Davalılar T4 ve T3 vekili davacının tenkise yönelik açıklama dilekçesine cevapları ile zamanaşımı defiinde bulunmuş olup, dava dilekçesinin tenkis yönünden yeterli açıklıkta bulunmaması nedeni ile davalıların zamanaşımı defii mahkememizce süresinde kabul edilmiştir. Yukarıda izah edilen nedenlerle davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan, Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan REDDİNE, 2- Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetname ve ölene kadar bakma aktinin iptali, tapu iptal ve tescil, olmadığında tenkis istemine ilişkindir.Mahkemece ölene kadar bakma aktinin geçersizliği nedeniyle dava kısmen kabul edilerek tapu iptal ve tescile karar verilmiş, aleyhine hüküm kurulan davalı ... kararı temyiz etmiştir. Bu durumda dosyayı inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2010 (pzt.)...
Noterliği'ne ait 25/07/2007 tarihli vasiyetname bulunduğunu, vasiyetnamenin Medeni Kanunun ilgili hükümlerine aykırı olarak düzenlendiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte muris T1'ın 75 yaşında olup hastalıkları nedeni ile temyiz kudretinden yoksun olduğunu, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin ağır şekilde hasta olduğunu, nitekim iki gün sonra da vefat ettiğini, vasiyetnamenin anılan nedenlerle iptaline karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise vasiyetname ile müvekkilinin saklı payı ihlal edildiğinden kademeli olarak tenkis taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
karar verilen 25/08/2014 tarihli vasiyetname nedeniyle açılan davada davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı sonucuna varıldığından, davacı vekilinin ve davalılar Tayfun ve Ayhane vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı ...’nin öteki temyiz itirazları ile ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Asıl davada dava edilen 147 ada 23 parsel sayılı taşınmaz vasiyetname yoluyla davalılar ..., ... ve ...’a bırakılmıştır. Ölüme bağlı bir tasarruf şekli olan vasiyetname TMK’nin 561. maddesi uyarınca mutlak tenkise tabidir. Her ne kadar mahkemece, tenkis raporu alınmak suretiyle davacının saklı payının zedelenmediği asıl davanın reddine gerekçe yapılmış ise de, hükme esas alınan tenkis raporunun hüküm kurmaya elverişli ve doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, kadastro çalışması ile davacı ve davalılar adına tespit gören taşınmazlar murisin temlik dışı terekesine dahil edilmiş, hesaplamalar bu şekilde yapılmıştır. Oysa, temlik dışı tereke murisin ölüm tarihindeki tüm malvarlığını oluşturmaktadır. Hatalı tenkis raporu ile asıl davada hüküm kurulması yerinde değildir. Birleştirilen davaya gelince; ... 1....
KARAR : Davanın vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis davasının kabulü Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali ve terdiden tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince, kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis davasının kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1....
Buradan hareketle tenkis alacağının hesaplanmasında; taşınmazın vasiyet alacaklısının tercih hakkını kullanarak malın kendisinde kalmasını, tasarruf edilebilir kısmı nakit olarak ödemek istediği halde taşınmazın değeri üzerinden tasarruf edilebilir kısmın bulunması gerekir. Dolayısıyla tercih hakkı ile bu bedelin muaccel olacağı da dikkate alınarak mahkemece bozma öncesinde taşınmazlar üzerinden hesaplanan rayiç değer ile birlikte bozma sonrası gayrimenkulün değerlenmesi nedeniyle tenkis alacağının yükseleceği de kuşkusuzdur. Tenkis alacağının da tercih hakkı ile muaccel olacağı ile birlikte taşınmazın tasarruf edilebilir kısmını ödemek isteyen davalı lehine de usuli kazanılmış hakkın da gündeme gelmeyeceği açıktır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 3....
olduğunu, sözlü vasiyetname yapma şartlarından yakın ölüm tehlikesi ve hastalık halinin dava konusu olay açısından geçerli olduğunu, miras bırakan T15'ın ağır kalp hastası, nefes alıp vermekte aşırı zorlanması nedeniyle bir yerden bir yere gitmekte dahi zorlanan bir hale sahip olduğunu, zaten sözlü vasiyetnameyi hazırlayan tanıkların murisin bu halini anlatacaklarını, miras bırakanın sözlü vasiyetinden 8 ay gibi kısa bir süre sonra vefat etmiş olmasının hastalığının ne kadar ciddi ve yakın ölüm tehlikesinin bulunduğunu ortaya koymakta olduğunu, sözlü vasiyetname yapmanın diğer şartının resmi ve el yazısı ile vasiyetname imkanının bulunmaması olduğunu, miras bırakanın Gezin Köyünde ikamet ettiğini, kendisinde var olan ağır kalp rahatsızlığı ve koah hastalığı nedeniyle nefes alıp vermekte yaşadığı aşırı güçlük nedeniyle bir yerden bir yere gidip gelmesinin kendisi açısından çok zor ve zahmetli hatta imkansız gibi bir durum olduğunu, Gezin Köyünde noter ve adliye bulunmaması nedeniyle resmi...
Mahkemenin davacıların tenkis talebini değerlendirmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece öncelikle; tereke mal varlığı tespit edilmeli, uzman bilirkişi heyetine tenkisle ilgili ayrıntılı bir hesap yaptırılmalı; davacılara, belirlenen değer üzerinden noksan harcı yatırmaları için süre verilerek, harç tamamlatılmalı; bundan sonra tenkis hükümleri doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonuç dairesinde tenkis talebiyle ilgili bir hüküm kurulmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacıların saklı payı hesap edildikten sonra her bir davalı yönünden ayrı ayrı sabit tenkis oranı hesaplanmalıdır. Sabit tenkis oranı bulunurken davacıların saklı payı, davalıya yapılan kazandırma tutarından davalının saklı payının çıkarılması suretiyle bulunacak miktara oranlanmalıdır. Sabit tenkis oranının usulüne uygun olarak hesap edilmesinden sonra dava konusu taşınmazların TMK'nın 564 üncü maddesine göre sabit tenkis oranına göre bölünebilir olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın bölünebilir olduğunun tespiti hâlinde davalının tercih hakkı gündeme gelecektir. Taşınmazın bölünemez olduğunun tespiti hâlinde ise süratle TMK'nın 564/2 nci fıkrasına uygun olarak dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın olacak değerinin tespit edilerek, belirlenecek miktarın sabit tenkis oranına çarpılması suretiyle bulunacak değer tenkis alacağını oluşturacaktır. 5....