Şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ; Hüküm fıkrasının davalı .... lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin 7 numaralı bendinin tamamen çıkartılarak, yerine; "7-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanan 1316,57 TL. Vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,"bendinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 15/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne, 53.581,00-TL kıdem tazminatı alacağı; 31.733,00-TL yıllık ücret izin alacağı; 216.768,00-TL ücret alacağı kalemlerinin davacı alacağı olarak ... Dairesinin ... İflas sayılı dosyasına istinaden oluşturulan iflas masasına kayıt ve kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının davasının kısmen kabulüne, 53.581.000-TL kıdem tazminatı alacağı; 31.733,00-TL yıllık ücret izin alacağı; 216.768,00-TL ücret alacağı kalemlerinin davacı alacağı olarak ......
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde 1.000 TL ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Bilirkişi davacının ücret alacağının 4.950 TL olduğunu tespit etmiştir. Davacı bilirkişi raporu doğrultusunda ücret alacağını ıslah etmiş ve 4.950 TL'na yükseltmiştir. Bozmadan önce yerel mahkemece kurulan hükümde ücret alacağı olarak 4.950 TL hüküm altına alınmıştır. Yerel mahkemenin bu ilk kararı bozulmuştur. Bozma ilamında, davacının ücret alacağının hatalı tespit edildiği ve fazla miktarda hüküm altına alındığı belirtilmiştir. Yerel mahkeme bozmaya uymuş ve ücret alacağı olarak 2.475 TL'nı hüküm altına almıştır. Yani ücret alacağı talebi ile ilgili olarak miktar açısından talebin kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkemece ücret alacağı ile ilgili olarak reddedilen alacak miktarı 2.475 TL'dir....
Bu talebin reddi gerekirken kabulü hatalıdır. 3- Davacı “terfi ettirilecektim, ettirilmedim” gerekçesi ile fark ücret ve buna bağlı fark yıllık ücretli izin alacağı talep etmiştir. Mahkemece davacının terfi ettirilmediği için fark ücret alacağı ve fark yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmışsa da Mahkemenin uygulaması hatalıdır. Şöyle ki; taraflar arasında terfiye yönelik belirli bir sözleşme yapılmamış, terfinin ne zaman ne şartlarda olacağı kararlaştırılmamış, buna ilişkin yönetim kurulu kararı, personel yönetmeliği v.b. belge bulunmamaktadır. Terfi ettirilecekti iddiasının tanıkla kanıtlanması mümkün değildir. Buna bağlı olarak ücret farkı talep edilemez. Ancak davacı ücret farkıyla ilgili bu sebebin yanı sıra zamdan dolayı ödenmeyen ücret alacağının olduğunu iddia etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı ve diğer çalışanlara düzenli olarak zam yapıldığı ve bunun işyeri uygulaması haline geldiği anlaşılmaktadır....
ücretin 3.600 TL olduğunun ispat edildiğini, bu durumda yerel mahkeme'nin ücret alacağı ve yıllık izin alacağı taleplerini ıslah dilekçelerine göre, bilirkişi ek raporuna göre kabul etmesi gerekirken bilirkişi raporu 1. seçeneğine göre kabul etmesinin hatalı olduğunu belirterek; yerel mahkeme kararının reddedilen kıdem tazminatı alacağı, kısmen reddedilen ücret alacağı ve kısmen reddedilen yıllık izin alacağına yönelik hükümlerin ortadan kaldırılarak dava ve ıslah dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davalarının tam kabulüne bu yönde yeniden hüküm tesisine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesini talep etmiştir....
-Hafta tatili ücret alacağı yönünden; Davacının haftalık 1 günlük iznini kullandığı, bu nedenle davacının hafta tatili ücret alacığın bulunmadığı, hükme esas alınan dosya kapsamına uygun 20/05/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda hafta tatili ücret alacağı talebinin hesaplanmamasının ve bu rapora dayanarak hafta tatili ücret alacağı talebinin reddinin yerinde olduğu anlaşılmış, bu yöne ilişkin istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir. -Vekalet ücreti yönünden; Davacı vekalet ücretinde, davacının istinaf başvurusu esastan reddedildiğinden İlk Derece Mahkemesi kararında belirtilen vekalet ücretinde bir değişiklik yapılmamıştır. Davalı vekalet ücretinde, davalı vekilinin sair istinaf başvuruları yukarıda açıklandığı üzere reddedilmiştir....
Belirtilen Yargıtay YİBK uyarınca; somut olayda, davacı avukat ile davalı gerçek kişi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesi nedeniyle hüküm altına alınacak akdi vekalet ücretinden bu sözleşmenin tarafı olmayan davalı şirketin sorumlu tutulması mümkün değildir. Davalı şirket karşı yanla sulh olduğu için sadece İş mahkemesi kararı uyarınca kendisinden tahsil edilebilecek olan vekalet ücreti “karşı yan vekalet ücreti"dir. Bu açıklamalara ve yukarıda bahsedilen avukatlık ücret sözleşmesine göre, davalı T3’dan talep edilebilecek olan akdi vekalet ücreti 12.000,00 TL olup bunun ödenmesinden sadece bu davalı sorumludur. Her iki davalının müştereken ve müteselsilen ödemesi gereken karşı yan vekalet ücreti ise İş Mahkemesinde harçlandırılmış 11.600,00 dava değeri üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesine göre maktu vekalet ücreti tutarı olan 1.980,00 TL’dir....
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 4.105,32 TL yıllık ücretli izin alacağı, 1.539,72 TL ihbar tazminatı alacağı, 1.100,00 TL ücret alacağı, 6.000,00 TL tazminat alacağı olmak üzere toplam 12.745,04 TL'nin dava tarihi olan 22.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve somut olayın özelliğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Somut olayda davacı; aralarındaki hizmet sözleşmesi gereğince davalılardan 13.995,04 TL’nin tahsilini talep etmiş. Mahkeme de davanın 12.745,04 TL’lik kısmını kabul etmiş ancak davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmetmemiştir....
Sonuç: Temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının “680,60 TL ilave tediye ücret alacağı farkının toplu ... sözleşmesinde belirlenen ödeme gününden itibaren yasal faiz ile birlikte “ şeklindeki bendinin tamamen çıkarılarak yerine “500,00 TL ilave tediye ücret alacağının dava tarihinden, 180,60 TL ilave tediye ücret alacağının ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte,” cümlesinin eklenmesine ve davacı lehine verilen vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasından sonra gelmek üzere “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı yararına taktir edilen 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,“ şeklinde yeni bir bent eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 15.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalının vekilliğini üstlendiğini, ancak davalının kendisini haksız olarak azlettiğini, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek; davalının haksız itirazının iptalini istemiştir. Davalı, davacının vekalet ücreti alacağının 3.200,00 TL olduğunu, anılan miktardaki davacı alacağını kabul ettiğini, kalan kısım yönünden davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlunun ... 3. icra Müdürlüğünün 2012/10002 E. sayılı icra takibinde 19.000,00 TL asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, haksız azilden kaynaklanan akdi ve karşı yan vekalet ücret alacağı ile yapılan masraflara ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan Avukatlık Ücret Sözleşmesinde "dava kazanıldığında mahkeme ve icra vekalet ücreti avukata ait olmak üzere hükmedilecek tazminat bedelinin %20'si avukata aittir." düzenlemesine yer verilmiştir....