Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK. nun .../....maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun ......
Somut olayda, icra mahkemesine başvuru tarihine göre şikayet konusu olan 89/1 haciz ihbarnamesinin 22.01.2019 tarihli ihbarname olup, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince şikayet konusu olmayan 23.02.2018 tarihli 89/1 haciz ihbarnamesi değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi yerinde görülmemekle birlikte, işbu şikayet tarihinden sonra ve İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden önce, 18.4.2019 tarihli 89/2 haciz ihbarnamesi düzenlenerek 23.4.2019 tarihinde, devamında da 08.5.2019’da 89/3 haciz ihbarnamesinin 3. kişi bankaya tebliğ edildiği, bu suretle işbu şikayetten elde edilmek istenen gayenin fiilen gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nun 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca şikayetin yapıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir...
Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....
Maddesi gereğince ihbarname gönderildiğini, müvekkilinin askerde olması sebebi ile ihbarnamelerden haberdar olmadığını, usulsüz tebliğler ile müvekkilinin borçlu sıfatı ile takibe dahil edildiğini, tebliğ tarihleri itibarı ile müvekkilinin tebligatların gönderildiği adreste olmadığını, askerlik hizmeti için önce Amasya, ardından Kıbrıs'a gittiğini, 89 ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğini, ayrıca İİK 54/a maddesi dikkate alınmadan işlem tesis edildiğini, müvekkilinin yapılan işlemlerden banka hesaplarına konulan haciz neticesinde askerde para çekmeye gittiğinde fark ettiğini, yapılan usulsüzlüklerin 22/12/2021 tarihinde öğrenildiğini, müvekkilinin borçluya hiçbir borcu olmadığını beyanla, şikayetin kabulü ile daha önce gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen yeniden haciz ihbarnamesi gönderilmesi işleminin iptaline, ihbarnameler müvekkili askerde iken gönderildiğinden usulsüz olduğunun tespiti ile müvekkili hakkında yapılan tüm işlemlerin iptaline karar verilmesini...
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğünün 2015/7892 Esas sayılı takip dosyasında hazırlanan ....09.2015 tarihli sıra cetvelinde şikayet olunanın takibinin usulsüz ödeme emri tebliği ile kesinleştirilmiş olması sebebiyle cetvelde .... sırada yer alan şikayet olunan haczinin geçersiz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini, şikayet olunan takibindeki ödeme emrine ilişkin tebligatın iptalini ve hacizlerinin kaldırılmasını talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2014/8682 Es. sayılı takip dosyasındaki 1. haciz ihbarnamesi davacıya 02/10/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı da 7 gün içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediğinden borç davacının zimmetinde sayılır. Davacının söz konusu haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra başka bir icra dosyasından gönderilen ve 13/10/2014 tarihinde tebliğ edilen haciz ihbarnamesine istinaden ödeme yapmış olması davacıyı borçtan kurtarmaz. Davacının öncelikle ödemeyi ilk haciz ihbarnamesi’nin gönderildiği ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/8682 Es. sayılı takip dosyasına yapması gerekirdi. Bu şekilde kötü ödeme nedeniyle davanın reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile kabulü doğru değildir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılardan Mehmet Aktaş'a iadesine, 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Somut olayda takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 08.03.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdının tebliğ edildiği görülmüş olup, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 08.03.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Ancak, ilk derece mahkemesince, icra emrinin iptaline karar verildiğinden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin konusuz kaldığı, yine icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve ferilerine yönelik şikayetlerin ise bu aşamada incelenemeyeceği, zira bu iddiaların ödeme emrinin tebliğ edilmesinden sonra itiraz olarak icra müdürlüğüne bildirilmesinin gerektiği anlaşıldığından mahkemece, bu şikayetler yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca yönelik şikayetler hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olmuştur....
Somut olayda, şikayetçi 3. kişi T1 02/12/2020 tarihinde 103 davet kağıdı 22/10/2020 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir. Şikayetçi taraf 22/10/2020 tarihinde tebliğ edilen 103 davet kağıdı üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 06/04/2021 tarihinde haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurusu süresinden sonradır. Diğer taraftan 02.11.2004 tarihli ve 25658 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik" hükümleri ile resmi yazışma kuralları belirlenmiş olup, 2.maddesi gereği bu yönetmelik tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsamaktadır....
vekilinin 06.03.2014 havale tarihli şikayet dilekçesinden 89/1 haciz ihbarnamesine cevap veren ......