Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanun, açıkça, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtildiğinden davacının Türk vatandaşlığından çıkmadan önceki ve 18 yaşını ikmal ettiği tarihten itibaren, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı bulunduğundan dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Islah edilen dava, Türk vatandaşı iken yurtdışında geçen süreyi 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun ve ... sigortasına giriş tarihi olan 30.07.1974 tarihinin Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarih olarak tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davacının 3201 sayılı Yasa gereğince yurt dışında Türk Vatandaşı iken çalıştığı sürelerin Türkiye de çalışmış gibi borçlanabileceğinin tespitine, borçlanma işleminin 5510 sayılı Yasa gereğince 4/1-b gereğince yapılmasına, davacının çalışmaya başladığı tarihin yurt dışında çalışmaya başladığı tarih olan 08.08.1977 olarak belirlenmesine yönelik hüküm kurularak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Davalılarda görünürde ki satış işlemlerinin gerçek bir satış olmadığı savında bulunmuş, incelenen dosyada davaya konu payların evveliyatının davacıların da kardeşleri olan Eyüp Özpolat ve Ökkeş Özpolat'a ait olduğu, Eyüp Özpolat'ın yurt dışında yaşadığı problemlerden kaynaklı sahip olduğu hisseyi kardeşi olan Ökkeş Özpolat'a emaneten devrettiği, Ökkeş Özpolat'ın da yurt dışına gitmesi ve üzerindeki mal varlığı kaydının yurt dışında sıkıntı oluşturması nedeniyle, üzerine kayıtlı hisselerde kendisine ait olanları eşi olan davalıya emaneten devrettiği, kardeşi Eyüp'ten emaneten devraldığı hisseleri de Eyüp'ün bilgisi ve talebi neticesinde Eyüp'ün kayın validesi olan davalı Dudu'ya emaneten devrettiği, yapılan devirlerin gerçek satış mahiyetinde olmadığı, anlaşılmış olup bu durum, dinlenen tanık beyanları ile de ispatlanmıştır....

    Türk Medeni Kanunu'nun 282 nci maddesi uyarınca, çocuk ile ana arasında soybağı doğumla, baba ile arasında soybağı ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur, ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre, kendisinin Suriye uyruklu olduğu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ...’nın oğlu olduğunu, ...’in Suriye uyruklu 1913 doğumlu ... ile gayri resmi evliliğinden kendisi ve kardeşi ...’in doğduğu, babasının Türk vatandaşı olduğu bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ...’nın kendisinin babası olduğunun tespiti ile buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun tespitine karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır....

      . … İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Suriye vatandaşı olan davacı tarafından, dedesi Türk vatandaşı olduğundan bahisle Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin istenilmektedir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının ibraz ettiği bilgi ve belgeler çerçevesinde Türk vatandaşı ana ve babanın çocuğu olduğunu kanıtlayamadığı gibi Türk vatandaşı olduğunu iddia ettiği dedesine ait herhangi bir kayda rastlanılmadığı da dikkate alındığında; davacının Türk vatandaşlığına alınma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

        Dosya kapsamındaki, nüfus kaydına göre kısıtlı adayının Kastamonu İli, Araç İlçesi nüfusuna kayıtlı bulunması, nüfusa kayıtlı olunan yerin yerleşim yerine karine olduğuna ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması ve İstanbul Erenköy Ruh Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nin 17.12.2008 tarihli yazısıyla kısıtlı adayının son yerleşim yerinin , ... Sokak, ... Apartmanı, No:43/3 ..., İstanbul adresi olduğunun bildirilmesine göre, uyuşmazlığın, ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          , Türk vatandaşlığını kazandıklarında Rusya'da kullandıkları isimlerine uygun Türkçe karakterli Türkiye'de kullanılan isimler olarak nüfusa kaydedildiğini, bu durumun, hem Rus ve hem de Türk vatandaşı olan davacıların Türkiye'den Rusya'ya giriş ve çıkışlarında bir hayli problem oluşturduğunu, beyanla; davacıların Türkiye Cumhuriyet T2nde kayıtlı olan isimlerinde, Rusya nüfusunda kayıtlı bulunan isimlerine uygun şekilde düzeltme yapılarak; T3 davacının isim ve soyisminin IBRAGIM URISHANOV olarak, FATIMA HÜRİŞAN olan davacının isim ve soyisminin FATIMA URISHANOVA olarak, YILDIZ HÜRİŞAN olan müşterek çocuğun isim ve soyisminin YILDIZ URISHANOVA T3 olan müşterek çocuklarının isim ve soyisminin SELIN URISHANOVA olarak DÜZELTİLMESİNE karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

          Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin önceki kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, aylığa hak kazanmak için Türk vatandaşı olmaya gerek olmadığı gibi davacının sigortalılık başlangıç tarihinde Türk vatandaşı olduğu anlaşılmakla sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesinin yerinde olduğu ancak davacının Türk vatandaşlığının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25.maddesinin (ç) bendine göre kaybettirilmesi nedeniyle aynı Kanun'un 29. maddesinde saklı tutulan sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarının mümkün olmadığı ve 5901 sayılı Kanun'un 43. maddesine göre Türk vatandaşlığına alınmak için başvurusunun da bulunmadığı anlaşılmakla davacının yurt dışında geçen süreyi borçlanma isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir....

              Davacının annesi olduğunu iddia ettiği Şemsi Gülşahin'in bekar olarak nüfusa kayıtlı olduğu, babası ve annesinin öldükleri, Şemsi'nin bekar olması nedeni ile mirasçı olarak Hamit, Emine, Mehmet, Caziye, Ahmet, Mehmet Emin, Esat, İsmail ve Yusuf Gülşahin adında kardeşlerini bıraktığı, her ne kadar, Şemsi'nin oğlu olarak Amer nüfusa kayıt edilmiş ise de bunun herhangi bir mahkeme kararına dayanmadığı, idari yoldan işlem yapıldığı görüldüğünden verilecek karar nedeni ile hukuku etkilenecek olan Şemsi'nin kardeşleri ile sonradan çocuğu gibi kaydedilen Amer davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....

              UYAP Entegrasyonu