İdare Mahkemesince; Hatay'ın anavatana katılması ile birlikte imzalanan Hatay Anlaşması'nın 2. maddesinde, Anlaşmanın kapsadığı sınırlar içinde oturan Hatay vatandaşlarının, Türkiye Vatandaşlığını bihakkın kazanacakları hükmüne yer verildiği, anılan Anlaşmanın 3. maddesinde de, ikinci madde uyarınca Türk Vatandaşlığını kazanan kimselerin bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde Suriye veya Lübnan tabiiyetini seçmek hakkına sahip olduklarının belirtildiği; 2.9.1938 tarihinde Hatay Devletinin kurulmasında sonra Hatay Vatandaşı olan ve anılan Anlaşmadaki altı aylık süre içinde Suriye veya Lübnan tabiiyetini seçmeyen … ve eşi …'ın, Hatay Anlaşması hükümlerine dayalı olarak 24.10.1939 tarihinde … İli, … İlçesi nüfusuna kaydedildiği, Türk Medeni Kanunu'nun 39. ve 1587 sayılı Nüfus Kanunu'nun 11. maddesi hükümlerinde nüfus kayıtlarının kesinleşmiş mahkeme hükmü bulunmadıkça düzeltilemeyeceği ve değiştirilemeyeceğinin belirtilmiş olmasına karşın, haklarında kesinleşmiş...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/530 E. 2020/147 K. sayılı ilamı ile soybağının tespiti davası olarak nitelendirilerek dosya yetkili ve görevli Batman Aile Mahkemesi'ne gönderilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden Suriye uyruklu davacı T1 babası olduğunu iddia ettiği Türk vatandaşı T2’ın aynı zamanda Suriye Arap Cumhuriyeti nüfusuna kayıtlı olduğu ve kayıtlarda babası olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Açılan dava ile T2’in nüfus kaydında düzeltme yapılarak Suriye nüfus kayıtlarında bulunmasına rağmen Türkiye nüfus kayıtlarında görünmeyen çocuğun nüfusa tescili amaçlanmaktadır. Bu durumda 4721 Sayılı TMK'nın 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın hükmen tespiti hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır....
nın babasının Türk vatandaşı olan ... olduğunun tespitine karar verildiği, nüfus müdürlüğü tarafından kararın tespit kararı olduğu gerekçesi ile nüfus kayıtlarına tescil edilmemesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 26355 sayılı ve 23.11.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin babalığa hüküm ile soybağının kurulması başlıklı 103.maddenin 4.fıkrasında; babalığa hüküm kararında babanın Türk vatandaşı, annenin yabancı uyruklu olması, çocuğun nüfusa kayıtlı değil ve onsekiz yaşından büyük olması halinde yapılacak işlemin, babalığa hüküm kararının İçişleri Bakanlığına gönderilerek vatandaşlık durumunun tespitinin isteneceği ve bakanlığın kararı doğrultusunda işlem yapılacağı, bakanlıkça tescil kararı verilmiş ise Türk olan baba hanesine doğumdan tescil edileceği hükme bağlanmıştır.....
Sulh Hukuk ve...2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, babası vefat eden ve annesi Türk vatandaşı olmayan küçüğe 4721 sayılı Kanunun 404. maddesi uyarınca vasi atanmasına ilişkindir. Dosya kapsamından,... Sulh Hukuk Mahkemesince, kısıtlı adayının "... Krallığı" adresinde ikamet ettiği ve UYAP sisteminden yapılan incelemede Türkiye'de ikametgahının bulunmadığı,...'nın 41. maddesi uyarınca, dosyanın ...,...veya İzmir mahkemelerinden birinde görülmesi gerektiğinden bahisle,...2. Sulh Hukuk Mahkemesince de kısıtlı adayı küçüğün Türk vatandaşı olup, Karaçoban nüfusuna kayıtlı olduğu ve......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2021 NUMARASI : 2021/97 ESAS, 2021/1236 KARAR DAVA KONUSU : Merci Tayini KARAR : Kızıltepe Aile Mahkemesi ve Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar, dava dilekçesinde özetle; Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduklarını, babaları T3’ın ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, iç savaştan dolayı Türkiye’ye geldiklerini, babaların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması sebebiyle Nüfus Müdürlüğüne müracaat ettiklerini, ancak taleplerinin kabul edilmediğini ileri sürmek suretiyle, T3’ın babaları olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kooperatifi'nin ortaklık şartlarını düzenleyen 10/2. maddesi hükmünde "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve yabancı uyruklu olmakla birlikte 2644 sayılı Tapu Kanunu veya yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre Türkiye'de gayrimenkul edinmesine imkan sağlanmış kişilerden bulunmak" ortaklık koşulu olarak öngörülmüştür. Burada ifade edilmek istenen husus Türk vatandaşı olanların ortak olabileceği gibi, ayrıca Türk vatandaşı olmazsa bile 2644 sayılı Tapu Kanunu veya yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre Türkiye'de taşınmaz edinmesine olanak sağlamış kişilerin de, ortak olabileceğidir.Davacının Türk vatandaşı olmadığı konusunda uyuşmazlık yoktur. O halde mahkemece, yabancı uyruklu olan davacının anasözleşmenin maddesinde belirtildiği şekilde Türkiye'de taşınmaz edinme koşullarını taşıyıp taşımadığının araştırılması...." gerektiğine ilişkin kararları da bu yöndedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, kişinin nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı, ilgili kişinin dosyada taraf sıfatının da bulunmadığı, mahkemenin gerekçesinde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi hükmüne de dayanıldığı ve davacının Türk vatandaşı olmamasına rağmen "Mardin/Kızıltepe" nüfusuna kayıtlı olduğunun bildirildiği, dava dosyasının gönderilme gerekçesinin anlaşılamadığı dosyada yetki itirazında da bulunulmadığı, kaldı ki dosyadaki vekâletnamenin incelenmesinden, davacının ikamet ettiği yer olarak "Seyhan/ADANA" adresini bildirdiği anlaşıldığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davanın tarafı yabancıdır. Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s....
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının murisi ...'in 1929 yılında Antakya'da doğduğu, 07/12/1930 tarihinde Suriye nüfusuna, Hatay'ın 29/06/1939 tarihinde Türkiye topraklarına katılmasının ardından, Hatay Anlaşması uyarınca 24/10/1939 tarihinde ... ili, ...nözü ilçesi, ... Köyü nüfusuna kaydedildiği; Türk vatandaşlığını kazanmamasına rağmen Türkiye nüfusuna kaydedildiğinden bahisle nüfus kaydının silinmesine yönelik işleme karşı açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile ilgili işlemin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği ve bu karar üzerine ...'in nüfus kaydı canlandırılarak, ölüm tarihi olan 27/01/2012 tarihine kadar kayden Türk vatandaşlığını muhafaza ettiği anlaşılmaktadır....
Madde 6- (1) Doğumla kazanılan Türk vatandaşlığı, soy bağı veya doğum yeri esasına göre kendiliğinden kazanılır. Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren hüküm ifade eder. Madde 7- (1) Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır. (2) Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır. (3) Türk vatandaşı baba ve yabancı anadan evlilik birliği dışında doğan çocuk ise soy bağı kurulmasını sağlayan usul ve esasların yerine getirilmesi halinde Türk vatandaşlığını kazanır. Madde 8- (1) Türkiye'de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşıdır. (2) Türkiye'de bulunmuş çocuk aksi sabit olmadıkça Türkiye'de doğmuş sayılır. Madde 9- (1) Sonradan kazanılan Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile gerçekleşir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kendisinin nüfusta kayıtlı... olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, aslen Türk vatandaşı olup ... Köyü nüfusuna kayıtlı ... oğlu 09.01.1946 doğumlu ... olduğunu, Suriye'de yaşaması nedeni ile askerlik çağrılarından haberi olmadığı için Türk vatandaşlığından çıkarıldığını, Türk vatandaşlığına geri dönmek istediğini ancak kimliğini ispat edecek mahkeme kararı olmadan işlem yapılmayacağı bildirildiğinden, Suriye'deki kayıtlarda.. oğlu ... olarak yer alan ile Türkiye'deki...'in aynı kişi olduğuna ve kendisinin de ...'in oğlu olduğuna karar verilmesini istemiştir....