kandırması sonucu davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis istemişler, bilahare davalı ... ve mirasçılarına karşı açmış oldukları davadan feragat etmişler, davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanı eşi vasiyetname ile maliki olduğu 76 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümü yeğeni olan davalı ...'a vasiyet ettiğini, murisin anılan ölüme bağlı tasarrufu ile saklı payına tecavüzde bulunulduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın bedelinin tenkisi ile saklı payı oranında davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, murisin birçok taşınmazının bulunduğunu, vasiyet suretiyle temellük ettiği çekişme konusu taşınmazın kendisine devri nedeniyle davacını saklı payının zedelenmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 16....
İlk derece mahkemesince; davanın süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; vasiyetnamenin iptali ve tenkis için aranan zamanaşımı sürelerin geçtiği, vasiyetname tarihinde davalıların yaşlarının 18 yaşından küçük olması sebebiyle kötü niyetli olduklarından söz edilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmesinin ardından kararın kesin olduğundan bahisle ek kararla temyiz talebinin reddedilmesi üzerine davacı vekili tarafından ek karar temyiz edilmiştir. 1-) Dava vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkindir. HMK’nın 362. maddesinde; Bölge adliye mahkemelerinin hangi kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir....
Ancak, TMK'nun 506/1 maddesi gereğince davacının tek yasal mirasçı olması nedeniyle ½ saklı payı bulunduğundan TMK'nun 560. maddesine göre, saklı pay sahibi mirasçıların saklı payını ihlal eden tasarrufların tenkisini talep etme hakkı vardır. Tasarruf edilebilir kısmın hesabı, TMK'nun 507. maddesinde açıklanan yöntem ve hesaplanan parasal miktarda saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarına düşen miktar belirlendikten sonra sabit tenkis oranı bulunup, tenkise konu olan mala sabit tenkis oranı uygulanmaktadır....
Davalı vekili, vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi için öncelikle açılması ve itiraza uğramamış olması gerektiğini, mallar üzerindeki diğer ayni hakların malların bulunduğu yer hukukuna tabi olduğu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından ... aleyhine 2.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebini içerir dava dosyası 2007/613-2009/108 esas karar ... karar ile bu dava ile birleştirilerek mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece, vasiyetnamenin usulüne uygun olarak açılıp okunmadıkça yerine getirilmesi istenemeyeceği, davacı taraf vasiyetnamenin açıldığına dair ... mahkemelerinden verilmiş bir karar ibraz etmediği gibi, yabancı hukuka göre düzenlenen vasiyetname kesin hüküm kuvvetini haiz bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davacının vasiyetnamenin iptalini gerektirdiğini ileri sürdüğü tüm iddialarının araştırılarak, taraf delilleri toplanarak her bir iddia hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2- Davacının, ileri sürdüğü vasiyetnamenin iptaline ilişkin tüm iddialar araştırıldıktan sonra vasiyetnamenin iptali talebinin reddedilmesi halinde ise tenkis talebinin incelenmesi gerekecektir. Zira davacı , murisin oğlu olduğundan saklı pay sahibi olan yasal mirasçıdır. Mahkemece, murisin malvarlığının tespiti sağlanarak vasiyetname ile yapılan kazandırmaların davacının saklı payını etkileyip etkilemediği konusunda uzman bilirkişiye rapor hazırlatılarak varılacak sonuca göre tenkis talebi konusunda bir karar verilmelidir ....
Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin murisinin (...) 15.10.2004 tarihli vasiyetnamesi ile dava konusu taşınmazları davalılara (torunlarına) bıraktığını; 24.03.2010 tarihinde ölümü üzerine vasiyetnamenin açılıp okunduğunu; davacılar kız çocuğu olduğundan, mirastan mahrum bırakıldığını ve saklı paya tecavüz edildiğini; vasiyetçinin, vasiyetname düzenlediği tarihte 80 yaşında olduğunu ve fiil ehliyetinin bulunmadığını, baskı sonucu vasiyetname düzenlediğini iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline, olmadığında tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir....
-4- En son olarak da seçimlik hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri, önceki bulunan sabit tenkis oranının paydasına bölünerek elde edilen rakam, her bir davacı bakımından mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden miktar dikkate alınmak suretiyle (başka bir deyişle, sabit tenkis oranının payı ile) nihayet her bir davacı bakımından tenkis hesabı yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tenkis davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 01.11.2021 gün ve 2021/6749 Esas, 2021/2545 Karar sayılı ilamı ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmişti. Süresi içinde davacı mirasçıları vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tenkis istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin muris ...’ın mirasçısı olduğunu, murisin düzenleme şeklinde tanzim ettiği vasiyetname ile tüm mal varlığını davalıya bıraktığını, müvekkillinin saklı payına el atılması nedeniyle terekeye dahil tüm mallar yönünden müvekkilinin mahfuz hissesi oranında tenkis taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının davanın açılmasından dört gün önce vefat ettiği, ölü kişi hakkında dava açılmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bu vasiyetname ile diğer kızımız ...'yı devre dışı bırakıyoruz. Çünkü ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/484 esas sayılı dosyasındaki davada, bize karşı yalan söyleyerek çok kötü muamele yapmasından dolayı, ona bir hisse verilmesini istemiyoruz." şeklinde vasiyette bulunulduğu, iş bu vasiyetnamenin muris Mehmet Köse ve dava tarihinde hayatta olan eşi ... Tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Olayda yukarıda açıklanan vasiyetname metninin yorumlanması sonucunda davaya konu vasiyetnamenin bir ortak vasiyetname niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır Buna göre somut olayda uyuşmazlık; hukukumuza göre ortak vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere; birden fazla miras bırakanın ölümlerinden sonra hüküm ifade etmek üzere, mamelekleri üzerinde tek taraflı olarak tasarrufta bulunmak gayesiyle, birlikte arzularını açıklamalarına ortak vasiyetname denir....