Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince; davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali ve tenkis için aranan zamanaşımı sürelerin geçtiği, vasiyetname tarihinde davalıların yaşlarının 18 yaşından küçük olması sebebiyle kötü niyetli olduklarından söz edilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmesinin ardından kararın kesin olduğundan bahisle ek kararla temyiz talebinin reddedilmesi üzerine davacı vekili tarafından ek karar temyiz edilmiştir. 1-) Dava vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkindir. HMK’nın 362. maddesinde; Bölge adliye mahkemelerinin hangi kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir....

    Uyuşmazlık ve hüküm vasiyetname ve ölene kadar bakma aktinin iptali, tapu iptal ve tescil, olmadığında tenkis istemine ilişkindir.Mahkemece ölene kadar bakma aktinin geçersizliği nedeniyle dava kısmen kabul edilerek tapu iptal ve tescile karar verilmiş, aleyhine hüküm kurulan davalı ... kararı temyiz etmiştir. Bu durumda dosyayı inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2010 (pzt.)...

      Bu vasiyetname ile diğer kızımız ...'yı devre dışı bırakıyoruz. Çünkü ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/484 esas sayılı dosyasındaki davada, bize karşı yalan söyleyerek çok kötü muamele yapmasından dolayı, ona bir hisse verilmesini istemiyoruz." şeklinde vasiyette bulunulduğu, iş bu vasiyetnamenin muris Mehmet Köse ve dava tarihinde hayatta olan eşi ... Tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Olayda yukarıda açıklanan vasiyetname metninin yorumlanması sonucunda davaya konu vasiyetnamenin bir ortak vasiyetname niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır Buna göre somut olayda uyuşmazlık; hukukumuza göre ortak vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere; birden fazla miras bırakanın ölümlerinden sonra hüküm ifade etmek üzere, mamelekleri üzerinde tek taraflı olarak tasarrufta bulunmak gayesiyle, birlikte arzularını açıklamalarına ortak vasiyetname denir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tenkis davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 01.11.2021 gün ve 2021/6749 Esas, 2021/2545 Karar sayılı ilamı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmişti. Süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tenkis istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin muris ...’ın mirasçısı olduğunu, murisin düzenleme şeklinde tanzim ettiği vasiyetname ile tüm mal varlığını davalıya bıraktığını, müvekkillinin saklı payına el atılması nedeniyle terekeye dahil tüm mallar yönünden müvekkilinin mahfuz hissesi oranında tenkis taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının davanın açılmasından dört gün önce vefat ettiği, ölü kişi hakkında dava açılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          -4- En son olarak da seçimlik hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri, önceki bulunan sabit tenkis oranının paydasına bölünerek elde edilen rakam, her bir davacı bakımından mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden miktar dikkate alınmak suretiyle (başka bir deyişle, sabit tenkis oranının payı ile) nihayet her bir davacı bakımından tenkis hesabı yapılır....

            Noterliği'ne ait 25/07/2007 tarihli vasiyetname bulunduğunu, vasiyetnamenin Medeni Kanunun ilgili hükümlerine aykırı olarak düzenlendiğini, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte muris T1'ın 75 yaşında olup hastalıkları nedeni ile temyiz kudretinden yoksun olduğunu, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin ağır şekilde hasta olduğunu, nitekim iki gün sonra da vefat ettiğini, vasiyetnamenin anılan nedenlerle iptaline karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise vasiyetname ile müvekkilinin saklı payı ihlal edildiğinden kademeli olarak tenkis taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalılar T4 ve T3 vekili davacının tenkise yönelik açıklama dilekçesine cevapları ile zamanaşımı defiinde bulunmuş olup, dava dilekçesinin tenkis yönünden yeterli açıklıkta bulunmaması nedeni ile davalıların zamanaşımı defii mahkememizce süresinde kabul edilmiştir. Yukarıda izah edilen nedenlerle davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan, Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Davacının muvaza nedeniyle vasiyatnamenin iptali ve tapu iptali tescil davasının esastan REDDİNE, 2- Davacının tenkis davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, ..." şeklinde karar verilmiştir....

            olduğunu, sözlü vasiyetname yapma şartlarından yakın ölüm tehlikesi ve hastalık halinin dava konusu olay açısından geçerli olduğunu, miras bırakan T15'ın ağır kalp hastası, nefes alıp vermekte aşırı zorlanması nedeniyle bir yerden bir yere gitmekte dahi zorlanan bir hale sahip olduğunu, zaten sözlü vasiyetnameyi hazırlayan tanıkların murisin bu halini anlatacaklarını, miras bırakanın sözlü vasiyetinden 8 ay gibi kısa bir süre sonra vefat etmiş olmasının hastalığının ne kadar ciddi ve yakın ölüm tehlikesinin bulunduğunu ortaya koymakta olduğunu, sözlü vasiyetname yapmanın diğer şartının resmi ve el yazısı ile vasiyetname imkanının bulunmaması olduğunu, miras bırakanın Gezin Köyünde ikamet ettiğini, kendisinde var olan ağır kalp rahatsızlığı ve koah hastalığı nedeniyle nefes alıp vermekte yaşadığı aşırı güçlük nedeniyle bir yerden bir yere gidip gelmesinin kendisi açısından çok zor ve zahmetli hatta imkansız gibi bir durum olduğunu, Gezin Köyünde noter ve adliye bulunmaması nedeniyle resmi...

            Davacı ...’nin öteki temyiz itirazları ile ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Asıl davada dava edilen 147 ada 23 parsel sayılı taşınmaz vasiyetname yoluyla davalılar ..., ... ve ...’a bırakılmıştır. Ölüme bağlı bir tasarruf şekli olan vasiyetname TMK’nin 561. maddesi uyarınca mutlak tenkise tabidir. Her ne kadar mahkemece, tenkis raporu alınmak suretiyle davacının saklı payının zedelenmediği asıl davanın reddine gerekçe yapılmış ise de, hükme esas alınan tenkis raporunun hüküm kurmaya elverişli ve doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, kadastro çalışması ile davacı ve davalılar adına tespit gören taşınmazlar murisin temlik dışı terekesine dahil edilmiş, hesaplamalar bu şekilde yapılmıştır. Oysa, temlik dışı tereke murisin ölüm tarihindeki tüm malvarlığını oluşturmaktadır. Hatalı tenkis raporu ile asıl davada hüküm kurulması yerinde değildir. Birleştirilen davaya gelince; ... 1....

              Mahkemenin davacıların tenkis talebini değerlendirmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.O halde mahkemece öncelikle; tereke mal varlığı tespit edilmeli, uzman bilirkişi heyetine tenkisle ilgili ayrıntılı bir hesap yaptırılmalı; davacılara, belirlenen değer üzerinden noksan harcı yatırmaları için süre verilerek, harç tamamlatılmalı; bundan sonra tenkis hükümleri doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonuç dairesinde tenkis talebiyle ilgili bir hüküm kurulmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu