Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, anne ve babasının Türk vatandaşı olduğunu, uzun yıllar önce Suriye'ye yerleştiklerini, kendisinin Suriye'de doğduğunu ve Suriye vatandaşı olarak kayıtlı bulunduğunu, ancak Türkiye nüfusunda kaydının olmadığını bildirerek, Türk vatandaşı olan annesi davalı ... ile arasındaki soybağının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının davayı açan kişinin ... olduğunu kanıtlayacak, Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından düzenlenmiş bir belge ibraz edemediği, bu nedenle davacının ... olduğunu usulüne göre ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava anneliğin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece de kabul edildiği üzere, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 15.01.2014 tarihli olup DNA incelemesi sonucu düzenlenen raporunda, ...'...

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; davacının Suriye ülkesinde dünyaya geldiğini, annesinin Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı T4 olduğunu, müvekkili doğduğu zaman ailenin Suriye devletinde yerleşik olduğundan davacının o ülke nüfusuna kaydedildiğini, nüfus kayıtlarında annesi ile soybağı ilişkisi bulunmadığından vatandaşlık talebinin kabul edilmediğini, davacının kardeşleri Maha, Münire ve Abdullah'ın Türkiye kaytılarında kayıtlı olduklarını ancak hayatta olmadıklarını, davacının anne ve babasının hayatta olmadığını, annesinin hayattaki tek akrabasının davalı T3 olduğunu belirterek davacının annesinin davalının kardeşi T4 olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalının ölmüş olduğu ve davacının başka bir akrabasının olmadığı bu neden ile davacının dava açmada hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından HMK 114/h maddesi uyarında dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır...

    Türk Vatandaşlığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 29.6.2004 tarihli 5203 sayılı Kanunla (R.G. 6.7.2004 gün ve 25514 sayı) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29. maddesi değiştirilmiş, yapılan değişiklikle; “..doğumla Türk vatandaşı olup da, vatandaşlıktan çıkma izni alanların ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı ergin olmayan çocuklarının, Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç ve ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanmaya devam edecekleri..” hükme bağlanmıştır. Davalı doğumla Türk vatandaşı olduğuna göre, sözü edilen değişiklik gereğince Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanacağı ve boşanma davasında “yabancı” muamelesine tabi tutulamayacağı açıktır....

      Üniversitesince reddedildiği belirtilerek, Anayasa’nın 10.,11. ve 42. maddelerine aykırı olan bu düzenlemenin kaldırılarak talebi yönünde işlem yapılmasının istenildiği, söz konusu başvurunun Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, Davacı tarafından; yabancı uyruklu iken sonradan kazanılan vatandaşlık ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçen çift uyrukluların, doğumla Türk vatandaşı olup da İçişleri Bakanlığından Türk vatandaşlığından çıkma izni alanların ve bunların Türk vatandaşlığından çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocuklarının başvuruları kabul edilirken, doğumla ilk uyruğu Türkiye Cumhuriyeti olan çift uyrukluların başvurularının kabul edilmemesinin Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırı olduğunun ileri sürüldüğü, Davalı idare tarafından ise; lise eğitimlerini Türkiye'de tamamlayan doğumla ilk uyruğu Türkiye Cumhuriyeti olan çift uyrukluların, aldıkları eğitim itibarıyla Öğrenci...

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1723 KARAR NO : 2023/1970 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAFRA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/364 ESAS, 2022/513 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ana-Baba Adının Düzeltilmesi/Değiştirilmesi İstemli) KARAR : Bafra 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/364 esas, 2022/513 karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus (ana-baba adının düzeltilmesi/değiştirilmesi istemli) talebinin reddine karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin Suriye Nüfusuna kayıtlı olduğunu, müvekkillerinin babaannesi olan Sabriye Durmaz'ın hem Türkiye Nüfusuna, hem de Suriye nüfusun da kayıtlı bulunduğunu, Türkiye nüfusuna göre müvekkillerinin babaannesinin adının Sabriye Durmaz olduğunu, ayrıca T5 kaydının bulunduğunu, Türkiye nüfusunda...

        beyan ettiklerini, Düziçi nüfusuna kayıtlı 1832 doğumlu Abdurrahman Akkaş'ın nüfus kaydı incelendiğinde tanık Mayıl Akkaşın beyanında ismi geçen Abdi Osman ve Abdi Ökkeşin Osman ve Ökkeş olarak kayıtlı oldukları ve Abdurrahmanın altsoyu olduklarının anlaşılacağını, açıklanan nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, Almanyada yaşamakta iken 16/01/2004 tarihinde öldüğü anlaşılan ...'nın Türkiye de yerleşim yerinin bulunmadığı, Kahramanmaraş ... Mah. nüfusuna kayıtlı olduğu anlaşılmakla, yetkili mahkeme Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/04/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Eldeki davada da; davacının Irak vatandaşı olduğu, davanın yabancılık unsuru taşıdığı görülmekle yabancılık teminatı hususunun 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 48. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 114 ve 115.maddeleri çerçevesinde irdelenmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi, 2- Dava dilekçesinde davalı olarak sadece nüfus müdürlüğünün gösterildiği, ancak eldeki talep miras hukukunu ilgilendirdiğinden tespit kararından miras hakları etkilenecek olan TC kimlik numaralı T3 sağ ise kendisinin vefat etmiş ise kaydi mirasçılarının davada yer alması gerektiği, Dosya kapsamına celbedilen nüfus kayıt örneğinden TC kimlik numaralı T3 nüfus kaydının Türk vatandaşlığını kaybetmesi nedeniyle bilinmeyen olarak kapatıldığı bununla birlikte davacı ve tanıkların beyanları ile davacının Irak nüfusuna göre babası olarak kayıtlı olan T3 ölü olduğu anlaşılmakla, TC kimlik numaralı T3 veraset ilamı ile belirlenecek mirasçılarının re'sen davalı sıfatı ile davaya...

          Yurtiçi sigortalılık kayıt ve tescili bulunmayan, 09.06.1999 tarihi itibarıyla izinle çıkarak Türk Vatandaşlığını kaybeden, 08.08.1999 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığını kazanan ancak, 03.06.2002 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığını kaybeden 15.07.1965 doğumlu davacının 03.05.2013 günlü borçlanma başvurusu, talep tarihinde Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddi üzerine, eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 1- Mahkemece, davacının borçlanabileceği süre belirlenirken Türk vatandaşı olmadığı sürenin dışlanmaması yerinde değildir. 3201 sayılı Yasanın 1. maddesinde; “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına...

            İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; İşbu dava mirasın hükmen reddi davası olup, yerel mahkeme; yargılama sırasında davacı müvekkillerinin Muris Ömer Ökkeş Onyığ'ın terekesini sahiplenip sahiplenmediğini araştırarak; Muris Ömer Ökkeş Onyığ'ın vefatı üzerine Osmaniye Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 25.10.2019 tarih ve 21119 yevmiye numaralı işlemi ile muris Ömer Ökkeş Onyığ'ın hisselerinin intikal yoluyla davacılar adına tescil edildiği gerekçesiyle davacıların murisin mirasını hükmen reddedilemeyeceğini belirterek davalarının reddine karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu olayda davacılar terekenin olağan işlemleri dışında bir işlem yapmadıklarını, bu sebepten mirasçıların muris Ömer Ökkeş Onyığ'ın mirasını red hakkı düşmemiş olduğunu, Yargıtay kararında da belirtildiği üzere; davacıların işlemlerinin objektif olarak yeterli ve gerekli inceleme yapılmadan terekenin olağan işlerinin dışında olup olmadığının değerlendirilmediğini...

            UYAP Entegrasyonu