Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 31.5.2012 tarihli talebini reddeden Kurum işleminin yersiz olduğunun ve davacının 3201 sayılı Yasa'ya göre yaptığı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitine, davacının talep tarihinde Türk Vatandaşı olma şartı aranmaksızın Türk vatandaşlığında geçen yurtdışı çalışma sürelerini borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile davacının Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4 maddesi gereğince Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 29.1.1971 tarihinin Türkiye hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine ve davacı tarafın talep tarihindeki borçlanma bedelini alt sınırından ödeme yapma hakkının bulunduğu yolundaki isteminin ise yerinde bulunmadığından reddine karar verilmiştir. 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'un "Borçlanma Tutarı ve Borçlanma Tutarının İadesi" başlıklı 4.maddesine göre borçlanılacak her...

    MERSİS numaralı ve ... adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olduğunu, 1 Temmuz 2016 tarihinde hissedar'ın toplam hisselerinin %51'i, dönemin tek hissedarı olan ... T.C. Kimlik Numaralı, ..., Türkiye adresinde mukim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ... tarafından, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş ve geçerli bir şekilde varlığını sürdüren, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ... sicil numarası ile kayıtlı, ... Vergi Dairesi'ne ... vergi numarası ile kayıtlı, ... MERSİS numaralı ve ... adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olan ... A.Ş.'ye devredildiğini, şirket'in 9 Ağustos 2018 tarihli ve 1 Temmuz 2016 tarihli genel kurul toplantıları neticesinde Şirket yönetim kurulunda yapılan değişiklikler sonucunda Şirket'in yönetim kurulu aşağıdaki üyelerden oluştuğunu, ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, Lübnan vatandaşı olan davacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı...olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı vekili müvekkilinin Lübnan vatandaşı olduğunu ileri sürerek Türk vatandaşı...olmadığının tespitini istemiş, mahkemece davadaki istemin idari işlem niteliğinde kaldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1(c) maddesine göre tespit davalarının açılabileceği bildirildiğine göre, mahkemece işin esasına girilerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

        Bu kanun gereğince Türk Vatandaşlığı kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulur. Ancak doğumla Türk Vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk Vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler....

          Nüfus Müdürlüğünün tüm kayıtlarının yandığını ve bu yüzden yangında kaybolan kayıtlara ulaşmanın mümkün olmadığını, bu arada müvekkillerinin babalarının Türkiye'deki kayıtlarda ölü olarak gösterildiğini, müvekkillerinin babasının ölü olan kaydının düzeltilerek sağ yazılması amacıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/07/2012 tarihli ve 2012/64 Esas, 2012/68 Karar sayılı kararı ile bu kaydın düzeltildiğini bildirerek müvekkillerinin babası olan Türk vatandaşı ... İnanç ile ... Cumhuriyeti vatandaşı ... ...'in aynı kişi oldukları ile davacılar ve kardeşlerinin ... İnanç çocukları olduklarının tespitine ve nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş,davacılar vekilinın temyizi üzerine Dairenin 14/09/2017 tarihli ve 2017/12989 Esas, 2017/10861 Karar sayılı ilamı ile “davacıların babası olduğu ileri sürülen ......

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2019/120 ESAS, 2020/563 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Diğer Kayıtların Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı, dava dilekçesinde özetle; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı T3 babası olduğunu, kendisinin de eşiyle birlikte yaklaşık 4 senedir Türkiye’de yaşadığını, babasının Türk vatandaşı olması sebebiyle, kendisinin de vatandaşlık için başvuruda bulunduğunu, T3 babası olduğuna dair tespit kararı ibraz etmesinin istenildiğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilmek için tespit kararına ihtiyacı olduğunu ileri sürmek suretiyle, T3 babası olduğunun tespitine ve nüfusa tesciline karar verilmesini...

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/09/2021 tarih 2020/527 Esas 2021/298 Karar sayılı kararına karşı, davalı Nüfus Müdürlüğü ve T2 vekili tarafınca İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Suriye vatandaşı olduklarını, davalının annesi olduğunu ve Türkiye vatandaşlığının kabul edildiğini, davalının annesi olduğuna ilişkin mahkeme kararı istendiğini, belgelerin tetkik edilerek davalı annesinin nüfusuna kaydının yapılmasını talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T2 vekili cevap dilekçesinde özetle; Kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü ve görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görüleceğini ve karara bağlanacağını beyanla davanın husumet yönünden reddini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            da bulunduğu ve bu durumda da MÖHUK 41. maddeye göre ..., ... ve ... mahkemelerinin yetkili olduğu bildirilerek, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. Dava, ....da babalan hanesinde nüfusa kayıtlı davacıların aynı zamanda Türkiye vatandaşı olan babaları hanesine tescil edilebilmeleri için tespit kararı verilmesidir. Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır....

              kayıtlarında babaları olarak görünen Hasan Seyidhan ile Türk vatandaşı Hasan Denizhan'ın aynı kişi olduklarının tespiti ile Türk vatandaşı Hasan Denizhan'ın Hüseyn olan baba adının Hüseyin, 01/07/2014 olan doğum tarihinin gün ve ayı baki kalmak kaydıyla 1927 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

              Vatandaşlığını kaybettiği 4/12/2008 tarihine kadar olan borçlanma isteğinin kabulüne, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi talebinin ise yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Somut olayda, doğumla Türk vatandaşı olan davacının 22.05.2001 tarihinde izinle Türk vatandaşlığını kaybettiği, 04.12.2008 tarihinde yeniden vatandaşlığa alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Türk vatandaşlığından izinle çıktığı 22.05.2001 tarihine kadar yurt dışında çalıştığı süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken Türk vatandaşı olmadığı 23.05.2001-03.12.2008 tarihleri arasındaki dönemi de kapsar biçimde borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu