WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve yurda dönmediğinin saptanması üzerine Türk Vatandaşlığının kaybettirilmesi için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunulduğu ve 403 sayılı Yasanın 25 nci maddesi "4" fıkrası uyarınca dava konusu karar ile Türk vatandaşlığının kaybettirildiği anlaşılmıştır....

    Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dava, yabancı uyruklu olan davacının babasının Türk Vatandaşı ... annesinin Türk vatandaşı ... olarak ve eşi davacı ...'in de eşi olarak aynı haneye tescili istemine ilişkindir. Davacıların bu davayı açması için Türk vatandaşı olması gerekmez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106.maddesinde, gereği bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği düzenlenmiştir....

      Olayda, Yükseköğretim Yürütme Kurulu'nun 01/07/2009 tarihli toplantısında ÖSS'ye girme taban puanı sağlama şartının bulunmadığı tarihlerde öğrenime başlayan öğrenciler için bu şartın aranmamasına karar verildiği ve bu karar neticesinde bahsedilen dönemde anılan bölümden mezun olanlara sınavsız bir şekilde denklik verildiği, davacının eğitim aldığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı görülmekte olup bu kararın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan öğrencilerin üniversiteye başladığı sırada mevcut olmayan bir yönetmelik nedeniyle seviye tespit sınavına tabi tutulmalarının mağduriyet oluşturduğu gerekçesiyle alındığı, bu nedenle üniversiteye başladığı sırada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişileri kapsadığı ve davacının eğitim gördüğü tarihte Türkiye'de denklik alacağına ilişkin haklı bir beklentisinin oluşmasının mümkün olmadığı açıktır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/09/2021 tarih 2020/527 Esas 2021/298 Karar sayılı kararına karşı, davalı Nüfus Müdürlüğü ve T2 vekili tarafınca İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Suriye vatandaşı olduklarını, davalının annesi olduğunu ve Türkiye vatandaşlığının kabul edildiğini, davalının annesi olduğuna ilişkin mahkeme kararı istendiğini, belgelerin tetkik edilerek davalı annesinin nüfusuna kaydının yapılmasını talep etmiştir. B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T2 vekili cevap dilekçesinde özetle; Kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü ve görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görüleceğini ve karara bağlanacağını beyanla davanın husumet yönünden reddini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Somut olayda; davacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan T3 babası olduğunun tespitini istemiş ve irsi bağın bulunduğuna yönelik Mardin Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/232 Esas sayılı veraset ilamı ibraz edilmiş veraset ilamında; davacı Khaled Filiz’in, davalı T3 mirasçısı olarak belirlendiği, yine Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarının sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı ile babası olduğu iddia edilen T3 arasında Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında zaten babalık bağı kurulmuştur. Yargıtay 8....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, Suriye vatandaşı olan davacı ...'ın Suriye'deki nüfus kaydında babası olan ... ile T.C. vatandaşı olan ... ve ... oğlu 13.12.1943 doğumlu ...'ın aynı kişi olduğu ileri sürülerek davacının da babasından dolayı Türk Vatandaşı olduğununun tespiti ile nüfusa tescili istenmiş, Mahkemece davacının Türk vatandaşı olduğunun tespitine karar karar verilmiş, davalı ... verilen kararı iddia ile ilgili tıbbı rapor alınmadığı gerekçesi ile temyiz etmiştir. Dava, yabancı uyruklu davacının, Türk vatandaşı olarak nüfusa kayıtlı kişinin kendi babası olduğu iddiasına dayalı olarak kendisinin de Türk vatandaşı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 1. Baba olduğu iddia edilen ...'...

          Yukarıda yer alan hukuki açıklamalar ışığında, aylık bağlanması ve devamı için Türk vatandaşı olunmasının zorunlu olmadığı, 19.11.1955 doğumlu davacının 01.09.2000 tarihinde izinle Türk vatandaşlığından çıktığı ve 5901 sayılı “Türk Vatandaşlığı Kanunu”nun 28 inci maddesine göre bu maddede belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ettikleri, maddede bu Türk vatandaşı olmayan bu kişilerin yaşlılık aylığı almalarına engel bir hal bulunmadığı, borçlanılan süreler dikkate alınarak aylık bağlanması için talep tarihinde ve aylığın devamı süresince Türk vatandaşı olma şartı bulunmadığından aylık talep tarihinde Türk vatandaşı olmayan kişinin “yurda kesin dönmüş olması“ koşulunun “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi” olarak anlaşılması gerektiği, öte yandan “1962 Sosyal Güvenlik Eşit Muamele Sözleşmesi” olarak adlandırılacak olan "Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal...

            MERSİS numaralı ve ... adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olduğunu, 1 Temmuz 2016 tarihinde hissedar'ın toplam hisselerinin %51'i, dönemin tek hissedarı olan ... T.C. Kimlik Numaralı, ..., Türkiye adresinde mukim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ... tarafından, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş ve geçerli bir şekilde varlığını sürdüren, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde ... sicil numarası ile kayıtlı, ... Vergi Dairesi'ne ... vergi numarası ile kayıtlı, ... MERSİS numaralı ve ... adresinde kayıtlı bulunan bir anonim şirket olan ... A.Ş.'ye devredildiğini, şirket'in 9 Ağustos 2018 tarihli ve 1 Temmuz 2016 tarihli genel kurul toplantıları neticesinde Şirket yönetim kurulunda yapılan değişiklikler sonucunda Şirket'in yönetim kurulu aşağıdaki üyelerden oluştuğunu, ......

              Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 31.5.2012 tarihli talebini reddeden Kurum işleminin yersiz olduğunun ve davacının 3201 sayılı Yasa'ya göre yaptığı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitine, davacının talep tarihinde Türk Vatandaşı olma şartı aranmaksızın Türk vatandaşlığında geçen yurtdışı çalışma sürelerini borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile davacının Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29/4 maddesi gereğince Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 29.1.1971 tarihinin Türkiye hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine ve davacı tarafın talep tarihindeki borçlanma bedelini alt sınırından ödeme yapma hakkının bulunduğu yolundaki isteminin ise yerinde bulunmadığından reddine karar verilmiştir. 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'un "Borçlanma Tutarı ve Borçlanma Tutarının İadesi" başlıklı 4.maddesine göre borçlanılacak her...

                Davalılarda görünürde ki satış işlemlerinin gerçek bir satış olmadığı savında bulunmuş, incelenen dosyada davaya konu payların evveliyatının davacıların da kardeşleri olan Eyüp Özpolat ve Ökkeş Özpolat'a ait olduğu, Eyüp Özpolat'ın yurt dışında yaşadığı problemlerden kaynaklı sahip olduğu hisseyi kardeşi olan Ökkeş Özpolat'a emaneten devrettiği, Ökkeş Özpolat'ın da yurt dışına gitmesi ve üzerindeki mal varlığı kaydının yurt dışında sıkıntı oluşturması nedeniyle, üzerine kayıtlı hisselerde kendisine ait olanları eşi olan davalıya emaneten devrettiği, kardeşi Eyüp'ten emaneten devraldığı hisseleri de Eyüp'ün bilgisi ve talebi neticesinde Eyüp'ün kayın validesi olan davalı Dudu'ya emaneten devrettiği, yapılan devirlerin gerçek satış mahiyetinde olmadığı, anlaşılmış olup bu durum, dinlenen tanık beyanları ile de ispatlanmıştır....

                UYAP Entegrasyonu