Kabule göre de, ödeme emri ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayeti yönünden davacı ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ tarihlerinde eşi ve kızı ile birlikte oturmadığını, "Ayvalık/Balıkesir" adresinde oturduğunu, bilinen adresinin bu adres olduğunu belirtmiş, nitekim icra dosyasından daha önce tebligat yapılan "Bayraklı/İzmir" adresine çıkan kıymet takdir raporu tebliği muhatabın adreste tanınmadığı şerhi ile iade edilmiş olup, davacının tebligatın yapıldığı adreste oturup oturmadığı hususunda delillerinin toplanması ve gerektiğinde zabıta araştırması yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi nedeniyle de, karar usul ve yasaya aykırıdır....
Murat Ergül'ün çekildiğine dair dilekçenin T1 tebliğ edilip üstüne 15 gün de beklenilmesi gerektiği T1 yapılmış bu minvalde bir tebligat olmadığını tebligatlarda herhangi bir usulsüzlük olmadığını kıymet takdir raporunun davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacının süresinde itiraz etmediğini bu nedenle kıymet takdirine itiraz etmeyen davacının itiraz nedenlerini öne sürerek ihalenin feshini isteyemeyeceğini, dosya kapsamında davacının eşine satış ile ilgili tebliğ yapıldığını meskeniyet şikayeti ile Malatya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/82 Esas sayılı dosya ile şikayet edildiğini davacının eşinin de ihaleden haberdar olduğunu haksız davanın reddi ile İİK' nun 134/2 madde hükmü gereğince davacının ihale bedelinin %10'undan az olmamak üzere para cezasına mahkum edilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2021/36130 E. sayılı dosyasında davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, alacağın tahsili amacıyla borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, haciz konulduğuna ilişkin 103 davetiyesinin 04/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın ise 10/04/2022 tarihinde açıldığını, taşınmaza Alaşehir İcra Müdürlüğünün 2022/99 talimat sayılı dosyasında 373.011,67 TL kıymet takdir edildiğini, kıymet takdir raporunun dav davacı tarafa 29/09/2022 tarihinde bizzat tebliğ edildiğini, haczedilmezlik şikayetinin 7 gün süre içinde yapılmadığını, huzurdaki davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, bir an için davanın süresinde açılmış olduğu kabul edilse bile taşınmaz üzerinde Ziraat Bankası AŞ lehine olmak üzere iki defa ipotek tesis edildiğini, ipoteklerin ihtiyari ticari kredi sebebi ile tesis edildiğini, bu nedenle de haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasının mümkün olmadığını, davanın açılmasında müvekkilinin de kusurunun...
tebligatların usulsüz olduğunun mahkemenin kabulünde olduğunu, kıymet takdirine itiraz süresinin öğrenme değil tebliğ tarihinden itibaren başlıyor olmasının ve kıymet takdir raporunun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine şikayette bulunulmasının dikkate alındığında itiraz süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı noktasında şüphenin olmadığını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
*İcra emri usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; Mahkeme dosya üzerinde yaptığı inceleme sonucunda kıymet takdiri raporunun bizzat kendisine 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu kabul edilerek süre aşımı sebebiyle icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz istemlerinin reddine karar vermiş ise de, borçlu bu tebligattaki (11/10/2018 tarihli) imzaya kendisine ait olmadığını ileri sürerek itiraz ettiğini bildirmiş, mahkemece bu iddia yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Borçlunun tebligattaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının bilirkişi marifetiyle tespit edilerek araştırılması, bunun sonucuna göre usulsüz icra emri tebliğ şikayetine ilişkin bir değerlendirme yapılması gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem kıymet takdir raporu hem de satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu, satış ilanının mahalle muhtarlığına ve divanhaneye asılmadığını, satış ilanında taşınmazın özelliklerinin eksik bir şekilde yazıldığını, kıymet takdirine esas alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaza takdir edilen kıymetin 482.643,36 TL olduğunu, davaya konu taşınmaza 4 yıl önce takdir edilen değerin 590.153,00 TL olduğunu, dosyada mübrez 04/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu taşınmaza 590.153,00 TL değer biçilmişken aradan 4 yıl geçtikten sonra taşınmaza daha fazla değer biçilmesi gerekirken daha az değer biçildiğin, esas icra dairesi olan Zonguldak İcra Müdürlüğü'nün 2001/824 esas sayılı dosyasında dosya borcunun yanlış hesaplandığını, bu sebeplerle; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nce, İİK 128/a-1 maddesi gereğince kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği ilgililerin tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük yasal süresi içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine şikayette bulunmadığı, kıymet takdir raporunun Bayburt İcra Müdürlüğü'nce düzenlendiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Bayburt İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, Trabzon İcra Müdürlüğü'nün 2019/10558 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, haczedilen taşınmazın Bayburt ilinde bulunması nedeniyle Bayburt İcra Müdürlüğü'ne yazılan talimat yoluyla taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı, iş bu kıymet takdirine itiraz edildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler....
nun 89.maddesine göre gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatları usulsüz ise de, şikayetçiye gönderilen kıymet takdir raporunun 04.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, ancak şikayetçinin kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetinin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, şikayetçinin, kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 04.11.2014 tarihinde, İİK.'nun 89.maddesine göre gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatlarından ve takipten haberdar olduğunun kabulü gerekeceğinden, 15.01.2015 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK.'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesince, itiraza konu kıymet takdir raporunun Iğdır İcra Müdürlüğü tarafından düzenletildiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Iğdır İcra Hukuk Mahkemesi'nce ise, Ankara 7. İcra Müdürlüğünce Iğdır İcra Müdürlüğü'ne yazılan talimat ile şikayete konu taşınmazların kıymet takdirinin yapılmasının istendiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin esas icra müdürlüğü olan Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Iğdır İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Iğdır İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....
Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada da bulunmadığı görülmüştür. Kaldı ki, borçlu adına çıkarılan satış ilanına ve düzeltmeye ilişkin tebligatların, 10.03.2016 ve 31.03.2016 tarihlerinde usulüne uygun şekilde yapıldığı, buna göre kıymet takdirine ilişkin tebligat usulsüz dahi olsa, borçlunun satış ilanı tebliği ile kıymet takdirine de muttali olduğu kabul edilmelidir. O halde mahkemece, borçlu tarafından kıymet takdiri ve satış ilanına ilişkin tebligatların usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmediği dikkate alınarak, başkaca fesih nedeni de olmadığından 424 Ada 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden de şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anılan taşınmaza ilişkin ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....