücret alacağı yönünden, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gereğince 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine" cümlesinin eklenmesine hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Dosya içeriğine göre, davacı işçi tarafından dava dilekçesinde 1.000,00 TL fazla çalışma ücret alacağının tahsili talep edilmiş, bilirkişi raporu alınmasından sonra verilen 07.07.2015 harç tarihli ıslah dilekçesinde davacı, fazla mesai alacağı yönünden talebini 7.741,44 TL daha arttırarak toplamda 8.741,44 TL fazla mesai alacağı talep etmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Mahkemece 3.887,28 TL net TL fazla mesai alacağı, takdiren 1/4 oranında hakkaniyet indirimi uygulanarak 2.915,46 TL olarak hüküm altına alınmış olup, takdiri indirim uygulanmaksızın reddedilen alacak miktarı toplamda 4.854,16 TL’dir. Hal böyle olunca, reddedilen alacak miktarı üzerinden davalı lehine maktu vekalet ücretinin altında kalmayacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma sebebidir....

              Hukuk Dairesi'nin 19.02.2019 tarih ve 2018/4638 E., 2019/426 K. sayılı kararında, davacının iş akdinin şüphe feshi ile sona erdirildiğine karar verildiği, şüphe feshinin haklı fesih sebepleri arasında yer almadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, arabuluculuk tutanağında uyuşmazlık konusunun kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağı olduğu, dava dilekçesinde kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağının talep edildiği, yıllık izin ve ikramiye alacağının talep edilmediği, bilirkişi raporunda davacının toplam brüt 7.008,83 TL ikramiye, ücret ve yıllık izin ücretinden oluşan alacağı bulunduğunun tespit edildiği, ancak arabuluculuk tutanağında ve dava dilekçesinde sadece ücret alacağının talep edildiği, ücret alacağının brüt 923,02 TL olduğu, ıslah dilekçesinde ücret alacağı brüt 7.008,83 TL olarak talep edilmiş ise de bu alacağın brüt 6.085,81 TL'lik kısmının yıllık izin ve ikramiye alacağı olduğu, dava dilekçesinde yıllık izin ve ikramiye alacağı talep edilmediği gerekçesiyle...

              UYAP Entegrasyonu