nın davalı kooperatifin kurulduğu 22.06.2004 tarihinden vefat ettiği 03.02.2010 tarihine kadar davalı kooperatifin üyesi olduğunu, babasının ölümünden sonra 19.12.2012 tarihinde Kooperatifler Kanunu'nun 8 ve 14. maddeleri ile kooperatif anasözleşmesinin 9 ve 19. maddeleri uyarınca üye olma isteğini içeren dilekçeyi davalı kooperatife verdiğini, ancak davalı kooperatifin 04.01.2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile haksız olarak üyeliğe başvuru talebinin reddedildiğini ileri sürerek, ilgili kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemiz'in 28.11.2014 tarih ve 2014/2243 E., 2014/7665 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının muris ...'nın tek mirasçısı olduğu, kooperatif ana sözleşmesinin 9.maddesindeki şartlar incelendiğinde davacının Türk vatandaşı olduğu, kooperatifin çalışma bölgesi olan ......
Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/63 Esas sayılı dosya dava dilekçesinde özetle; Aslen İran vatandaşı olan davacının, 26/03/2007 tarihinde ailesinin Türk vatandaşı olması üzerine, o tarihte henüz ergin olmadığından ailesiyle birlikte Türk vatandaşlığını kazandığını, müvekkilinin hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de İran İslam Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olduğunu, asıy soyadının "NAHANİ" olduğunu, Meri mevzuatının uygulanmasına göre, Türk Vatandaşlığına geçiş esnasında yabancıların dilediği isim ve soyadını seçebildiklerini, bu soyadının Türk alfabesindeki harfleri içerdiğini ve kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla yabancı dilde de olabildiğini, müvekkilinin babasının, başvuru esnasında nüfus memurunun Türkçe bir isim ve soyisim seçilmesinin isabetli olacağını belirtmesi üzerine T1 ismini seçtiğini, bu durumda müvekkilinin soyisminin VARDAR olduğunu, müvekkilinin bu soyismi hiçbir şekilde benimsemediğini ve kullanmadığını, çevresince halen NAHANI soyadıyla anıldığını, öncelikle davanın...
Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/63 Esas sayılı dosya dava dilekçesinde özetle; Aslen İran vatandaşı olan davacının, 26/03/2007 tarihinde ailesinin Türk vatandaşı olması üzerine, o tarihte henüz ergin olmadığından ailesiyle birlikte Türk vatandaşlığını kazandığını, müvekkilinin hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de İran İslam Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olduğunu, asıy soyadının "NAHANİ" olduğunu, Meri mevzuatının uygulanmasına göre, Türk Vatandaşlığına geçiş esnasında yabancıların dilediği isim ve soyadını seçebildiklerini, bu soyadının Türk alfabesindeki harfleri içerdiğini ve kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla yabancı dilde de olabildiğini, müvekkilinin babasının, başvuru esnasında nüfus memurunun Türkçe bir isim ve soyisim seçilmesinin isabetli olacağını belirtmesi üzerine T1 ismini seçtiğini, bu durumda müvekkilinin soyisminin VARDAR olduğunu, müvekkilinin bu soyismi hiçbir şekilde benimsemediğini ve kullanmadığını, çevresince halen NAHANI soyadıyla anıldığını, öncelikle davanın...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihaleye katılmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişiler ile Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişilerin EKAP’a kayıt olmasının zorunlu olduğu, EKAP’a kayıtlı olmayan gerçek ve tüzel kişiler adına, EKAP üzerinden ihale dokümanının indirilemeyeceği, ortak girişimlerde ise Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişi ortakların tamamının EKAP’a kayıtlı olmasının gerektiği, …-… İş Ortaklığı’nın özel ortağının EKAP kaydının bulunmadığı, bu sebeple de anılan gerçek kişi ortağın ihalelere katılması mümkün olmadığından anılan iş ortaklığının teklifinin sınır değer hesabına dâhil edilmemesi gerektiği, dolayısıyla sonuç itibarıyla adı geçen isteklinin teklifinin dikkate alınmadan sınır değerin yeniden hesaplanması ve bu aşamadan sonraki ihale işlemlerinin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi yönündeki düzeltici işlem belirlenmesine...
Osama İsmail isimli Suriye Arap Cumhuriyeti Vatandaşı olan kişinin 07/05/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. İl Göç İdaresi kayıtlarında çocuklar Ahmed İsmail ve Nur İsmail'in baba adının Ösama anne adlarının ise Emel olarak gözüktüğü, doğum yerlerinin Halep olarak yazılı bulunduğu görülmektedir. Davacı ve çocuklar Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmayıp Suriye Arap Cumhuriyeti Vatandaşıdırlar. Davacı ve çocuklar geçici koruma kimlik belgesi ile kendilerine yabancı kimlik numarası verilen Türkiye'de ikamet eden kişilerdir. Davacının 04/05/2016 tarihinde T.C. Kimlik numaralı Nejdet Saçkesen isimli kişi ile evlendiği, bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını kazanmak için resmi işlemlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır....
Davacı dava dilekçesinde, nüfusta (İran Nüfus Kütüğündeki) " Fatemeh" olan isminin "Shoule" olarak düzeltilmesini talep etmiştir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 4/1- a maddesinde ; " vatansızlar ve mülteciler hakkında yerleşim yeri, bulunmadığı hallerde mutat mesken, o da yok ise dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku " 'nun uygulanacağı hükmü yer almaktadır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda ; "... Davacının İran vatandaşı olduğu, Türkiye de şartlı mülteci statüsü ile hakkında düzenlenen yabancı kimlik belgesi ile ikamet ettiği, hakkında düzenlenen kimlik bilgilerinin ise ülkesinde ki kayıtlara uygun olarak düzenlendiği, davacının Türkiye de nüfusa kayıtlı Türk Vatandaşı olmaması nedeniyle adının değiştirilmesi halinde bunun Türk Nüfus Sistemine kaydının mümkün olmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi ve Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili Slava’nın Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, babasının Nihayat Almala, annesinin Afat Aldulrahman olarak Suriye Nüfusunda kayıtlı olduklarını, müvekkilinin babasının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçtiğini ve “Korhan” soyadını aldığını, kardeşleri Rvan ve Rodia’nın da Türk vatandaşı olduğunu ileri sürmek suretiyle, T4 müvekkilinin babası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Diyarbakır 1. Aile Mahkemesi ve Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi karşılıklı olarak görevsizlik kararı vermiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca olayları açıklamak taraflara hukuki niteleme hâkime aittir....
Tüm dosya kapsamına göre; davalının Türk Vatandaşı olmadığı, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında uygulanacağından, yabancı uyruklu olan davalı hakkında adrese dayalı nüfus kayıt sistemine ilişkin hükümler uygulanamayacağından, ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
Köyü nüfusuna kayıtlı A.. B.. ya da B.. adında,yine Tahir ve Fatma'dan olma Sivas İli ... İlçesi,K.. Köyü cilt ... hane ... sayı ...'de nüfusa kayıtlı A.. B.. adında ayrı ayrı sorgulama yapılmak suretiyle Türkiye genelinde nüfusa kayıtlı herhangi bir kişinin kaydının bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüğünden sorulması,bulunması halinde nüfus kayıtları getirtilerek evrakına eklenmesi, 4-Dava konusu taşınmazın diğer paydaşları Mehmet(Mehmed) ve Şerife'den olma Hatice(1286-Isparta doğumlu) ile Mehmet (Mehmed) ve Şerife'den olma Fatıma(Fatma) Muharrem(1306-İzmir doğumlu) adlarında belirtildiği şekliyle ayrı ayrı sorgulama yapılmak suretiyle Türkiye genelinde nüfusa kayıtlı herhangi bir kişinin kaydının bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüğünden sorulması,bulunması halinde anne,baba ve kardeşlerini de gösterir şekilde nüfus kayıtlarının getirtilip,evraka eklenmesi,ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gerçek annenin tespiti ile annenin nüfusuna kaydedilmesi talebine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının yerleşim yeri adresinin ... ili, ... ilçesi olduğu gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nüfus kayıt düzeltim davası olmadığı ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisinin kesinleştiği gerekçesi ile karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davacı vekilinin, davacının annesinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, yıllar önce ...'ye yerleştiği, müvekkilinin iç savaş sonrasında ailesi ile birlikte Türkiye'ye yerleştiği, davalı ...'...